ANKARA (ANKA)- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin Meclis grup toplantısında, ikinci turu Perşembe günü yapılacak Anayasa değişikliği paketi konusunda Başbakan Erdoğan'a "Giderayak, elin ayağına karışmış bir şekilde Anayasa değişikliği yapmaya kalkışma" diye seslendi.
Danışmanlarının Başbakan'ı bu konuda uyarmasını isteyen Baykal, "hırsla kalkanlar, kendilerine de millete de zarar verirler" diye konuştu. Meclis'te 22'nci döneminin son grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin dört buçuk yıl boyunca TBMM çatısı altında yaptığı çalışmaları anlattı ve milletvekillerine teşekkür etti. Genel seçimlerin Türkiye'nin bütün umudunu bağladığı bir seçim haline geldiğini kaydeden Baykal, "Bu seçimde hep birlikte Türkiye'nin önünü açacağız, ufkunu açacağız" dedi. CHP'nin dört buçuk yıl boyunca başarılı ve sorumlu bir muhalefet yaptığını dile getiren CHP lideri, milletvekillerinin de çok başarılı ve parlak çalışmalar yaptığını, gerçeklerin aydınlatılmasına katkı vermişlerini söyledi. Baykal, "bu dönem parlamentosunda hizmet etmiş bütün arkadaşlarımın çok saygın bir yeri olacaktır" dedi.
TÜRKİYE'Yİ IRAK BATAKLIĞINDAN KURTARDIK
Konuşmasında CHP'nin Meclis'te üçte birlik çoğunluğuna rağmen gerçekleştirdiği icraatları anlatan Baykal, şunları söyledi:
"1 Mart tezkeresi kabul edilseydi, Türkiye Irak'taki terör bataklığının bir parçası haline dönüşmüş olsaydı, Irak'ın reddettiği bir işgal gücünün parçası haline dönüşseydi, Türkiye'de de teröre uygun bir ortam yaratılmış olacaktı. Güneydoğu'da otorite boşluğu terörün serpilmesi için uygun bir zemin oluşturacaktı. Ve Türkiye, Kuzey Irak'lılaştırma sürecine Güneydoğu'nun sürüklendiğine tanık olacaktı. 1 Mart tezkeresi parlamentonun önüne gelmeden, ‘Türkiye savaşın ne karargahı ne cephesi olmalıdır' diye açıkça tavır takınan grup CHP Grubu olmuştur. O grup Meclis'i ikna etmiştir. CHP Atatürk ve İnönü'ye yakışan bir yurtseverlik ve sorumluluk duygusu içerisinde, hem ülkeye hem de bölgeye yanlış yapmamış, yanlış yapılmasına izin vermemiştir. Maalesef bu konuda da işbaşındaki hükümetin Türkiye'nin çıkarlarını dikkate alan bir politika yerine, tavsiyeleri, telkinleri dikkate alan bir politika izlemeleri nedeniyle terörle mücadele konusunda etkin sonuçlar alınamamıştır."
BİZ OLMASAK BAŞBAKAN EFELENEMEZDİ
Hükümetin bir bakanının Dubai'de, Kuzey Irak'la ilgili önemli bir anlaşmaya imza attığını ancak CHP'nin itirazları ve tepkisi nedeniyle bu anlaşmanın yürürlüğe konulamadığını da kaydeden Baykal, Başbakan Erdoğan'a "Bunun üzerinden üç yıl geçti. Şimdi Kuzey Irak'a askeri harekat yapalım mı yapmayalım mı diye efeleniyorsun. Sana bu efelenme hakkını veren CHP'nin o sırada o anlaşmayı engellemiş olmasıdır.
Eğer biz engellememiş olsaydık hükümet suspus olacaktı" dedi. Baykal, Başbakan'ın "alt kimlik-üst kimlik" tartışmaları yaptığını hatırlatarak "Herkesin bir etnik kimliği olabilir ama hepimiz Türk milletinin parçasıyız. Türkiye'de bir tane millet var. Bunu bu hükümete öğretmeye çalıştık. Öğrendiler mi bilinmez ama bayrak dalgalandırıyorlar şimdi TOKİ mitinglerinde" diye konuştu.
Hükümetin Terörle Mücadele Yasası'nın 6. maddesiyle terör örgütünün kurucusuna bir defaya mahsus af getirmek istediğini, CHP'nin bunu engellediğini belirten Baykal, yine yolsuzluklarla mücadele konusunda da partisinin yürüttüğü mücadeleyi "bu parlamentonun yüzakı bir mücadeledir" sözleriyle değerlendirdi. Baykal, yolsuzlukla mücadele konusunda ise şunları söyledi:
"Kendisi için af üstüne af çıkaran Maliye Bakanı'nı, Ali Dibo'ları, gümrüklerdeki yolsuzlukları ortaya döktür. Yolsuzlukla mücadele altındaki üçgeni kırmaktan geçiyor. Bir tarafında haramzade işadamı, bir tarafında dürüst olmayın bir bürokrat, öbür tarafında namussuz bir siyasetçi var. Türkiye'yi yolsuzluklardan kurtarmak bu üçgeni kırmaktan geçer. Siyasetçiyi oradan çekip çıkarmak zorundayız. Bu da dokunulmazlığın sınırlandırılmasından geçer. Siyasetçinin sadece kürsü dokunulmazlığı olacak. Başbakan oğluna gemi alıyor. Bunlar için etik komisyonu kuracağız, ahlak komisyonu kuracağız. O komisyon çıkıp Başbakan'a ‘yakışmaz, her şey kanun değil, ahlak diye bir şey var, yapma' diyecek."
CUMHURİYETİN KAZANIMLARINI KORUDUK
Baykal, dört buçuk yıl boyunca Cumhuriyetin kazanımlarını da koruduklarını söyledi. İktidarın bilinçli, sabırlı, fırsat bulduğunda adımını atan, fırsat kollayan tavrını Türk kamuoyunun vicdanına yansıtmayı CHP'nin başardığını belirterek "‘tehlike geliyor, tehlikenin çaresi kadın erkek vatandaşlarımızın Cumhuriyete sahip çıkmasıdır' dedik, bugün kadınıyla, erkeğiyle Cumhuriyete herkes sahip çıkıyor. Bu büyük bir mutluluk" dedi. Dört buçuk yıl boyunca pek çok oyunu bozduklarını savunan Baykal, şöyle konuştu:
"Türkiye bugün cumhurbaşkanlığı konusunda milleti rahatsız edecek bir tabloya sürüklenmediyse bu CHP'nin sayesindedir. Biz bir dayatma yapmak istemedik. Cumhurbaşkanlığı seçiminin 72 milyon insanımızı ilgilendiren bir iş olduğunu, partizanca, dayatmayla sonuçlanmaması gerektiğini, elbirliğiyle sonuçlandırılması gerektiğini söyledik. Dayatmayla karşı karşıya kaldık. Ama başarıyla sonuçlandıramadılar. Başbakan ve AKP tarafından çok yanlış bir cumhurbaşkanlığı süreci yaşandı. Yeniklik duygusu içinde şimdi bir takım tepkilerle rövanş alma gayreti sergiliyorlar. Bu sağlıklı bir ruh hali değildir."
CHP'NİN SEÇİM VAATLERİ
CHP lideri, grup konuşmasında seçim vaatlerini de sıraladı. CHP olarak demokratik anlayış çerçevesinde, sorumlu, başarılı bir muhalefet anlayışı sergilediklerini kaydeden Baykal, "bunlar yaptıklarımızın bir kısmı, gelecek dönem içinde ciddi hazırlıklarımız var" dedi. Baykal ekonominin yeni bir ayara ihtiyacı olduğunu belirterek, partisinin iktidar olması durumunda yeni bir sanayileşme politikası gerçekleştireceğini söyledi. CHP'nin sanayileşme politikasının iş dünyası ve özel sektör tarafından da büyük ilgiyle karşılandığını belirterek, "bunun gerektirdiği vergi, teşvik politikasını hep birlikte uygulayacağız" dedi.
Sanayileşme, üretim ve kalkınma bayrağını hep birlikte yücelteceklerini ifade eden Baykal, tarımda ve hayvancılıkta da teşvik politikası uygulayacaklarını bildirdi. CHP iktidarında yolsuzlukla ve işsizlikle mücadele edeceklerini ifade eden Baykal, "Yoksullukla ve işsizlikle mücadele ramazanlarda çadırlar kurarak olmaz. Ciddi şekilde, devlet-vatandaş ilişkisi çerçevesinde bir yoksulluk ve işsizlikle mücadele ortaya koyacağız. Aileyi temel alacağız. Ailenin temsilcisi kadındır, kadın yemez yedirir, giymez giydirir. Ona güvenmek lazım. Kadına güveniyoruz. Kadına destek vereceğiz." dedi.
CHP iktidarında eğitim reformu gerçekleştireceklerini, sosyal güvenlik sistemini yeniden düzenleyeceklerini kaydeden Baykal, dokunulmazlığı "kürsü dokunulmazlığı" haline getireceklerini ve "milletvekilinin vatandaş haline dönüşmesini" sağlayacaklarını söyledi.
ADAY LİSTELERİNİ VATANDAŞ OLUŞTURACAK
Seçim arefesinde belirlenen aday listelerinin herkesin vicdanını tatmin etmeyebileceğini de ifade eden CHP lideri, "CHP iktidarında seçimlerde, merkez yoklaması ya da ön seçim yapılmayacak. Seçim sistemini değiştireceğiz. Vatandaşa, seçmene, sadece partisini seçme hakkını değil, istiyorsa partisinin ön seçimini yapma, aday listesini oluşturma imkanını vereceğiz" dedi.
ERDOĞAN'A YÜKLENDİ
Seçim öncesi siyasi tartışmaların sürdürüldüğünü ve hükümetin Türkiye'nin geleceğine katkı yapacak bir anlayış sergilemediğini belirten Baykal, Erdoğan'ın, hala 1930'ları konuştuğunu savunarak "Başbakan CHP'yi suçlamak için tarih ötesinden örnek veriyor. Peki, TOKİ mitinginde, Valinin organize ettiği bir mitingde AKP politikası yaparken utanmadın mı? Otuzlarda tek parti varken valiyle parti berabermiş. 2007 yılında yanında valiyle mitingde ne işin var?" dedi.
GİDERAYAK ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YAPMA
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Meclis gündeminde bulunan Anayasa değişikliği paketi konusunda da hükümete ve Başbakan'a seslendi. Baykal, "Giderayak elin ayağın birbirine karışmış bir şekilde anayasa değiştirmeye kalkışma.Hırsla kalkanlar, millete de kendilerine de zarar verirler, danışmanları mı olur, yakınları mı olur, birilerinin bunu başbakana anlatması lazım" dedi.