Boğaziçi Üniversitesi'nde gözaltına alınan 45 öğrenciden 42'si serbest bırakıldı

Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüs'te cuma günü gözaltına alınan öğrencilerden 42'si serbest kalırken 3 kişi adliyeye sevk edildi. Boğaziçili akademisyenler, olayların ardından "Rektörlüğün derhal istifasını istiyoruz" açıklaması yaptı.

Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüs'te cuma günü özel güvenliğin çadırlarını kaldırmasına tepki gösteren, ardından kampüse giren polisle anlaşarak basın açıklaması yapmak isteyen öğrencilerden 45'i gözaltına alınmıştı. 42 kişi emniyetten serbest kalırken 3 kişi adliyeye sevk edildi.

Üniversitenin Güney Kampüsü'ne giren İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi ekipleri, dün akşam saatlerinde 45 kişiyi gözaltına alarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürmüştü.

Boğaziçi Üniversitesi'nde rektör atamasına karşı öğrenciler, mezunlar ve akademisyenlerin de katıldığı protestolar 292 gündür devam ediyor.

Reklam
Reklam

Boğaziçi Direnişi hesabından yapılan açıklamada, öğrencilerin, okula giren çevik kuvvet tarafından çadır kurmalarının engellenmesi sırasında gözaltına alındığı söyleniyor.

Boğaziçi Üniversitesi'nin senenin başında atanan ve protestolara neden olan eski rektörü Melih Bulu'nun Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 15 Temmuz'da görevden alınması sonrası göreve Prof. Dr. Mehmet Naci İnci atandı.

Bazı öğrenciler, Prof. Dr. Mehmet Naci İnci'nin göreve gelmesi sonrası, rektörün seçimle işbaşına gelmesi gerektiğini söyleyerek "kayyum protestosu" dedikleri eylemleri sürdürdü.

Akademisyenler de her gün rektörlük binası önünde nöbet eylemini sürdürüyor.

Öğrencilerin eylemleri boyunca "direniş çadırı" adını verdiği ve rektörlük binası önünde kurulan çadırları, güvenlik güçlerince kaldırılmaya çalıştı.

Öğrenciler, sonrasında okula çevik kuvvetin girdiğini 45 arkadaşlarının gözaltında olduğunu söyledi.

Boğaziçi Üniversitesi'nde görev yapan ve olaylara tanık olan öğretim görevlileri, sosyal medya hesaplarından gelişmeleri paylaştı:

Reklam
Reklam

https://twitter.com/dlkcinar/status/1451563850520797185?s=20

https://twitter.com/TolgaSutlu/status/1451644581599236099?s=20

Rektörlükten yapılan açıklamada ise "eylemin üniversitede eğitim-öğretim düzenini bozmaya yönelik" olduğu savunuldu:

"Söz konusu gruba kampüs içinde farklı alanlarda çadır kurma izni verileceği belirtilmesine rağmen aynı grup, bir süre sonra yeni bir çadırı aynı alana kurmak üzere toplanmış, güvenlik görevlilerinin uyarılarına karşın çadırı bina kapısını giriş-çıkışa kapatacak şekilde kurmak istemiştir. Bu duruma müdahale eden güvenlik görevlileri toplanan 100 kişilik öğrenci grubuna müdahalede yetersiz kalmış, bu durumda İstanbul Emniyet Müdürlüğü önlem almak üzere Rektörlük binası önüne gelmiştir. 158 yıllık bir eğitim-öğretim kurumunun itibarını kamuoyu nezdinde sarsabileceğini düşünenler yanılgı içindedir."

Boğaziçili akademisyenler: Rektörlüğün derhal istifasını istiyoruz

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri cuma günü Güney Kampüs'te öğrencilerinin barışçıl eylem yaparken gözaltına alınmasına tepki göstererek bugün bir açıklama yaptı:

Reklam
Reklam

"22 Ekim Cuma günü Boğaziçi Üniversitesi kampüsü, meşruiyeti tartışmalı bir biçimde atanmış rektörlüğün emriyle daha önce de çeşitli kereler olduğu gibi öğrencilere yasaklanmaya çalışıldı.

"Bir kamu üniversitesi olan Boğaziçi Üniversitesi'nin 45 öğrencisinin, anayasa tarafından güvence altına alınan barışçıl protesto haklarını kullanmaları engellendi. Öğrenciler, dağılacakları takdirde herhangi bir müdahale olmayacağı sözü üzerine sorunsuzca dağılmaya hazırlanırken "kamusal alanı işgal etmek" gibi dayanaksız bir suçlamayla zor kullanılarak gözaltına alındı.

"Üniversite öğrencilerimizin kendilerini kayıtsız şartsız güvende hissetmeleri gereken, fikirlerini özgürce ifade edebilecekleri bir ortam olmalıdır. Böyle bir ortamın özel güvenlik, sivil polis ve çevik kuvvet tarafından ablukaya alınması kabul edilemez. Eğitim-öğretim kalitesini düşürmeye ve ortak akıl zeminini yıpratmaya yönelik bu müdahaleler, tüm toplumu etkileyen bir kamu zararına yol açmaktadır. Tüm bu uygulama ve müdahalelere karşı on aydır hiç kesintisiz olarak dile getirdiğimiz akademik özgürlük, üniversite özerkliği ve şeffaf, demokratik, hesap verebilir yönetim talebimizi ısrarla yineliyor ve meşruiyeti tartışmalı bir biçimde atanmış rektörlüğün derhal istifasını talep ediyoruz."

Reklam
Reklam