Sekiz yıldır tansiyon hastası olan 16 yaşındaki Mustafa Tuncay Mete, sol böbreğindeki atar damarında bir darlık saptanmasının ardından ameliyata alındı. Mete'nin böbreği dışarıya çıkarılıp tedavi edildikten sonra yeniden kendisine nakledildi.
Ameliyatı AÜ Hastanesi Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Enstitüsü Müdürü Doç.Dr. Ayhan Dinçkan ve Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayhan Mesci gerçekleştirdi.
Mete'deki tansiyon hastalığının normal bir durum olmadığını söyleyen Doç.Dr. Ayhan Dinçkan, ileri yaştaki insanlarda rastlanan ve esansiyel hipertansiyon denilen bir hastalığın söz konusu olduğunu söyledi. Mustafa Tuncay Mete’nin bu kadar yüksek tansiyonla mücadele etmesinin altındaki sebepleri aramaya başladıklarını belirten Doç.Dr. Dinçkan, şöyle konuştu: “Mustafa 16 yaşında ve kendisinin tansiyon hastası olması normal bir durum değil. Bunun mutlaka bir nedeni olması gerekiyor. Araştırılmış ve sol böbrek damarının atar damarında neredeyse tamama yakın bir darlığa neden olabilecek bir darlık saptanmıştır. 8 yıldır bunun tedavisi için uğraşıyorlar. Hatta bir ara tansiyonu düşürmek amacı ile hastanede 7 ay yatırılmak zorunda kalınmış. Çeşitli anjioplasti denilen yöntemle bu dar segment tedavi edilmeye çalışılmış, fakat başarılı olamamışlar.”
Son çare olarak cerrahi bir takım yöntemlerle dar segmentin tedavisinin uygun görüldüğünü söyleyen Doç.Dr. Dinçkan, şunları söyledi: “Normalde bu tür hastaları çok sık görmüyoruz. Çok nadir rastlanan bir durum. Bizde Mustafa’yı değerlendirdik, sol böbreğinde başka tedavilerle tedavi edilemeyecek bir durum olduğunu belirledik ve cerrahi tedavi artık kaçınılmaz oldu. Amacımız o böbreğini çöpe atmadan böbreği çıkarıp dar segmenti çıkardıktan sonra aynı böbreği tekrar kendisine nakil etmekti. Yani normal böbreğin olduğu yerden böbreği çıkarıp Mustafa’nın kendi böbreğini kasığına naklettik. Böbreğini kurtarmış olduk”
Mustafa’yı 23 Ağustos tarihinde laparoskopik denilen kapalı yöntemle ameliyat ederek böbreğini çıkardıklarını söyleyen Doç. Dr. Dinçkan konuşmalarını şöyle sürdürdü: “Böbreği çıkardıktan sonra dar damar segmentini kestik tedavi ettik ve aynı yaradan tekrar Mustafa’nın böbreğini o dar damarının sağlam ucundan bağlayarak böbreğini kendisine nakletmiş olduk. Böbreğini kaybetmedi. İki böbreği hâla çalışıyor. Hastanın hastalığı renovasküler hipertansiyon. Yaptığımız iş laparoskopik nefrektomi. Sonuç itibari ile şu an Mustafa 4 tansiyon ilacından hiç birini artık kullanmıyor. Şu anda da tansiyonu 120’lerde. Normale dönmüş durumda. Artık ileride o böbreği kaybetme riski olmayacak. Tansiyon hastalığı sistemik bir hastalık, bunun kendisinde yaratacağı göz, beyin ve kalp damarı gibi bir takım problemlerin olma ihtimali olmayacak.”
Başarılı bir işe imza attıklarını söyleyen Doç.Dr. Dinçkan, bunun çok nadir bir yöntem olduğunu ve bu naklin Türkiye’de ilk denilebilecek bir nakil olduğunu belirtti.
**EĞİTİMİMİ SÜRDÜRECEĞİM**
Mustafa Tuncay Mete ise hastalığından dolayı eğitimini sürdüremediğini, şimdiye kadar çok sevdiği futbol ve basketbolu oynayamadığını söyledi. 8 yaşından bu yana hastanelerde olduğunu belirten Mete, sözlerine şöyle devam etti: “7 ay hiç çıkmadan hastanede yattım. Sürekli başım ağrıyordu.Spor yapmak istiyorum, okulumu bitirmek istiyorum. Haftanın iki günü okula gidemiyordum, hastanede geçiyordu çünkü. Artık eğitimime devam edeceğim. Turizmci olmak istiyorum. Futbolu çok seviyorum, basketbol gibi oyunlar oynayamıyordum hemen tansiyonum çıkıyordu. Bundan sonra her şey yapacağım. En büyük zorluğum okula giderken oluyordu. Evimle okul arası 3 dakika yürürken zorlanıyordum. Nefesim daralıyordu, ama şimdi olmuyor artık bunlar”
**ANNESİ KANSER HASTASI**
Kanser hastası olan anne Atike Mete ise babası Cemil Mete çalıştığı için oğlunu kendisinin hastaneye getirmek zorunda olduğunu söyledi. Oğlunun ameliyat olunması için 20 yaşını doldurmasını beklediklerini söyleyen anne Mete, şöyle konuştu:“Oğlumun tansiyonu çok yüksekti, sürekli onu düşünürken kendimde de kanser hastalığı olduğu ortaya çıktı. Organlarının gelişmesi için 20 yaşına gelmesi bekleniyordu. Kullandığımız ilaçlar beyine ve kalbe zarar vermeye başladı. Sonra ameliyat kararı verdiler”
İHA