Alacaklıya lehtar, borçluya ise muhatap denilen bonolarda borçlu taraf şirket ya da devletken alacaklı taraf bono bedelini tahsil edecek kişidir. Teminat ödeme, ispat gibi farklı sebepler nedeniyle de kullanılan bonolara çok sık başvurulur.
Bono, bir devlet kuruluşunun ya da özel bir firmanın yatırım yapan kimselerden aldığı borç karşılığında çıkarılan evraktır. Başka bir ifade ile alınan paranın belli bir süre geçmesinin ardından ödeneceğini belirten ticari bir evraktır. Bonolar, firma ya da devlet kurumları tarafından ihraç edilen senetlerdir. Bu senetler borç senetleridir. Borç senetleri iki farklı şekilde ödenebilir:
Hazine bonosu, banka bonoları, altın, gümüş, platin bonoları, finansman bonoları olmak üzere beş çeşit bono bulunur.
Alınacak borcun tutarını, vade süresini ve faiz oranını firma ya da şirket belirler. Bonoların ödemesi, vade zamanı geldiğinde veya gelmeden önce yapılabilir. Vadesi gelen bononun ödenmesi bir problem yaratmaz. Bono ile alakalı anlaşılan şartlar uygulanır. Vadesinden önce ödenir ise değeri düşürülerek ödemesi yapılır ve bu durumda faiz oranında değişiklik olabilir.
Bono çeşitleri göz önünde bulundurularak düzenleme yapılırken uyulması gereken belli başlı kurallar mevcuttur. Bu kurallardan herhangi birinin eksik olması durumunda bono geçersiz sayılır.
Bu kuralları sırası ile şöyle yazabiliriz:
Bono hesaplama için banka ve özel firmaların oluşturduğu bono hesaplama araçları bulunur. İstenilen bilgilerin ilgili bölümlere girilmesi sonucunda bono hesaplama otomatik olarak gerçekleştirilir. Firmaların yazılım ekipleri tarafından hazırlanan bono hesaplama araçları için ana para, yıllık faiz oranının yüzdesi ve vadeye kalan gün ile ilgili bilgilere ihtiyaç duyulur. Bu bilgiler kullanılarak yapılan hesaplamalarda brüt getiri, stopaj, net getiri ve vade sonu toplamlarına ulaşılır.
Zaman zaman karıştırılan tahvil ve bono arasında bazı farklar bulunur. Tahvil ve bono arasındaki farklar şu şekilde sıralanabilir: