Böbreklerimizin en ünlü göreviyle, boşaltım sistemimiz ile başlayalım.
Tahmin ettiğiniz üzere idrarınızdaki değişiklikler, böbrek rahatsızlığının en önemli sinyallerinden biridir.
Eğer idrarınız köpüklenmişse, normalden çok daha koyu renkliyse, daha seyrek tuvalete kalkıyor ve çişinizi normalden daha az miktarda yapıyorsanız, çişinizi yaparken baskı hissediyor ve zorlanıyorsanız böbreklerinizde bir sorun var demektir. Acilen doktora görünmenizi öneririz!
Ayrıca solgun renkli idrar, normalden çok daha sık tuvalete kalkma, sık sık uykudan uyanıp acilen tuvalete gitme gereği hissetme ve normalden çok daha fazla miktarda çiş yapma da böbrek rahatsızlığı belirtisidir. Doktor, hemen doktor!- - - - - -
Böbreklerimiz toksinlerin yanı sıra, vücudumuzdaki fazla sıvıyı da atmakla görevlidir. Bu yüzden böbreklerimizin fonksiyonlarının zayıflaması, vücudumuzun bu fazlalıktan kurtulamaması anlamına gelir. Bu istenmeyen sıvının toplandığı yerler de genellikle surat, bacaklar ve eklem yerlerimizdir...
Eğer bu bölgelerden herhangi birinde eskiden orada olmayan bir şişkinlik, bir kabarma gözlemliyorsanız böbreklerinizden şüphelenebilirsiniz.
Böbreklerin gizli kahramanlıklarından biri de alyuvar yapımında görev almalarıdır. Kırmızı kan hücreleri, böbreklerden salgılanan hormonlar ile uyarılır ve üretilir.
Bu fonksiyonun zarar görmesi halinde kırmızı kan hücrelerinin sayısı azalır, akciğerlerde biriken karbondioksit ve diğer atık maddeler dışarı yeterince taşınamaz, bu yüzden vücudumuzun oksijen alma kapasitesi düşer. Bu da oksijen yetersizliğine sebep olur.
Yani nefes darlığını odanın havasızlığına, yorgunluğa ve benzeri başka etkenlere bağlamadan önce böbrek rahatsızlığı ihtimalini de akılda tutmak, akabinde bir doktora görünmek akıllıca olacaktır...
Böbreklerimizin dışarı attığı idrarın yalnızca yediklerimizden ve içtiklerimizden arta kalan atık sıvı olduğu yanılgısını herhalde atlatmışızdır artık, değil mi? Çünkü böbreklerin işlevi bundan çok daha fazlası ve fonksiyonları yavaşladığı takdirde etkilerini cildimizde dahi görebiliyoruz.
Eğer cildiniz dökülüyorsa, ne kadar krem, losyon kullandıysanız da fayda etmediyse böbreklerinizden şüphe edebilirsiniz. Çünkü böbrek fonksiyonlarının yavaşlaması ile vücutta biriken toksinler kan yoluyla vücudumuzun her yerine dağılırlar, cildimizin yüzeyine kadar etki ederler. Bu toksinler ciltte dökülmelere, sağlıksız görünüşe, kaşıntılara ve kuruluğa sebep olurlar.
Bu rahatsızlık vücudun içinden dışarı yansıdığı için de dış yüzeye uygulayacağınız herhangi bir bakım kreminin faydasını görmeniz mümkün değildir...
Böbrek rahatsızlıklarının vücudumuzdaki oksijen seviyesiyle nasıl bağlantılı olduğundan yukarıda bahsetmiştik. Böbrek rahatsızlığı esnasındaki oksijensizliğin beynimiz üzerindeki etkisi de işte bu şekilde olur...
Unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu, sersem hissetmek ve baş dönmesi beynimize yeterli oksijen gitmediğinin göstergeleridir.
Böbreklerimiz, vücudumuzdaki alyuvar üretimini salgıladığı EPO (Eritropoetin) hormonu ile tetikler. Bu sayede kan dolaşımımızdaki kırmızı kan hücrelerimiz artar, oksijen dokulara daha büyük bir kapasiteyle ulaştırılır. Bu hormonun eksikliği; yukarıda belirttiğimiz baş dönmesi, konsantrasyon eksikliği gibi rahatsızlıkların yanı sıra tüm vücudumuzda hissettiğimiz bir yorgunluk olarak da kendini gösterebilir.
Özetle; 9-10 santimetre boyutlarında, minik bir organ çifti olmasına aldırmayın, sağlıklı beslenin, bol bol antioksidan yiyeceklerden tüketin, böbreklerinize iyi bakın!
---
Kaynaklar: Metdaan.com & Wikipedia.org