Bulaşıcı bir hastalık olmasının yanı sıra akciğer başta olmak üzere birçok farklı organı etkileyebilir. Genellikle bebeklerde görüldüğü zamanlarda ölüm ile sonuçlanan bu hastalık, beyne giden oksijenin bir dengeye sahip olmaması sebebiyle teşhis edilememesi durumunda da ölümle sonuçlanır. Bundan dolayı da boğmaca aşısının düzenli bir şekilde yapılması önem taşır. Bu hastalık bebekleri farklı bir şekilde etkiler. Anne tarafından antikorlar ile beslendiği için çeşitli hastalıklardan korunabilen bebekler, boğmaca ve su çiçeği gibi hastalıklara karşı savunmasız olurlar.
Erken doğan bebekler boğmaca hastalığına daha sık yakalanır. Buna neden olan şey ise bağışıklık sisteminin güçsüz ve zayıf olmasıdır. İlk olarak öksürükle birlikte kendini gösteren bu hastalık, zaman geçtikçe kusma gibi belirtiler de gösterir.
Boğmaca oldukça kolay bir şekilde bulaşabilen bir hastalık olup, hızlıca yayılım gösterir. Boğmaca nasıl bulaşır sorusu hapşırık, öksürük gibi davranışlar ile havaya geçen enfeksiyonun solunması şeklinde cevaplanabilir. Boğmaca hastası olan bebeklerde teşhis edilemediği için kardeşler, ebeveynler ya da bebeğe bakan bakıcılara da bulaşan bu hastalığın en bulaşıcı dönemi 2. haftadır. Bu esnada antibiyotik kullanılarak bulaşma süresi kısaltılabilir. Boğmaca aşıları ile birlikte hastalık önlenebilir olsa da hiçbir aşının kesin bir şekilde etkili olmadığı da söylenebilir. Ancak aşılanmış kişilerin bu hastalığa yakalanması halinde hastalık çok ciddi bir şekilde seyretmez.
Hastanın evde temas etmiş olduğu yerlere %70 ve %100 aralığında, okulda temas ettiği yerlere %50 civarında hastalık bulaştırdığı düşünülüyor. Kimi zaman özellikle çocukların eline bulaşan hastalık, çocuğun elini ağzına götürmesi sebebiyle de tüm vücuda yayılır. Bu nedenle el hijyeni oldukça önem taşıyan bir konudur.
Birçok solunum yolu hastalığında olduğu gibi boğmacada da öksürük ya da hapşırık gibi sebeplerden dolayı etrafa saçılan su damlacıkları mikrobun bir başkasına bulaşmasına neden olur.
Boğmaca hastalığı, genellikle bordetella pertussis bakterisinin bulaşmasının ardından 6 ve 20 gün aralığında kendini göstermektedir. Bu dönem kuluçka dönemi olarak bilinir. Boğmaca hastalığı genellikle hafif belirtiler gösterse de iyileşme dönemine doğru daha çok acı verir. Genellikle soğuk algınlığı belirtileri ile benzerlik gösteren bu hastalığın belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
İlk hafta boyunca normal olan bu belirtilerin ilerleyen dönemde daha da şiddetlenmesi mümkün olur. Aniden şiddetlenen belirtiler olarak da bilinen paroksismal dönem belirtileri, hastalığın ikinci döneminde kendini gösterir ve genellikle öksürük paroksizmi ismi kullanılır. Aşırı ve inatçı öksürükler bu dönemde ortaya çıkar.
Birkaç dakika sürebilen şiddetli öksürüklerin kısa süreli olduğu zamanlar da olur. Fakat onlarca dakika dahi sürebilen oldukça şiddetli öksürükler bu hastalığın belirtileri arasında yer alır. Hastanın gün içinde 10 ile 15 kez aralığında öksürük krizine girmesi mümkündür. Şiddetli bir şekilde öksüren kişilerde balgam görülme olasılığı bulunur. Oldukça şiddetli bir şekilde öksürüğün olduğu dönemlerde hasta nefes alırken bile öksürdüğü için sert bir ses çıkar. Genellikle bebek ve küçük çocuklarda daha az görülen bu durum geçici bir şekilde solunumu tıkadığı için solunuma engel olur.
Özellikle küçük çocuklarda öksürme sebebiyle siyanoz oluşabilir. Bu tür durumlarda yüz morarır. Bu durum her ne kadar göründüğü kadar korkutucu olmasa da dikkat edilmesi gerekir. Bebek ise bir süre sonra nefes almaya devam eder.
Öksürük nöbeti geçiren bir kişide kusma gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu durum özellikle bebek ve küçük çocuklarda daha sık görülür. Öksürük döneminin ardından yine aynı yaş grubunda kızarmış bir yüz ve yorgunluk olur.
Boğazdan alınan sürüntüler kullanılarak hastalığın etken sebepleri saptanabilir. Çeşitli testler yapılarak bu hastalığın etkenleri tespit edilebilir. Boğmaca tanısı koyulmuş olan bir hasta genellikle yaklaşık iki hafta boyunca antibiyotik tedavisi altında kalır. Özellikle kriz şeklinde öksürüklerin yaşandığı dönem başlamadan önce antibiyotik kullanımı önem taşır. Antibiyotik ne kadar erken verilirse boğmaca belirtileri de o kadar seyrek görülür.
Boğmaca hastalığının tanısı koyulmuş olan 1 yaşından küçük bebekler hastanede yatarak tedavi edilir. Boğmaca hastalığı bebeklerin 5'te 1'inde nefes durması, nefes darlığı, özellikle öksürük nöbetleri sırasında ortaya çıkan oksijen ihtiyacı ve zatürre gibi sorunlar ortaya çıkartır. Ağızdan herhangi bir şey almak riskli olabileceği için bebeğin vücudu susuz kalabilir.
Boğmaca tanısı konan bir bebeğin, tedavisine başlanması halinde antibiyotiklerin hiç aksatılmadan verilmeye devam edilmesi gerekir. Çoğu hastalıkta olduğu gibi öksürük ilaçları yalnızca öksürüğün dinmesini sağlamaya yardımcı olurken, hastalığa bir etki etmez. Diğer yandan bu ilacın yan etkilerinin 4 yaşın altında olan bebekler üzerinde oldukça olumsuz etkilerinin olma ihtimalinin olması sebebiyle tavsiye edilmez.
Boğmacanın iyileşme dönemine girilmesi halinde öksürüğe sebep olabilecek odun ya da kömür sobaları, sigara ve oda spreylerinden uzak durulması gerekir. Boğmaca hastalığına yakalanmış olan çocuklar öksürük ve kusma gibi nedenlerden dolayı ağız yolu ile sıvı ya da yemek alamayabilirler. Bu sebepten dolayı da çocuğun susuz kalma durumu sık görülür. Gözlerin çökmesi, dil ve ağzın kuruması, az idrar, huzursuzluk ya da susuzluk oldukça sık rastlanan belirtiler olarak karşımıza çıkar. İşte bu nedenle çocukların hastalıktan korunmasının sağlanabilmesi için aşı programına uyulması gerekir. Yine de boğmaca olma ihtimali olduğunu düşündüğünüz bir öksürme durumu ile karşı karşıya kalmanız halinde bir doktora başvurmanız gerekir.
Boğmaca hastalığı söz konusu olduğunda çözüm olarak başvurulan gıdaların başında sarımsak gelir. Bunun sebebi ise sarımsağın doğal bir antibiyotik görevi üstlenmiş olmasıdır. Boğmaca için en doğal tedavi yöntemlerinden biri olan sarımsağı kullanarak aynı zamanda bağışıklık sisteminizi de güçlendirebilirsiniz. Bu sayede yalnızca boğmaca değil aynı zamanda birçok farklı hastalığa yakalanma riskinizi de azaltmış olursunuz. Sarımsağın iltihap sökücü etkisi de hastalığın atılmasında yardımcı olur.
Boğmaca hastalığında kullanılmakta olan şifalı bitkilerden biri de zencefildir. Zencefil bu hastalığa karşı direkt etkiye sahip. Zencefil kullanarak öksürük nöbetlerinize engel olabilirsiniz. Bir çay kaşığı kadar zencefilin içine limon ve bir diş sarımsak ekleyerek kullanmanız halinde öksürük sebebiyle meydana gelen ağrıları önleyebilirsiniz. Aynı zamanda boğazınızın yumuşamasını sağlarsınız. İltihap önleyici etkiye sahip zencefil sayesinde mide bulantısı ve kusmanın da önüne geçilebilir. Bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkileri olan zencefil sayesinde birçok hastalığa karşı direnç sağlanabilir.
Bilindiği üzere vücut için oldukça faydalı bir gıda olan bal, birçok hastalığın tedavisinde takviye edici bir unsur olarak yer alır. Boğmaca hastalığı sebebiyle meydana gelen öksürük nöbetlerine karşı oldukça etkili bir çözüm yöntemi olan bal sayesinde boğazınızı yumuşatabilir ve bağışıklık sisteminizi güçlendirebilirsiniz. Hastalıklara karşı direncinizin artmasını sağlar, diğer komplikasyonların etkilerini azaltır. Bu nedenle her gün azar azar bal yemekte fayda var.
Hafif ılık bir şekilde içilmesi halinde boğazın yumuşamasına yardımcı olan bitki çayları boğazda yer alan bakterilerin ölmesini sağlar. Diğer yandan öksürüklerin de azalmasına yardımcı olan bitki çayları hem sakinleştirici hem de yatıştırıcı etkilere sahiptir. Zencefil çayı, papatya çayı ve yeşil çay öksürük için iyi takviyedir. Bu çayların sık sık içilmesine gerek olmaz.
Boğmaca hastalığına yakalanmış olan kişilerin rahat bir şekilde kullanabileceği yöntemlerden birisi de tuzlu su ile tedavi yöntemidir. Bunun için bir bardak ılık suyun içine bir çay kaşığı kadar tuz eklemeli ve hemen ardından karıştırmalısınız. Gargara yapmanız sonucu tuzlu su boğazınızda kalan bakterilerin ölmesini sağlayacak ve öksürmenize engel olacaktır.
Boğmaca hastalığına yakalanan kişiler için oldukça önemli bir tedavi yöntemi olan zerdeçala dilerseniz bal ekleyerek daha etkili bir çözüm üretebilirsiniz. Zerdeçal yalnızca boğmacaya değil aynı zamanda birçok hastalığa da iyi gelir. Sindirim sisteminin de korunmasını sağlaması sebebiyle vücudu birçok hastalıktan korur. Bağışıklık sistemini güçlendirmesi sebebiyle genel sağlığa etkisi oldukça büyüktür.
Bir başka doğal tedavi yöntemi olan nane sayesinde hava yolu ve boğazın nemlenmesi mümkündür. Nane yağına sıcak su ekleyerek daha sonra bu karışımdan yayılan buharı içinize çekebilirsiniz. Diğer yandan nane çayı yaparak da boğmaca hastalığının etkilerini hafifletebilirsiniz. Birçok faydası olan nane, sindirim sistemini düzenler, mineral ve vitamin deposu olduğu için vücudun direncini artırır, nefesi tazelediği için bakterilerin oluşumunu engelleyerek öksürüklere iyi gelir. Nanenin aşırı kullanılması halinde istenenin aksine boğazı tahriş etme ihtimali olduğuna dikkat edilmelidir. Bu nedenle aşırı nane kullanımından kaçınmak gerekir.
Boğmaca hastalığına yakalanan kişiler, diğer birçok hastalıkta da olduğu gibi iştahlarını kaybedebilir. Hastalar her ne kadar iştahları olmasa da düzenli ve dengeli bir şekilde beslenmeye özen göstermeli ve kendini yemek yemeye zorlamalıdır. Boğmaca sebebiyle vücudun direnci azalacağı için beslenme yolu ile vücuda tekrar direnç kazandırılması gerekir. Bu nedenle burada yazılı olan yöntemleri kullanarak vücudunuza takviye sağlayabilirsiniz. Diğer yandan doktor tarafından verilecek olan tavsiyelere uymayı unutmayın.
Aşılama ya da doğal korunma tedavi yöntemleri ile birlikte de olsa ne bu hastalıktan ne de bir başka hastalıktan ömür boyu kurtulmanız pek olası değildir. Her ne kadar bu tür yöntemler ile hastalığın önüne oldukça yüksek bir oranda geçseniz de ömür boyu bağışıklık kazanma ihtimaliniz yoktur. Yani boğmaca hastalığının tekrar ortaya çıkması da mümkündür. Bir defa hastalığa yakalanmış kişinin vücudu bu hastalığa karşı bağışıklık göstermeyebilir. İkinci kez hastalığa yakalanan kişilerde bu hastalık daha hafif seyreder. Boğmacadan korunmanın en iyi yolu aşıdır.
Tetanoz ve difteri toksoidleri ile karma bir şekilde hazırlanmış iki farklı aşısı olan boğmaca aşısının ilk dozu bebeğin ikinci ayında kasın içine yapılırken, bir ya da iki aylık aralar ile iki defa tekrarlanır ve yapılan son dozdan sonra 6 ve 12 ay aralığında pekiştirme dozu yapılır.
Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanmış olan aşı takvimine göre doğumun 2., 3. ve 4. ayının sonu ile 16 ve 24. aylar arasında 4 doz olmak üzere aşı uygulanır. Beşinci doz ise 4 ve 6 yaşları arasında yapılır. Her iki aşı da 7 yaşından büyük kişilere yapılır.
Ülkemizde boğmaca, difteri ve tetanoz karma aşısının pekiştirme dozunun ilkokul birinci sınıfta yapılır. Boğmaca hastalığına sık rastlanılan toplumlarda 6 haftalık bebeklerde aşılama başladığı görülür. Bu gibi durumlarda dört haftalık aralar ile diğer dozlar verilir. Aşılamaya ara verilmesi halinde ise uygulamaya daha sonra devam edilir.
Ergen ve genç yaş grubunda giderek azalan bağışıklık direnci sebebiyle enfeksiyon hızı artış gösterir. Bu nedenle de bu dönemlerde ilave olarak doz verilmesi konuşulur. Aşı %80 - 90 aralığında korusa da etkisi 3 - 5 yıl kadar sürer. 12 yılın ardından ise neredeyse etkisiz hale gelir.
Aşıların yapılması ile birlikte boğmaca hastalığının görülme oranında da düşüş yaşanmıştır. Bu nedenle de bebeklerimizin aşılarının mutlaka yaptırılmasına özen göstermemiz gerekiyor.
Yalancı boğmaca bordetella parapertussis bakterisine oldukça benzeyen etkilere sahip olup, 6 ile 15 gün aralığında bir kuluçka dönemine sahiptir. Tipik olmayan ve hafif belirtiler gösteren hastalık boğmacadan daha kısa 1 ile 3 hafta aralığında sürer. Genellikle ikincil sorunlara neden olmayan bu hastalık çoğu zaman herhangi bir belirti göstermediği için taşıyıcı sayısının da yüksek olduğu söylenir. Boğmaca ile bir benzerlik göstermemesi sebebiyle boğmaca aşısı, yalancı boğmaca hastalığından korumaz.
Bordetella bronchiseptica mikroorganizması yalancı boğmaca bakterisiyle aynı cinstendir. Çeşitli hastalıklara sebep olan bu bakterinin tespit edilmesi için çeşitli tanı ve testlerin uygulanması gerekir. Solunum sisteminde enfeksiyonlara neden olabilen bu mikroorganizmanın sebep olduğu hastalıklara göre tedavi yöntemi de değişiklik gösterir.