Bob Ross’un Resimlerinden Farksız Beldemiz Maşukiye’de Gezilecek Yerler

İstanbul'a bu kadar yakın ve bu kadar iç açıcı bir mekana her an kaçıp gidebileceğini bilmek insana huzur veriyor.

En sevdiğimiz ressam Bob Ross’un resimlerindeki gibi karlı ve mutlu dağları, mutlu köy evleri, yeşile boyalı mutlu tepeleriyle Sapanca gölüne yukarıdan bakan minicik bir köy Maşukiye. Hatta yöre halkının “buraya gelen aşık olur” diyeceği kadar da güzel bir köy.

Osmanlı zamanında Çerkeslerin yoğunlukla yerleştirildiği köy. Harem için güzel kız avına çıkan saray görevlilerinin Çerkes güzellerini bulabilmek ve hareme dahil etmek üzere alıkoymak için gittikleri yerdir. Kızlardan hoşlananlara "aşık", erkeklerden hoşlananlara da "maşuk" denmesinden dolayı önce "Maşukköy" olarak anılmış, zamanla telaffuz zorluğu yüzünden Maşukiye adını almıştır.

Reklam
Reklam

#5991327 09.10.2004 02:59 diyetkolabussuzlimonsuzlutfen

Bir zamanlar yakın yörelerde oturan insanlar balayı için Maşukiye’ye geldiğinden, Maşukiye’ye “aşıklar köyü” de denirmiş.

Yöre halkı ise “buraya gelen aşık olur” diyor, nitekim Maşukiye’ye gelen Karadenizliler bu sözü doğruluyor. Maşukiye’nin Doğu Karadeniz’i andıran bitki örtüsü, zamanında Doğu Karadeniz’den batıya göç eden insanları cezbetmiş ve yaşamlarını bu çiçek gibi beldede sürdürmeye karar vermişler. Zaten Maşukiye’de bütün sokak isimleri çiçek isimleriymiş; menekşe, papatya...

İstanbul'a yakın tatil yerleri arasında en çok rağbet görenlerden biri olan Maşukiye ister günübirlik gidebileceğiniz, ister Kartepe kaçamağı yaptıktan sonra durak noktanız olabilecek bir yer. Arabanız varsa Maşukiye’de güzel bir yerde kalarak bir gününüzü güzel yemekler yiyip dinlenmek için ayırabilir, birkaç gün de Kartepe’ye kaymaya gidebilirsiniz.

İstanbul'a bu kadar yakın ve bu kadar iç açıcı bir mekana her an kaçıp gidebileceğinizi bilmek insana huzur veriyor.

Ancak bu kadar yakın olması sadece bizim değil başkalarının da dikkatini çekmiş olacak ki, azıcık yeşillik gördüğümüz her yeri bozma gibi bir alışkanlığımız da olduğu için, buraya da villalar yapılmaya başlandı. Villaların çevreye verdiği zarar yetmiyormuş gibi hafta sonu tatili yapmak isteyenlerin arabalarını alıp saldırmasıyla Maşukiye zarar görmeye, eski Maşukiye müdavimleri ve yerlileri durumdan şikayetçi olmaya başladı.

Reklam
Reklam

Maşukiye’de gezilecek yerler

Kiraz bahçeleri

Yaz aylarında gidiyorsanız Maşukiye'de gezilecek yerler arasında ilk sırada meyve bahçeleri geliyor. Hani meyveleri dalından koparıp ısıra ısıra dolaşarak çocukluğunuza dönebilirsiniz demiştim ya, işte onu burada yapacaksınız! Maşukiye kirazları ile ünlü bir köy. Kiraz bahçelerine gidip bir taraftan dalından size göz kırpan kıpkırmızı kirazları koparıp yerken bir taraftan da kulağınıza küpe diye takabilirsiniz.

Yaylalar

Muhteşem bir manzara ve bol oksijen için Karadeniz’e kadar gitmek zorunda değilsiniz. Kirazlı Yaylası ve Kuzu Yaylası çevrede görebileceğiniz en güzel yaylalar arasında. Sapanca'ya yakın Çiğdem Yaylası, Soğucak Yaylası, Sultanpınar Yaylası, Dikmen Yaylası ve İnönü Yaylası da Maşukiye'de gezilecek yerler arasında.

Kuzu Yaylası

Maşukiye’ye gelen herkes gibi sessizlik ve huzur arıyorsanız gelmişken Kuzu Yaylası’na gitmek zorundasınız! Kuzu Yaylası’nda çeşit çeşit ağaç, görmediğiniz kadar geniş bir renk kartelasında çiçek var. Artık belli bir yaşın altındakiler gördüğü ağacın ne olduğunu tanıyamıyor eğitim sistemimiz sağolsun, o yüzden ben söyleyeyim; göreceğiniz şeyler kayın, ıhlamur ve çam (onu tanırsınız canım) ağaçları, duyacağınız tek ses de kuş sesleri olacak. Yaylada yaklaşık on kilometrelik kolay bir yürüyüş parkuru var. İster uzun bir yürüyüş yapın, iyice acıkıp güzel bir yemek yiyin, ister deli gibi yedikten sonra yediklerinizi yakın, isterseniz de piknik yapın etrafı keşfedin.

Reklam
Reklam

Kirazlı Yaylası

Ailece gidip güzel bir yerde piknik yapacağım diyorsanız Kirazlı Yaylası’na gidin. Dev bir piknik alanı olan yaylanın sahip olduğu manzara “bir piknik alanı için fazla iyi değil mi ya?” dedirtiyor insana. Bir taraftan etinizi közlenmiş patlıcanınızı yerken bir taraftan İzmit Körfezi’ni, Sapanca Gölü’nü izleyin. Ben denedim çok acayip oluyor.

Tahtalı Göleti

Yine bir piknik alanı Tahtalı Gölet. Türk insanı olarak yemeyi içmeyi çok sevdiğimizden midir nedir, nerede gölet, yayla, yeşillikli yürüyüş parkuru görsek orada piknik yapıyoruz evet. Göletin çevresinde yeni yeni keşfedilmeye başlanan tarihi kalıntılar var bu arada.

Aygır Deresi

Kartepe’nin zirvesinde başlayan ve Sapanca Gölü’ne kadar uzanan Aygır Deresi tam 15 km. Derenin içinde irili ufaklı su kaynakları ve pınarlar var. Aynı zamanda kısa ve orta zorlukta bir yürüyüş parkuru bulunuyor. Yürüyüş yolu bitince küçük bir şelale çıkıyor karşınıza ancak yukarı çıkmak zor ve tehlikeli.

Reklam
Reklam

Kartepe

Maşukiye’ye gitmişken Kartepe’ye de bir bakalım diyebilirsiniz, oldukça yakın,15-20 dk. Ama bu merakınızı gidermek istiyorsanız sadece kışın gidin; diğer mevsimlerde büyük hayal kırıklığı yaşarsınız çünkü göreceğiniz şey dımdızlak bir tepe ve otellerden fazlası olmaz. Yürüyüşü zaten Maşukiye’de de yaparsınız.

Kışın kaymaya gidin tabii. İstanbul’a yakın olduğu için günübirlik kayağa gitmek için Kartepe çok mantıklı bir seçenek.

Sapanca

Yine Maşukiye’ye kadar gelmişken Sapanca’yı gezmeden, Sapanca Gölü’nü görmeden, Sapanca’nın ormanlarında derin bir nefes almadan dönerseniz yazık olur. Bütün göllerimiz gibi Sapanca Gölü de önce kirletilip sonra da kurumaya terk ediliyor olduğu için elinizi çabuk tutun derim.

Maşukiye’de ne yenir?

Maşukiye’de sabahtan akşama kadar yemek yenir ama spesifik olarak Maşukiye'de ne yenir nesi meşhurdur diye soruyorsanız şölene hazır olun. Nehir kenarında şöyle bir gezdikten sonra kiremitte eritme peynir ve mantarın, ardından yine kiremitte gelen tereyağlı alabalığın tadına bakıp aslında hayatı hiç yaşamadığınızı düşüneceksiniz. Bakın abartmıyorum, Sözlük’e göre Maşukiye’de “Kiremitte Balığın Kocaeli Gençliğinin Romantik Yaşamına Etkisi” konulu bir tez bile yazılmış. Bir de üzerine kestane ve güveçte helvayı da yediyse tezi yazan doktor olmuştur herhalde .

Reklam
Reklam

Bitmedi bitmedi, ben öğünlere tersten başladım; bunun bir de köy kahvaltısı var. Temiz hava da olunca Maşukiye kahvaltı için biraz tehlikeli bir yer, kendinizi durduramıyorsunuz. Aklınıza ne gelirse onunla donatılan masa ve tabii ki yine kiremitte gelen sucuğun o zamana kadar yaptığınız bütün pazar kahvaltılarını utandıracak lezzeti var daha. Caso’nun kahvaltısı oldukça güzel. Yemek yemek için Akasya Restaurant’ı ya da Saklıbahçe’yi (evet bu isimden ben de bıktım, Saklıbahçe ismi yasaklansın) tercih edebilirsiniz ancak Vadi Restoran için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Kötü servisi yüzünden çok fazla eleştiri alıyor.

Maşukiye’nin fırınlarında acayip lezzetli ekşi mayalı ekmek oluyor, mutlaka tadın hatta İstanbul’a dönerken fazla fazla alın yolda kopara kopara yersiniz ya da gidene kadar arabanın arka camında durur, güneş gelirse arabanın için mis gibi ekmek kokar.

Reklam
Reklam

Yalnız şimdiden uyarıyorum açık hava acıktırır, oksijen çarpar. İki kadeh rakı da içince açık havayla birlikte yamulabilirsiniz. Yok ben rakı içmiyorum şarapçıyım derseniz Koru Şarap Evi’ne gidip karlı dağları izlerken bir yandan şarabınızı yudumlayıp al al olmuş yanaklarınızla gülümseyebilirsiniz.

Maşukiye otelleri

Maşukiye otel ve pansiyon bulma konusunda hiç sıkıntı çekmeyeceğiniz bir yer. Çok sayıda kalacak yer var ve bütçeleri de uygun.

Çınarlı Pansiyon

Çınarlı Pansiyon’un daimi müşterileri var. Fiyatlar çok yüksek değil ama fazla gelirse mutlaka pazarlık yapın. İki kişilik odayı tek kişi fiyatına kapatamasanız da güzel indirim yapıyorlar.

Bungalow Otel

Maşukiye'de kalacak yerler arasında en tatlısı Bungalow Otel! Pansiyondan biraz daha fazla para verip iyi ve rahat bir otel istiyorsanız Maşukiye Cansu Tesisleri olarak da geçen Bungalow Otel'de kalın, inanılmaz şirin ve sıcak bir yer. Otel personeli oldukça ilgili, fiyatlar da çok yüksek değil.

Maşukiye’ye nasıl gidilir?

Peki Maşukiye nerede diyorsanız Maşukiye Sapanca civarlarında, İstanbul'a 120 km uzaklığında bir yer. Üstelik gitmesi de kolay. Kendi aracınız yoksa Maşukiye’ye trenle gidebilirsiniz! Trenle gitmek o kadar keyifli ki ben kendi aracım olsa da trenle giderdim herhalde. Haydarpaşa’dan Adapazarı trenine binip Maşukiye İstasyonu’nda ineceksiniz ancak indikten sonra 1 kilometre kadar yürümeniz gerekiyor. Eh zaten yürüyüp açılmaya, temiz hava almaya gelmiyor munuz, o kadar da olsun canım.

Reklam
Reklam

Ben geze geze gideceğim, kendi aracımla gideceğim diyorsanız İstanbul-Ankara otobanı üzerinde Sapanca-Kartepe tabelalarından girip, Kartepe levhalarını takip ederek Maşukiye’ye ulaşabilirsiniz. İstanbul-Maşukiye arası 120 kilometre. Ben İstanbul’dan Ankara’ya üç saatte gittim, o yolu kırk dakikada giderim diyorsanız bir şey diyemem ama normalde bir buçuk saat sürüyor. Siz yine de çok hızlı kullanmayın.

Maşukiye’ye ne zaman gidilir?

Maşukiye her mevsim güzel olan yerlerden. İlkbaharda yeşilin bin bir tonunu, çiçeğin bin bir çeşidini görürsünüz. Yazın ağaçlardan kopardığınız meyveleri yiye yiye yürürken çocukluğunuza dönersiniz. Hele kiraz mevsiminde bir ayrı güzeldir. Kışına zaten diyecek söz yok. İnanılmaz dağ manzarası, karlarla kaplı tepelerin ortasında sakin sakin duran Sapanca Gölü’nü izlerken insanın gözünden bir damla yaş geliyor.

Maşukiye'de hava durumu

Maşukiye Kartepe'ye çok yakın bir yer olduğundan kışlarının oldukça soğuk geçtiğini tahmin edebilirsiniz. Bolu'ya kar düştü mü Maşukiye'ye de kesin düşüyor yani. Ama daha güzeli yazın pis bir sıcak olmuyor, rahat rahat gezebiliyorsunuz.

Reklam
Reklam

Maşukiye, gidip iki üç gün kalacağınız bir yer değil. Ben birkaç gün yalnız kalmak, her şeyden uzaklaşmak istiyorum diyorsanız ya da Kartepe’ye kaymaya gidecekseniz o başka. Ama onun dışında Maşukiye günübirlik gidip temiz havayı içinize çekeceğiniz, inanılmaz lezzetler tadacağınız, bol bol yürüyüp insan olduğunuzu hissedip geri döneceğiniz bir mekan.