Bölgede büyük sismik faaliyet var

İSTANBUL (İHA) - Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu, "Doğa olayları karşısında insanoğlunun bilgisi sınırlıdır, daha büyük bir deprem olmaz diyebilmek mümkün değil" dedi.

Ege Denizi'nde meydana gelen depremlerin ardından, Kandilli Rasathanesi'nde deprem profesörlerinin katılımıyla basın toplantısı düzenlendi. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu, "Saat 07.31'de Seferihisar açıklarında 3.1'lik deprem oldu. Bunu ardından yaşamakta olduğumuz deprem serisi takip etti. Saat 08.45'te 5.7, saat 12.46'da 5.9 ve ardından 5.6 büyüklüğünde 3 deprem yaşadık. 2.5 ile 5.9 arası 31 deprem meydana geldi. Aslında çözmediğimiz birçok depremi de yaşamaktayız. Sabah saatlerinden bu yana bölgede büyük bir sismik faaliyet var" dedi.

Reklam
Reklam

Sığacık Körfezi civarında aktif birçok fay olduğunu belirten Barbarosoğlu, "Yakın tarihimizde aynı bölgede benzer depremler olmaktadır. Bugünkü depremler yörede büyük paniğe yol açtı. Halk yoğun olarak hissetti ve büyük endişe duydu. Yörede bir sismik faaliyet yaşanmaktadır. Doğa olayları karşısında insanoğlunun bilgisi sınırlıdır, daha büyük bir deprem olmaz diyebilmek mümkün değil. Yöre halkının tedbirli olmasını öneriyoruz. Deprem değil, binalar öldürür. Binamıza güveniyorsak, daha büyük bir depremde bile evimizde, işimizde, okulumuzda hayatımızı huzur içinde sürdürebiliriz" dedi.

"PAKİSTAN DEPREMİNİN TETİKLEMESİ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR" Daha sonra söz alan Prof. Dr. Ömer Alptekin, bölgenin deprem etkinliğinin oldukça yüksek olduğunu söyledi. Alptekin, "Burada meydana gelen depremler genellikle büyüklükleri 6'yı ender geçen depremlerdir. Bu depremler de bu büyüklüklere yakındır. Depremin en büyüğü 5.9'dur. Depremlerin kaynak mekanizmalarını hemen elde etmek mümkün değil. Verilerin toplanması gerekiyor. Kuzey Anadolu fayı sağ yönlü doğrultu atılımlı bir faydır. Özellikleri Pakistan'daki durumdan oldukça farklıdır" dedi. Pakistan'daki depremin, muhtemel bir İstanbul depremini etkileyip etkilemeyeceği sorusu üzerine Prof. Dr. Alptekin, "Türkiye'ye etkisi olmaz. Potansiyel tehlikenin olduğunu hepimiz biliyoruz. Biz buna hazırlıklı olmanın yollarını araştırıp hazırlık yapmak durumundayız" açıklamasında bulundu.

Reklam
Reklam

Deprem İzleme Müdürü Doğan Kalafat, bölgenin deprem potansiyeli açısından hareketli bir bölge olduğunu ve sık olmasa da 5-6 yıllık periyotlarla bu tür depremlerin yaşandığını söyledi. Kalafat, "Bölgede yaşananları deprem serisi olarak yorumlayabiliriz. Sarsıntılar, aktif fayların yoğun olduğu birçok aktif parçanın bulunduğu yörelerde olan genelde orta şiddette büyüklüğe varabilen depremlerin üretildiği ikinci tür zomlardan oluşuyor. Bu depremlerin oluş nedenini bu şekilde yorumlayabiliriz. Depremler bir süre daha devam eder. Sıklığı ve büyüklüğü zaman içinde azalacaktır" dedi.

Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kandilli Rasathanesi Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Niyazi Türkelli, "Pakistan depreminin burada olası bir depremi tetiklemesi diye bir şey söz konusu değil. Bu çok büyük bir beklenti haline geldi. Türkiye'nin veya dünyanın bir noktasında meydana gelen her depremi, İstanbul depremiyle ilişkilendiriyoruz. Sismik faaliyet uzun bir süre devam edebilecektir. Buna hazırlıklı olmamız gerekiyor" diye konuştu. Prof. Dr. Türkelli, ay ve güneş tutulmalarının depremi tetikleyip tetiklemediği yönündeki soru üzerine, "Güneş tutulması belli zaman aralıklarında olan, yıllardır üzerinde konuşulan bir konu. Güneş tutulması, ay tutulması ve deprem oluşu arasında bilimsel bir ilişki bulunamamıştır. Pakistan depremi, güneş tutulmasının hissedilemeyeceği bir bölgede olmuştur. Bu konuda yıllarca hiçbir bağlantı bulunamamıştır. Bu sadece bir tesadüf" açıklamasında bulundu.

Reklam
Reklam

Son olarak Prof. Dr. Ömer Alptekin, "Meydana gelen bir deprem, yakındaki bir fayı tetikleyebilir; fakat bunun için yeterli uzaklıkta olması lazım. Çok uzaktaki bir fayın yerini değiştirmesi mümkün değil" ifadelerini kullandı.