Denizli'de evli ve 2 çocuk annesi Gülten Kara (41), geçen yıl aralık ayında böbreklerinden rahatsızlanınca Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne başvurdu. Burada böbreğindeki taşların alınması için ameliyata alınan Gülten Kara, yaklaşık 150 gün yoğun bakımda kaldı, daha sonra da felçli olarak hastaneden çıkarıldı.
İddiaya göre, yapılan operasyon öncesinde duyarlılık testi yapılmadan taş kırma ünitesine alınan ve narkoz verilen Gülten Kara'nın kalbi durdu. Operasyonu gerçekleştiren doktorların müdahalesiyle kalbi tekrar çalıştı ama hasta bitkisel hayattan kurtulamadı. PAÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yaklaşık 150 gün hareketsiz şekilde yoğun bakımda yatan Gülten Kara'nın gözleri dışında hiçbir organı çalışamaz duruma gelirken eşi Rasim Kara, artık hastanede yapılabilecek bir şey kalmadığını ve evde kendileri tarafından bakılması gerektiğinin söylenerek eşinin polis zoruyla hastaneden çıkarıldığını söyledi. Hastaneden çıkarılan Gülten Kara daha sonra Denizli Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Burada hasta yatağında hiçbir şeyden habersiz ve tamamen şuurunu yitirmiş şekilde yaşamını sürdüren Gülten Kara'nın tüm ihtiyaçlarını emlakçılık yapan eşi Rasim Kara karşılıyor. Kara, eşinin başına gelenlerden PAÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'nin sorumlu olduğunu söyledi. Rasim Kara, hastane yönetimi ve ameliyat ekibi hakkında suç duyurusunda bulunurken, kendilerine yardım eli uzatılmasını beklediklerini söyledi.
Geçen yıl aralık ayında böbrek taşlarının lazerle kırılması için eşinin PAÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'ne yattığını belirten Rasim Kara, "Eşim taş kırma ünitesine girdiğinde, narkoz öncesi vurulan iğnenin alerji yaptığını söylediler. Bir süre sonra eşimin kalbi durdu. Yapılan müdahale ile kalbi tekrar çalıştırdılar ve eşimi yoğun bakıma aldılar. Eşim yaklaşık 150 gün yoğun bakımda yattı, daha sonra da normal odaya çıkardılar. Bir süre önce de bizi polis zoruyla akşam saatlerinde Denizli Devlet Hastanesi'ne bıraktılar" dedi. Eşinin bilincini tamamen kaybettiğini belirten Rasim Kara, "Boğazı delik ve şırıngayla mideden kendisini besliyoruz. Bize narkoz öncesi yapılan iğnenin alerji yapması sebebiyle eşimin bu hale geldiğini söylediler. Doktorların iddiası bu. Lazerle basit bir taş kırma operasyonu yapılacaktı ama bu başımıza geldi" dedi.
Eşiyle birlikte ameliyata girmeden önce hastane önündeki simitçiden simit alıp kahvaltı yapmayı düşündüklerini söyleyen Rasim Kara, "Ameliyat öncesi eşimle bunları bile konuşmuştuk. Operasyon sonunda evimize gidecek; ben işe, o da annesinin evine gidecekti. Ama hastaneye girdikten sonra bir daha çıkaramadık. Eşim yaklaşık 11 aydır tamamen bilinçsiz olarak yatıyor. Savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Ben hep eşimin başında bekliyorum. Asıl zoruma giden, eşimi bu hale getirip sonra onu polis zoruyla hastaneden çıkarmaları oldu. Biz ne yaptık? Vatan haini değiliz" dedi. Aile olarak zor duruma düştüklerini, oğlunun üniversiteyi yarıda bıraktığını, kızının da annesini o halde görmek istemediğini belirten Rasim Kara, "Denizli Devlet Hastanesi de bayramdan sonra bizi eve göndereceklerini bildirdi. PAÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hiçbir müdahale yapılmadı sadece yaşatılmaya çalışıldı. Bundan sonrası için Türk adaletine güveniyoruz" dedi.
Öte yandan Gülten Kara ile ilgili olarak hastane yönetiminden de bir açıklama yapıldı. PAÜ Hastaneleri Başhekimi Prof. Dr. Fahir Demirkan, yaptığı yazılı açıklamada, 41 yaşındaki Gülten Kara'nın 10 Aralık 2008 tarihinde böbrek taşı sebebiyle başvurduğu Pamukkale Üniversitesi Hastaneleri taş kırma ünitesinde tedaviye alındığını, nadir görülen bir anestezi komplikasyonu sonucunda solunum ve kalbi duran hastanın ilk müdahale ile hayata döndürüldüğünü ifade etti. Prof. Dr. Fahir Demirkan, yoğun bakımda 160 gün yatan hastanın genel durumunun düzeldikten sonra serviste 2 Kasım tarihine kadar izlendiğini, yapılacak ek bir tedavi kalmadığı için Denizli Devlet Hastanesi'ne ambulansla sevk edildiğini ifade etti. Açıklamada, hastanın polis zoruyla atılmasının söz konusu olmadığı belirtildi.