İSTANBUL (AA) - HANİFE SEVİNÇ - Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda, "Uluslararası Ceza Mahkemeleri Rezidüel Mekanizması (UCMRM) hakimliğine 101 ülkenin oyuyla seçilen Prof. Dr. Yusuf Aksar, 25 yıldır uluslararası ceza alanında çalıştığını belirterek, "Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi'ndeki dosyalar için özellikle bu coğrafyadan bir hakim olmasını uluslararası toplum da istedi. Uluslararası toplum, Türk yargıçlarını bu anlamda destekledi. BM Genel Kurulu'nda 101 devletin oyunu almak çok az devlete nasip olur." dedi.
Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Aksar, BM Genel Kurulu'nda 101 ülkenin oyunu alarak UCMRM hakimliğine seçilmesine ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Aksar, Yugoslavya'da işlenen suçlarla ilgili kurulan Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin 2017'de görevinin sona erdiğini, Ruanda ve bölgesindeki soykırım suçlarına ilişkin için kurulan Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin görev süresinin de 2015'te tamamlandığını söyledi.
BM Güvenlik Konseyi'nin kararıyla kurulan UCMRM'nin bu mahkemelerden kalan dosyalara baktığını ifade eden Aksar, 25 hakimden oluşan mahkemenin eski Yugovlasya'yla ilgili işlerinin takibini Lahey'deki, Ruanda'daki davaların takibini de Tanzanya'daki ofisin yürüttüğünü anlattı.
Yusuf Aksar, gerek temyiz incelemelerinin gerekse ilk yargılamaların yapıldığı UCMRM'de yargıçların, BM'nin bütçeden kısıntıya gitmesi sebebiyle dosyaları uzaktan incelediğini, ihtiyaç halinde ya Lahey'de ya da Tanzanya'da heyetler bir araya gelerek kararlarını verdiğini dile getirdi.
UCMRM'nin 2012'de görevine başladığını belirten Aksar, "BM, mekanizmanın işlerini bir an önce bitirmesini istiyor. Yakın gelecekte biter mi bitmez mi bilemiyorum. Çünkü halen 2. Dünya Savaşı'yla ilgili dosyalara bakıldığını düşünürsek 1990'lı yıllardaki uluslararası suçların takibi, yeni iddianamelerin gündeme gelmesi gibi konular olacağı için yakın zamanda bu mekanizmanın görevine son verileceğini de düşünmüyorum." diye konuştu.
- "Türkiye'in politikasının gücünü gösteriyor"
Prof. Dr. Yusuf Aksar, UCMRM'deki yargıçların, BM Güvenlik Konseyi ve BM Genel Kurulu iş birliğiyle devletlerin gösterdiği adaylardan seçildiği dile getirerek, şöyle devam etti:
"Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi'ndeki dosyalar için özellikle bu coğrafyadan bir hakim olmasını uluslararası toplum da istedi. Uluslararası toplum Türk yargıçlarını bu anlamda destekledi. Türkiye, 101 üye devletin oyunu aldı. Bu çok büyük bir sayı. 101 devletin Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına aday olarak bizi desteklemesi de ne kadar haklı olduğumuzu, devletin bu alana ne kadar önem verdiğini göstermesi açısından çok önemli.
BM Genel Kurulu'nda 101 devletin oyunu almak çok az devlete nasip olur. Uluslararası ceza hukuku gibi bir alanda Dışişleri ve Adalet bakanlıkları bir bütün olarak çalıştı ve bizi destekledi. BM nezdinde böyle bir mekanizmada görev yapabilmek çok önemli. BM Genel Kurulu'nda, Türkiye'nin yanında bu kadar destekçisi olan iyi bir adayla çok işler yapabileceğini göstermesinden çok büyük mutluluk duydum. Uluslararası ceza hukuku, 25 yıldan beri çalıştığım bir alan. Sadece aile içinde değil, üst düzey devlet görevlileri, Adalet ve Dışişleri bakanlıkları, yani Türkiye olarak da çok sevindik. Bu morale de ihtiyacımız vardı."
- İkinci üye için seçim devam edecek
Prof. Dr. Yusuf Aksar, 15 Temmuz darbe girişimiyle bağlantılı olduğu için ceza alan Türk hakim ile bir hakimin de istifası üzerine boşalan 2 kişi için gerçekleşen bu seçimin zorlu olduğunu dile getirdi.
Türkiye'nin hakim adayı 3. turda 101 oyla seçilirken, ikinci üye için gerekli çoğunluk olan 98 oya ulaşılamadığını dile getiren Aksar, "ABD, Fas ve İsviçre'nin adayları arasından ikinci üye seçimi devam edecek. Türkiye'nin adayının 101 oyla dünyanın desteğini aldığı bir genel seçimde diğer devletlerin 98'e gelememesi, Türkiye'nin politikasının ve adayının ne kadar doğru olduğunu göstermektedir." diye konuştu.
Aksar, 2016'dan beri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) ETOK yargıçlar listesinde yer aldığını, ihtiyaç duyulduğunda AİHM'in yargıç olarak kendisini çağırabileceği şeklindeki görevinin bu yıl sonunda biteceğini kaydetti.
Yusuf Aksar, 2 yıl önce AİHM'e gönderilen ilk listede kendi adı yazılmasına rağmen adayların yetersiz olduğu gerekçesiyle kendisinin mülakata bile çağrılmadan seçilemediğini dile getirerek, bu durumun hukuktan ziyade siyasetle ilgisi bulunduğunun açık olduğunu söyledi.
- Bosna ve Ruanda'daki soykırım dosyaları
Aksar, Türkiye'nin her zaman uluslararası hukuka saygılı olduğunu ve her kurala riayet ettiğini vurgulayarak, özellikle Balkanlar, Afrika anlamında uluslararası suçlar bağlamında Türkiye'nin her zaman UCMRM'ye aday göstermesi gerektiğini aktardı.
Mekanizmanın iş yükünün yoğun olduğunu, temyiz aşamasındaki duruşmaların görüleceğini, özellikle tanıklar ve mağdurlar üzerindeki istenmeyen baskı ve tehditler sebebiyle ilk iddianamelerin gündeme gelebileceğini vurgulayan Aksar, hangi kısımda görev alacağının belli olmadığını, ihtiyaç üzerine görevlendirme yapılacağını anlattı.
Prof. Dr. Yusuf Aksar, mekanizmada şu aşamada Bosna'daki katliamlarla ilgili Ratko Mladiç ve Radovan Karadziç'le ilgili dosyalar ile Ruanda'da da üst düzey devlet yetkilileri ve kaçan görevlilerle ilgili dosyalar bulunduğunu belirtti.