Böbrek kanseri: Nedenleri, belirtileri, tedavisi

Karın boşluğunun sağ ve sol yanlarında, fasulyeye benzeyen biçimiyle yer alan kırmızı ve kahverengi renkli organlar böbreklerdir. Görevi kandaki zararlı maddeleri süzerek, idrar yolu ile uzaklaştırılmasını sağlamaktır.

Böbrekler vücudun su ve tuz oranını dengeler. Yaşamsal önemi yüksek organlardan biridir. Boyutları 9-13 cm arasında değişir. Erkeklerin böbrekleri kadınlarınkine oranla çok az daha büyük ve ağırdır. Tek bir böbrek bile, insanın yaşamsal faaliyetlerini yerine getirmesi açısından yeterlidir. Böbreği etkileyen hastalıklardan biri de kanserdir. Böbrek kanserinin yetişkin kanserleri arasındaki görülme sıklığı %3 civarıdır. Daha çok 50'li yaşların üzerinde karşılaşılır.

BÖBREK KANSERİ EVRELERİ

Evreler, yayılımına göre şu şekilde sınıflandırılır:

Reklam
Reklam

Evre 1: Kanserin birinci evresi kendi içinde iki aşamada değerlendirilir. Birinci aşamada tümör 4 cm'den küçüktür ve böbrek dışında hiçbir organda yayılım yoktur. Birinci evrenin ikinci aşamasında ise tümör yine sadece böbrekte görülür ve 4 ile 7 cm arasındadır.

Evre 2: İkinci evre kanserde de, tümöre böbrek dışındaki organlarda rastlanmaz. İkinci evrenin ilk aşamasında tümör 7 ile 10 cm arasındadır, ikinci aşamasında ise 10 cm'den büyüktür.

Evre 3: Tümör böbrek kapsülü dışına taşar. Böbrek üstü bezleri, böbrek toplardamarı ve böbrek çevresi başta olmak üzere tümörlü doku görülür. Bu evrede kanserin lenf bezlerine yayılmış olması ihtimali bulunur.

Evre 4: Tümör böbrek ve etrafını sarmış, karaciğer, akciğer, kemik ve lenf dokularına metastaz yapmıştır.

BÖBREK KANSERİNİN NEDENLERİ NELERDİR?

Böbrek kanserinin, böbreklerin DNA'sında meydana gelen mutasyon sonucu oluştuğu düşüncesi ağır basmaktadır. Risk faktörünü artıran bazı unsurlar ise şu şekildedir;

1. OBEZİTE

Araştırmalara göre böbrek kanseri hastalarının dörtte birinde obezite ve aşırı kilo problemi olduğu ortaya konmuştur. Beden kitle indeksi 25 üzerinde olanlar riskli, 30 üzerinde olanlar ise aşırı riskli grupta yer alıyor. Obezite östrojen hormonu salgılanmasını artırır ve östrojen hormonu kanserli hücrelerin çoğalmasını uyarır. Şişmanlığın ana sebeplerinden olan hareketsizlik ve dengesiz beslenme ise kanser oluşumuna zemin hazırlayan unsurlardır.

Reklam
Reklam

2. SİGARA KULLANIMI

Sigara dumanı 70'in üzerinde zararlı madde içerir. Bu maddelerin tamamı ise kansere neden olur. Duman solunum yolu ile vücuda girdiğinde kalıcı hasarlar bırakır. Sigara ile vücuda giren zararlı maddelerin, DNA moleküllerinde değişime yol açtığı gözlenmiştir. Bu değişim sonucu hücreler, kontrolsüz gelişerek kanseri oluşturur. Pasif içici olarak sigara dumanını solumak bile kanser riskini tetikler. Ayrıca sigara kullanan hastalarda kemoterapi ve radyoterapi gibi kanser tedavileri daha az etkili olur. Sigaranın bırakılması zaman içerisinde kanser riskini düşürür.

3. GENETİK FAKTÖRLER

Yakın aile bireylerinde böbrek kanseri yaşanmış olması kansere yakalanma riskini artırır. Böbrek kanseri riskini artıran ve kalıtım yoluyla geçen hastalıklar da mevcuttur.

Birt-hogg-dube sendromu: Kıl foliküllerinde görülen tümörlerin oluşmasına neden olan genetik geçişli bir sendromdur. Bu sendrom böbrek tümörleri ile doğrudan ilişkilidir. Tümörlerin büyüme hızı yavaştır ancak kansere dönüşme ihtimalleri bulunur.

Reklam
Reklam

Von hippel-lindau: Bu sendromda VHL geninde mutasyon oluşur. Böbrekler, böbrek üstü bezleri, gözler, merkezi sinir sistemi ve pankreas etkilenir.

Tuberoskleroz: TSC1 ve TSC2 genlerindeki mutasyona bağlı olarak vücudun değişik bölgelerinde kanserli olmayan tümörler oluşur. Oluşan tümörler böbrek fonksiyonlarını etkileyebilir.

4. DİYALİZ

Uzun süre diyaliz tedavisi gören hastaların böbrek kanserine yakalanma riski daha fazladır. Diyaliz tedavisi başlangıcından yaklaşık 8-10 yıl sonra kanser ile karşılaşılabilir. Tabii ki her diyaliz hastasının kanser olacağı anlamına gelmez.

5. RADYASYON

Daha önce radyasyon tedavisi görmüş ya da uzun süre radyasyona maruz kalmış kişilerde kanserin tekrar etme olasılığı yüksektir. Radyasyon tedavisi görmüş kişilerin periyodik olarak sağlık taraması yaptırmaları olası bir kanser durumunun erken teşhisini sağlar.

6. HİPERTANSİYON

Yapılan araştırmalar hipertansiyon hastalarının yüksek risk grubunda olduğunu ortaya koymuştur. Hipertansiyon sorunu sadece böbreklere değil yaşamsal diğer organlara da zarar verir. Tansiyonu kontrol altında tutmak riski azaltır.

Reklam
Reklam

7. MESLEKİ RİSKLER

Asbes, kadminyum, kurşun, petrol sanayisi, boya endüstrisi gibi zararlı maddeler ile yoğun temasın yaşandığı işlerde çalışanların böbreklerinde kanser oluşma ihtimali daha yüksektir. Bu sanayi kollarında iş yapanların, yasal düzenlemeler ile belirlenen sağlık şartlarına uyması kişilerin genel sağlık durumlarının korunması açısından önemlidir.

8. YANLIŞ BESLENME

Aşırı kalorili, ve yağlı besinler kanser riskini tetikler. Bu beslenme düzeninde kişinin kilosunun bir önemi yoktur. Boy kilo indeksi normal seviyede bile olsa, gıdalardan alınan zararlı maddeler risk faktörü oluşturur.

BÖBREK KANSERİ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Başlangıç aşamalarında yoğun belirti olmaz. Hastalık erken evrelerinde çoğu zaman tesadüfen teşhis edilir. Belirtiler görülmeye başlandığında ise kanser genellikle çok büyük boyutlara ulaşmış olur. Böbrek kanseri öldürür mü sorusunun cevabı ise, bu kanserin ne yazık ki en tehlikeli kanser türlerinden biri olduğudur. Teşhisi ve takibi yapılmayan böbrek kanserleri ölümcül etkiler doğurur. Bütün kanser türlerinde olduğu gibi tedavinin olumlu sonuçlanması erken teşhise bağlıdır. Geç evrelerde hastalığın tedavisi de zorlaşır. Erken tanı sağlanması için rutin kontrollerin ihmal edilmemesi gerekir. Özellikle yüksek risk grubunda bulunanların, düzenli sağlık taraması yaptırması önemlidir. Kanser belirtilerinden birkaçı birden gözlenebilir.

Reklam
Reklam

1. KANLI İDRAR

İdrarda kan, bazı durumlarda gözle görülebilir. Sürekli olabileceği gibi, aralıklı olarak ortaya çıkabilir. İdrarda kana pembeden koyu kahverengiye kadar değişik renklerde rastlanabilir. Gözle görülmeyen kanama ise kanser şüphesi olan durumlarda tahlil gerektirir.

2. YÜKSEK ATEŞ

Tekrarlayan ve inatçı ateş kanser belirtisi olabilir. Genellikle kanserin ileri dönemlerinde ortaya çıkar. Vücut, tümörlü hücrelere karşı ateşi yükselterek savunma mekanizması oluşturur. Savunma mekanizması sonucunda vücudun genel ısısı da artar.

3. KİLO KAYBI

Diğer kanserlerde olduğu gibi, ani ve tanımlamayan kilo kaybı da böbrek kanserinin belirtileri arasındadır. Kanser sebebiyle iştahta meydana gelen düşüş, kilo kaybı yaratır. Ayrıca tümörlü hücrelerin metabolizmayı hızlandırıcı etki göstermesi de kilo kaybının bir diğer nedenidir. Metabolizma hızı yükseldikçe, kilo kaybı da doğru orantılı olarak artar.

4. HALSİZLİK

Halsizlik, kanser hastalığının en belirgin semptomları arasındadır. Uzun süren yorgunluk, halsizlik kanser habercisi olabilir. Kanserin sebep olduğu iştahsızlık kansızlık halsizlik durumunu artırır. Halsizlik bir iki haftadan uzun sürüyorsa, mutlaka nedeni incelenmelidir.

Reklam
Reklam

5. KİTLE

Vücudun böbrek bölgesinde belirgin derecede büyümüş kitleye rastlanılması kanser belirtisi olarak değerlendirilebilir. Kitlenin fark edilmesi halinde detaylı görüntüleme yapılır. Ancak böbrekte görülen her türlü kitlenin tehlikeli olması gibi bir durum söz konusu değildir. Bu kitleler kötü huylu olabileceği gibi, iyi huylu kitleler veya kistler de olabilir.

6. AĞRI

Kanser hastalarının en önemli şikayetlerinden biri de tekrar eden ağrıdır. Sırt bölgesinde yaşanan şiddetli ağrının nedeni böbreklerden kaynaklı olabilir. Kanserin ilk evrelerinde ağrı çok fazla hissedilmez. Son evrelere doğru ise ağrı dayanılamayacak kadar fazla olabilir.

7. DİĞER ORGANLARDA GÖRÜLEN BELİRTİLER

Kanserin başka organlara yayılmış olması durumunda, şikayetler bu organlardan başlayabilir. Örneğin kemik yayılımı varsa, kemiklerde ağrı, akciğere yayılmış ise öksürük, balgam gibi şikayetler oluşabilir. Bu durumda kanserin ilk önce hangi organdan kaynaklandığı tespit edilir.

BÖBREK KANSERİ NASIL TEŞHİS EDİLİR?

Erken evrelerde ne yazık ki çok kolay teşhis edilemez. Kanserin başlangıç safhalarında belirtiler yoğun olmadığı için, hasta rahatsızlık hissetmez ve teşhiste geç kalınabilir. Ancak düzenli sağlık taramalarını yaptıran kişiler bu sorunu yaşamaz. İleri safhalarda ise ayrıntılı tanı koyma yöntemleri kullanılır. Kan ve idrar tahlili ile bu süreç başlar. Kanda gözle görülen kan parçalarına rastlanabilir. Kan tahlilinde öncelikli olarak keratin düzeyine bakılır. Ultrason ile kitlenin durumu incelenir. Teşhis konusunda en önemli görüntüleme ise bilgisayarlı tomografi ile alınır. Kanserin büyüklüğü ve yayılma durumu hakkında fikir elde edilir. Gerekli görüldüğü takdirde manyetik rezonans görüntüleme de kullanılabilir. Bu iki teşhis yönteminde de hastaya görüntülemeyi kolaylaştırmak için ilaç verilir. Ancak böbrek kanserinde görüntüleme teknikleri ile kitlenin yapısı hakkında fikir edinmek oldukça güçtür. Dolayısıyla her türlü kitleye kanser muamelesi yapılır. Kitle hakkında bilgi sahibi olmak için biyopsi yapılması istenir. İnce bir iğne ile böbrekten alınacak doku parçası incelenerek, kitlenin türü hakkında bilgi sahibi olmaya çalışılır. Ancak böbrekten doku almak kolay olmadığı için bu yöntem her zaman tercih edilmez. Kanser yayılımını incelemek için akciğer grafisi, pozitron emisyon tomografisi (PET), kemik sintigrafisi istenebilir. Böbrek kanserinin evresi hakkında bilgi ise bütün tetkikler tamamlandıktan sonra elde edilir.

Reklam
Reklam

BÖBREK KANSERİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Böbrek kanserinin tedavisi üriner sistem kanserleri ile ilgilenen üroloji uzmanı, radyasyon onkoloğu ve medikal onkolog ile birlikte planlanır. Tedavi planlanırken hastanın yaşı, kanserin evresi ve hastanın sağlık durumu dikkate alınır. Kanser teşhisi koyulan hastalar genellikle büyük bir umutsuzluk ve çaresizlik içine düşer. Özelikle bu dönemde hastanın yakınlarından göreceği ilgi, moralini yüksek tutması açısından gereklidir. Kanser hastaları için tıbbi müdahale kadar, moral ve motivasyon da tedavinin vazgeçilmez parçalarıdır.

1. CERRAHİ OPERASYON

Cerrahi tedavi böbrek kanserinin tedavisinde kullanılan ilk yöntemdir. Kanserin büyüklüğüne bağlı olarak böbreğin tamamı alınabileceği gibi sadece kanserli bölüme yönelik operasyon da planlanabilir. Böbreğin tümünün alınmasına radikal nefrektomi, sadece tümörün çıkarılmasına ise parsiyel nefrektomi adı verilir. Cerrahi operasyon iki farklı şekilde uygulanır. Açık cerrahi yönteminde 15-20 cm civarında bir kesi ile böbreğe müdahale edilir. Laparaskopik yani kapalı cerrahide ise, 1 cm kadar açılan delikten tümöre ulaşılır. Bu cerrahi biçiminde böbreğin alınması gerekirse kesinin boyu 5 cm'ye kadar çıkabilir. Çıkarılan tümör, histopatoloji ile incelenerek yapısı ve yayılımı hakkında net bilgi edinilir. Cerrahi tedavi sonrası hastanın günlük yaşamına dönmesi seçilen yönteme göre değişir. Kanserin evresine göre tedavinin devamına karar verilir. Sağlık durumu cerrahi tedaviye elverişli olmayan hastalarda ise alternatif tedavi yöntemleri belirlenir.

Reklam
Reklam

2. BİYOLOJİK TEDAVİ

İnterferon ve interleukin-2 adı verilen, vücudun savunma sistemini güçlendiren ilaçların verilmesi ile yapılır. Hedef bağışıklık sistemini desteklemektir. Deride döküntü, ishal, kusma, ateş, kas ağrısı, halsizlik şeklinde ortaya çıkabilecek yan etkiler tedavi bitimi ile kendiliğinden sona erer. Tedavinin deneyimli doktorlar tarafından yapılması, yan etkilerin takibi açısından önem taşır.

3. HORMON TEDAVİSİ

Çoğunlukla progesteron hormonu kullanılır. İleri safha hastalarda tercih edilir. Tümörün büyümesini önlemek ve hastanın şikayetlerini azaltmak amaçlanır. Tedavinin en sık görülen yan etkisi terlemedir. Hormon tedavisinin kesilmesi ile birlikte yan etkiler ortadan kalkar.

4. KEMOTERAPİ

Kemoterapinin böbreklerde oluşan kanser üzerinde etkisi oldukça azdır. Birçok kanser türünde etkili olan ilaçlar, böbrek kaynaklı tümörler söz konusu olduğunda yeterli etkiyi göstermez. Ancak böbrek kanserinin metastaz yapmış hallerinde kullanılır. Saç dökülmesi sorunu yaşanabilir. Böbrek kanseri için kemoterapi ilaçlarının geliştirilmesi ile ilgili çalışmalar sürüyor.

5. RADYOTERAPİ

Vücut dışından verilen ışınlar ile tümörlü hücrelerin öldürülmesi esasına dayanır. Kanserli hücrelerin kemiklere tutunmuş olduğu vakalarda, hastanın ağrılarını hafifletmek için uygulanabilir. Böbrek tümörü üzerinde doğrudan etkisi olmasa bile, hastayı rahatlatmak amacıyla uygulanır.

6. ARTERİYEL EMBOLİZASYON

Böbreğe kan taşıyan damar özel maddelerin enjeksiyonu ile tıkanır. Tümörün küçültülüp, cerrahi operasyonun kolaylaştırılması hedeflenir. Sonrasında ağrı ve mide bulantısı oluşabilir. Bu yöntem ayrıca sağlık durumu elverişli cerrahi müdahale yapılan hastalarda da kullanılır.

7. HEDEFE YÖNELİK KANSER TEDAVİSİ

Bu yöntemde sağlıklı hücrelerin zarar görmemesi gözetilerek, kanserli hücrelerin büyümesini sağlayan mekanizmaların durdurulması hedeflenir. Kanserin yayılım gösterdiği hastalar için uygundur. Kanserli hücrenin tümöre bağlı beslenebileceği yeni damar oluşumunun önlenmesi, beslendiği damarın kapatılması amaçlanır.

Bunların dışında hastanın kanının laboratuvar ortamında tümörlü hücreler ile savaşacak şekle getirilip tekrar kendi haline bırakılması esasına dayalı başka bir yöntem üzerinde de çalışmalar sürüyor. Henüz etkinliği kanıtlanmamış çalışmalar arasında ise aşı tedavisi, kök hücre nakli ve alternatif ilaç denemeleri vardır.

BÖBREK KANSERİ TEKRARLAR MI?

Tekrarlama riski olan bir kanser türü olduğu için hastanın rutin kontrollerini ihmal etmemesi önemlidir. Tedavinin hemen ardından kontroller 6 aylık periyotlarla planlanır. Kan ve idrar tahlilleri ile muayene tekrar edilir. Beş yıl sonunda hastanın kontrol sıklığı 1 yıla çıkarılır. Ancak bu süreçte hasta herhangi bir belirti hissetmesi durumunda, kontrol zamanı gelmemiş olsa bile mutlaka doktoru ile görüşmelidir. Böbreğin birinin tamamının alınması durumunda ise kalan böbreğin fonksiyonlarının takibi yapılır. Kalan tek böbrekte zaman içerisinde, iki böbreğin görevini üstlendiği için büyüme görülebilir. Doktor, hastayı tek böbrekle yaşam konusunda bilgilendirecektir. Tek kalan böbreğin görevini yapamadığı durumlarda hasta geçici veya sürekli olarak diyaliz tedavisi görebilir.

TEDAVİ SIRASINDA VE SONRASINDA YAŞAM

Böbrek kanseri hastaları ne kadar yaşar sorusunun net bir cevabı olmamakla birlikte, kanserin yayılımının ve türünün bu noktada oldukça önemli olduğunu belirtmekte fayda var. Başlangıç evrelerinde teşhis edilen kanser, kolaylıkla tedavi edilebilir. Hastalık ile ilgili çalışmaların devam etmesi ve bugüne kadar yaşanan gelişmeler, hastaların ömrünü uzatmakta. Tedavi sürecinde ise doktoru olduğu kadar, hastayı da bekleyen birtakım sorumluluklar var. Hasta eğer sigara kullanıyorsa derhal sigaradan uzaklaşmalı, kanseri tetikleyen olumsuz koşulları hayatından çıkarmalı, sağlıklı ve dengeli beslenmeye dikkat etmelidir.

Kanser hastalığının günümüzde en çok korkulan hastalıklardan biri olduğu düşünülürse, kanseri yenmiş olmak her insan için sevindiricidir. Bu son derece tehditkar hastalığı atlattıktan sonra, yaşam biçimi de kanserin kendisini tekrarlamasını önleyecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. Kanseri tetiklediği bilinen hipertansiyonun kontrol edilmesi, diyabet hastalığını engelleyecek bir beslenme rejimi seçilmesi gerekir. Hasta kanserden sonraki yaşamına daha sağlıklı devam ederse, kanserin tekrarlama riskini de düşürür.