Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Birisi darda kaldığında, sıkıştığında, can havliyle çoluk çocuk, yaşlı genç ortalığa atıldığında biz onların önüne duvar öremeyiz, reddedemeyiz. Bu bir insanlık vazifesi, bu ahlaki bir duruştur" dedi.
Akdoğan, Gaziantep Büyükşehir Belediyesince Emek Mahallesi'nde yaptırılan Emek Anaokulu'nun açılışında, okul öncesi eğitimin önemine dikkati çekti.
Okulların sadece eğitim verilen kurumlar olmadığını, aynı zamanda insanların kişiliklerinin oluşturulduğu birimler haline geldiğini anlatan Akdoğan, "O yüzden bu bölümü ıskalamak gibi bir şansımız yok. En hayati bölümü çok önemseyip, öğretmenlerimizin de bu doğrultuda emek harcadığına şahit oluyoruz" diye konuştu.
Anaokulu düzeyindeki okullaşma oranını önemsediklerini belirten Akdoğan, hükümet politikalarında ve acil eylem planlarında, eğitimin her zaman önemli yer tuttuğunu söyledi.
Eğitimin fiziki imkanlarını geliştirirken muhtevasına da katkı sağladıklarını vurgulayan Akdoğan, şöyle konuştu:
"Muhtevanın gelişimi için de önemli çalışmalar yaptık. Bu noktada 4+4+4 sistemiyle 28 Şubat sürecinde yaşanan büyük mağduriyetlerin bir şekilde ortadan kaldırıldığını görüyoruz. Bizim eğitim kurumlarımız büyük bir medeniyetten bu günlere gelirken bilgi ve hikmeti özümsemiştir. Donanımlı gençler yetiştirilmesinde son dönemlerde ortaya koyduğumuz vizyonlara ulaşacaklar. Türkiye'nin dev projeleri yeni nesillerin eserleri olacak."
Suriyeli sığınmacılar
Gaziantep'te gerçekleştirdiği toplantılarda kentteki sorunlar hakkında bilgi aldığını dile getiren Akdoğan, bu kapsamda Suriyeli sığınmacılarla yaşanan sorunlar hakkında da fikir sahibi olduğunu ifade etti.
Bu konuda bir takım sosyal travmaların yaşandığını anlatan Akdoğan, şunları kaydetti:
"Ama büyük millet, büyük devlet olmak böyle bir şey. Birisi darda kaldığında, sıkıştığında, can havliyle çoluk çocuk, yaşlı genç ortalığa atıldığında biz onların önüne duvar öremeyiz, reddedemeyiz. Bu bir insanlık vazifesi, bu ahlaki bir duruştur. Bu duruşu ancak büyük milletler sergileyebilir. İşte biz 1,5 milyon göçmene ev sahipliği yapıyoruz. O çok konuşan bir takım ülkeler var. Bunlar kaç kişiyi ağırlıyor acaba? İnsani yardım konusunda taşın altına ellerini ne kadar koyabildiler. Türkiye hiç gocunmadan, gücenmeden, hiç para hesabı yapmadan bu kadar insana sahip çıkarken, onlar ne kadar bu külfetin altına girdiler.
Biz mazluma kimliğini sormuyoruz. Her kim olursa olsun etnik kökenine, dinine, mezhebine bakmadan, ona sahip çıkmaya çalışıyoruz. Bu noktada Gaziantep'in ve saygıdeğer güzel insanlarının büyük bir fedakarlık gösterdiğini, son derece alicenap bir şekilde gönlünü açtığını biliyorum. Burada bir takım insani, sosyal sorunlar olabilir. Bunların da inşallah devletimizin imkanları ve sivil toplum kuruluşlarının dayanışmasıyla aşılacağına inanıyorum." (AA)