"BM'yi ikiye böldü"

LONDRA (İHA) - Avrupa gazeteleri, bugünkü sayılarında Irak'ın BM silah denetçilerini davet etmesinin sonuçlarını manşetlerine taşıdı. Financial Times gazetesi, "Irak'ın önerisi Birleşmiş Milletler'i böldü" başlığını kullanırken, Guardian gazetesi, Başkan Bush'un "Saddam bizi kandırmaya çalışıyor" sözlerini manşete çıkardı. Times gazetesi ise "Saddam'ın önerisi nazik ittifakı sınıyor" manşetini kullandı.

Times gazetesinin birinci sayfasındaki bir başka başlık, "Savaş ve barış arasında duran adam" şeklinde. Gazeteye göre bu kişi, iki yıl önce emekli olduktan sonra Antartika'daki tatil evine yerleşeceği sırada Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan'dan aldığı telefon üzerine Irak silah denetim heyetinin başkanlığını üstlenen 74 yaşındaki İsveçli diplomat Hans Blix.

Reklam
Reklam

Times, dağlarda uzun yürüyüş yapmayı seven İsveçli diplomatın, Saddam Hüseyin'in Birleşmiş Milletler'in isteklerine uyup uymadığı konusunda son sözü söyleyecek kişi olduğunu ve dün akşam Birleşmiş Milletler binasının 31. katındaki küçük ofisinde çalışmaya başladığını kaydediyor.Gazete, asıl mesleği avukatlık olan Hans Blix'in 1970'li yıllarda İsveç Dışişleri Bakanı olarak görev yaptığını, 1981-1997 yılları arasında ise Viyana'daki Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın başkanlığını yürüttüğünü belirterek, "Şimdi Hans Blix, hem Washington'ın Irak'ta rejim değişikliği yönündeki baskılarına hem de Irak yönetiminin silah denetçilerini kendi amaçları doğrultusunda kullanma eğilimlerine direnmek zorunda kalacak" diyor.

"IRAK, AMERİKA'YI KÖŞEYE SIKIŞTIRDI" Independent gazetesinde Robert Fisk imzasını taşıyan yorum yazısında, "Saddam savaşı önlemek için elinden geleni yaparken, Başkan Bush, barışı önlemek için herşeyi yapıyor. Ama şimdi Iraklılar, Amerika'yı köşeye sıkıştırdı" deniliyor.

Amerikalıların şimdi mutlaka başka bir savaş nedeni bulacakları, Saddam Hüseyin'in de mutlaka silah denetçilerine birkaç sürpriz hazırlayacağını belirten gazete, "Ancak şimdilik Amerikalıların eli kolu bağlı. Birleşmiş Milletler silah denetim heyetinin kurulması en az 25 gün sürecek. Irak hükümetinin kısıtlamasız denetim olanağı tanıması halinde bu heyetin ilk değerlendirmelerini tamamlaması 60 gün alacak. Ardından yeni teftişler için bir 60 gün daha gerekecek. Yani diğer bir deyimle George Bush'un savaşı 5 aydan fazla gecikmeye uğrayacak" yorumunu yapıyor.

Reklam
Reklam

Robert Fisk imzalı yorumda, Amerikan yönetiminin Saddam Hüseyin'i uluslararası ceza mahkemesinde yargılama planları olduğu da belirtiliyor. Yorum özetle şöyle:

"Ancak Saddam Hüseyin, savaş suçu işlemekle itham edilecekse, ki edilmelidir, o zaman Ariel Şaron neden savaş suçlarıyla itham edilmesin? 1982 yılında Hama kentindeki ayaklanmada özel kuvvetleriyle 20 bin Suriye vatandaşını öldüren Rifat Esad neden aynı suçlamaya maruz kalmasın? Cezayir'de 'İslamcı' ayaklanmaya karşı yürütülen kirli savaşta düzenli olarak sivilleri öldüren polis yetkilileri neden suçlanmasın? Ancak Başkan Bush'un isteği adalet değil. Bush'un isteği sadece Amerika'nın düşmanlarını saf dışı bırakmaya yarayacak, rejim değişikliğini sağlayacak veya Bush'un kendi ahbaplarının da aralarında bulunduğu Amerikan petrol şirketlerinin dünyanın en büyük petrol rezervlerinden birini kontrol etmelerini sağlayacak bir adalet."

ALMAN BASINI IRAK'IN SEÇİME ETKİSİNİ YAZIYOR Alman gazeteleri ise Irak konusundaki son gelişmelerin seçim kampanyasında partilere desteği nasıl etkilediğini değerlendiriyor.
Die Welt gazetesi, Bağdat'ın silah denetçilerini koşulsuz olarak davet etmesinin, Irak'a yönelik askeri saldırıya baştan beri sert dille karşı çıkan Sosyal Demokrat Başbakan Gerhard Schröder için kötü haber olduğunu savunuyor.

Reklam
Reklam

Gazete, Irak'tan gelen açıklama ardından muhalefetteki Hıristiyan Demokratlara kamuoyu desteğinin arttığına dikkat çekmekte. Gazete, "Schröder'in seçim kampanyası boyunca işlediği savaş korkusu, Irak'ın geri adım atması ile ortadan kayboldu" diyor. Gazete, Schröder'in ruh halinin de birden kötüleştiğini, buna karşılık rakibi Edmund Stoiber'in seçim kampanyasının iniş çıkışlarından fazla etkilenmeyen, önceden iyi hesaplanmış bir çizgi izlediğini yazıyor.

Münih'te çıkan Süddeutsche Zeitung, Irak'ın Almanya'daki partiler üzerinde etkisi olduğunu kabul ediyor ancak kamuoyunu fazla etkilemediğini belirtiyor. Gazete, "İktidardaki kırmızı-yeşil koalisyonun muhafazakar Amerikan Başkanı ve yardımcısının savaş yanlısı çizgisine karşı çıkarak puan toplaması çok ilginçti. Ancak şimdi Saddam Hüseyin ve Dışişleri Bakanı Naci Sabri'nin attıkları adımlarla Almanya'da Hıristiyan Demokratları güçlendirmeleri daha da ilginç" diye yazdı.

"BUSH'A ZEHİRLİ ARMAĞAN" Fransız Le Figaro gazetesi, Irak'ın silah denetçilerini davetini Başkan Bush için "zehirli armağan" olarak nitelendiriyor. "Peki şimdi Başkan Bush, savaşı yeğleyip Irak'ın önerisini red mi etsin?" diye soran gazete şöyle sürdürüyor yorumunu: "Öyle yaparsa Amerika Birleşik Devletleri o zaman amacının Saddam Hüseyin'i silahsızlandırmak değil rejimini imha etmek olduğunu kabul etmiş olacaktır. O zaman da Amerika, Fransa'yla başlamak üzere müttefiklerinin çoğunun desteğini de kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır."

Reklam
Reklam

Le Figaro, Amerika, Irak'ın önerisini kabul ederse o zaman da askeri harekat konusunda kazanılan ivmenin kaybolacağını, çünkü silah denetçilerinin Irak'ın elindeki silahların dökümünü çıkarmalarının aylar süreceğini belirtiyor.

FİNANCAL TİMES MISIR'A DİKKAT ÇEKİYOR Financial Times gazetesi, Mısır'da Devlet Başkanının oğlu Cemal Mübarek'in iktidardaki Milli Demokrat Parti içinde hızla yükseldiğine dikkat çekiyor ve bunun babasının halefi olarak hazırlandığı spekülasyonlarına yolaçtığını belirtiyor.

Parti yönetiminde üçüncü en yüksek göreve getirilen Cemal Mübarek'in yeni oluşturulan politika sekreteri görevine atandığını yazan gazete, Cemal'in son parti kongresinde ön plana çıktığını, reform ve değişim mesajları verdiğini kaydediyor. Milli Demokrat Parti'nin Mısır yönetiminin izlediği politikaların belirlenmesinde pek nüfuzu olmadığını, Mübarek yönetiminin emrinde bir parti olarak algılandığını kaydeden Financial Times, "Cemal Mübarek'in siyasi kariyerine ilişkin yeni spekülasyonlar aslında parti kongresi arefesinde, Milli Demokrat Parti'yi yöneten üç üst düzey bakanın yakınları aleyhinde bir dizi skandalın ortaya çıkmasıyla başladı. Sözkonusu üç bakan, Mısır yönetiminin temel direkleri olarak görülüyor. Gözlemciler, bu bakanların yakınlarına yönelik girişimi, eskilerin konumunu zayıflatarak Cemal Mübarek'e yol açma çabası olarak değerlendiriyor" diyor.

Reklam
Reklam