"Borçlanmak için tüketici kredisi kullanın"

İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, vatandaşların harcamalarında ayağını yorganına göre uzatması gerektiği uyarısında bulunarak, "Kredi kartı, kredi aracı değil. Kredi kartı bir ödeme aracıdır. Lütfen kredi kartından borçlanmayınız. Kredi kartı faizi tüketici kredisi faizlerinin çok üstündedir. Kredi kartını ancak kısa vadeli finansman ihtiyacı için kullanmak mümkün olur. Tüketici kredisi kullanmak gereken yerde çok daha uygundur" diye konuştu.

Ersin Özince, İş Kuleleri'nde düzenlediği basın toplantısıyla 2006 faaliyetleri ve 2007 hedefleri ile sektörün durumuna ilişkin bilgi verdi, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Reklam
Reklam

"Harcamalarımızda ayağımızı yorganımıza göre uzatalım"

Kredi kartlarının komisyonlara değinen Özince, bu komisyonlarının müşteriyi direkt ilgilendiren bir konu olmadığını, müşterinin ödediğinin düşük bir bölüm olduğunu belirterek, çok büyük bölümünün yabancı lisans sahibi kuruluşlara ödenen işlem komisyonları olduğunu ifade etti. Özince, şöyle konuştu:

"Kredi kartlarının yarattığı para avantajlarının Türkiye'ye yarar sağlaması muhtemel. İnşallah enflasyon azalmaya devam etsin, alışverişlerde kredi kartından çok bankamatik kartı gibi kartları kullanalım. Ama hala enflasyon bir anlam ifade ettiğinden, biraz da kredi kartlarında vade işlemleriyle erteleme söz konusu olduğundan bir cazibe içeriyor. Harcamalarımızda ayağımızı yorganımıza göre uzatmak lazım. Her türlü taksit, vesaireden tüketimi artırıcı görerek korkmak mümkün, bu konudaki endişelere katılıyorum. Borçlanırken, kredi kartı kullanırken doğruya doğru yönlendirilmeli. Kredi kartı kredi aracı değil. Kredi kartı bir ödeme aracıdır. Lütfen kredi kartından borçlanmayınız. Kredi kartı faizi, tüketici kredisi faizlerinin çok üstendedir. Kredi kartını ancak kısa vadeli finansman ihtiyacı için kullanmak mümkün olur. Tüketici kredisi kullanmak gereken yerde çok daha uygundur."

Reklam
Reklam

Bankacılık lisansları

Bankacılık lisanslarının artırılması ve banka sayılarının azaltılmasına yönelik görüşleri sorulan Özince, lisans konusunda şu anda olumlu düşünmediğini ifade etti. Bankacılık lisansının artırılması bir yana, piyasaya birçok yeni sermayedarın girdiğini ve onların davranışlarının da iyi izlenmesi ve yönlendirilmesi gerektiğini düşündüğünü dile getiren Özince, "Yurt dışında lisans aldığımızda, bizim büyüme evremizde ne denli yönlendirici olduğunu yaşayarak bildiğim için, şu anda Türkiye'de gördüğümüz gibi ihtiyaçlara, çok da kendi aralarında ciddi rekabet yaşayarak cevap veren bankacılık var" dedi.

Dış finans kurumlarının sayısı artırılmalı

Türkiye'de bankacılık sektörünün çok gelişmesi açısından özellikle mevcut yatırımcıların yurt sathında bankacılığı geliştirmesi, kayıtlı sistemin büyümesi, tasarrufların artması gibi ihtiyacı olduğunu söyleyen Özince, banka lisansı verilmesinden çok, mali sektörün bankacılık dışı alanların da derinleştirilmesi gerektiğine inandığını ifade etti. Özince, "Bankacılığa alternatif alanlarda gelişmelidir. Başta sermaye piyasası ve alt piyasaları olmak üzere. Bankacılık dışı finans kurumlarının sayısı artmalıdır. Lisans konusunda gerek olduğunu düşünmüyorum" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Kartlar için gösterilen çaba keşke tasarruf ayağına da yapılsa

İş Bankası'nın ayak uydurmak adına pazarlama ağırlıklı çabalar sürdürdüğünü vurgulayan Ersin Özince, bunun neresinin abartı, ne kadarının doğru ya da yanlış olduğunu söylemek mümkün olmadığını, bunu söylemenin Rekabet Kurumu'na düştüğünü kaydetti. Bankacılıkta, yalnızca bilançonun aktif kanadında değil pasif kanadında da rekabetin ürün çeşitliliğiyle, müşteriye yeni tasarruf araçları sunan, kredi kartlarında vadeyi uzatmak gibi yapılan çabayı tasarruf ayağında da, tatlandırıcı unsurlarla yapılabilmesini istikrar için olmasını arzu ettiğini söyleyen Özince, "Bilanço iki tarafından güçlenirse daha iyi olur, piyasa rekabetinden kopmamak gerekir" dedi.

Vatandaş, menfaatine göre banka seçmeli

Vatandaşların çalışacakları bankalarını tercih etmeleri ve bunu yaparken de karşılıklı menfaati iyi hesaplamalarında yarar olduğunun altını çizen Özince, geçmiş yüksek enflasyon döneminde çok fazla bankayla çalışma alışkanlığının geliştiğini, bunun da normal olmadığını vurguladı. Özince, istikrar arttıkça, işler oturdukça, tercihlerin de daha belirginleşeceğini kaydetti.

Reklam
Reklam

Risk olsa da davranışımızı değiştirmeyiz

Seçim döneminin Türkiye'nin siyasi istikrarı için risk oluşturup oluşturmadığına ilişkin değerlendirmesi istenen Ersin Özince, siyasi istikrar konusunun bir risk olduğunu söyledi. Özince, "Zaten Türkiye riskli bir ülke olduğu için bu kadar riskini ödüyor. Riski muhakkak düşürmeliyiz. Biz toplum olarak riskleri azaltmak durumunda tavır koymalıyız. İş Bankası bu konuda kendi üzerine düşeni yapar. Risk olsa da, biz duruşumuzu değiştirmemeyi düşünüyoruz" dedi.

Bürokratik olduğumuz için bizde noksan iş az çıkıyor

ABD ekonomisinin hep her yönüyle etkin olmaya devam edeceğini söyleyen Özince, enerji fiyatlarının çok önemli olduğunu, Türkiye'nin enerjideki bağımlılığını mutlaka çok uzun dönemli politikalarla çözmesi gerektiğini ifade etti. İş Bankası'na çok sayıda müşteri şikayeti olduğunu, istisnalar hariç tutulduğunda bu konudaki uygulamalarında geçmişe nazaran çok büyük yükselme olmadığını belirten Özince, "Bazen sektörde rakip kuruluşların yeni uygulamalarından, bazen basında yapılan değerlendirmeler sonrasında bizim bankamıza da çok talep oluyor. Biz öteden beri tanımlandığı üzere çok mevzuatçı ve bürokratik olduğumuz için noksan iş daha az çıkıyor" değerlendirmesi yaptı.

Reklam
Reklam

KOBİ'ler döviz fiyatlamasında muhteşem dönemde

Özince, KOBİ'lerin faizler yüksek dahi olsa, özellikle döviz ayağında hiç problem yaşanmadığını söyledi ve "KOBİ'ler de döviz fiyatlaması açısından muhteşem bir dönem yaşanıyor. Bütün dönemlerin en iyi dönemi yaşanıyor" dedi. Özince, TL açısından hala faizlerin yüksek olduğunu vurgularken, reel sektörde hayatın pratiğinde uygulanan faizin daha yüksek olduğunu söyledi. Özince, "Ülkemizdeki tescilli faiz piyasasının çok makul olduğunu düşünüyorum. Reel faizin yüksek olduğunu kabul ettikten sonra, ‘Faiz uygundur' demek, ‘Herkes TL faizden borçlansın' demek doğru değil" diye konuştu.

"Bankacılık sektörü konut kredisinde çok iyi iş yaptı"

Konut finansmanı konusunda bugüne kadar yararlanan yurttaşların çok büyük bölümünün konut kredilerinden ve konut almaktan iyi yararlandığını düşündüğünü aktaran Özince, şöyle konuştu:

"Bankacılık sektörü burada çok iyi iş yaptı. Uzun vadeli risk aldı. Bu konuda bankacılık sektörüne müteşekkir olmamız lazım. Bankacılık sektörünün aldığı bu inisiyatif ülkede kayıtlı yatırım yapmaya, tasarruf edip konut alabilmeye imkan sağlıyor, bunun kıymetini bilmemiz lazım. Faizler düştükçe, ‘Hadi bakalım bütün müşteriler hakkınızdır sizin değiştirin kredilerinizi düşük faizlilerle' derken bankacıları hiç düşünmedik, ‘Nasıl olsa kar ediyorlar' denildi. Yeni mevzuat (Mortgage) bu konudaki tarafların hukukunu, karşılıklı bir birini anlamasını daha iyi noktaya getirecektir."

Reklam
Reklam

Konut kredisi alacaklara öneri

Özince, konut kredileriyle ilgili bir dizi öneride de bulundu. Özince'nin vatandaşlara önerileri şöyle:

"Vatandaşlar gerçekten konut ihtiyaçları varsa, konut kredisi alsınlar. Başka ihtiyaçlarını karşılamak için konut kredilerini araç gibi kullanan insanlar oluyor. Kredi kartı borcunu konsolide etmek için dahi konut kredisine başvuranlar istisnai oluyor. Bankası neresiyle, kredi kullanacak gitsin oradan kullansın. Bankası olmayan yerden, ‘Yok 1 lira yüksek, masraf 3 kuruş aşağı' denilmesin. Çalışacağı bankadan konut kredisi kullanmakta yarar var. Uzun vadeli ilişki hangi bankayla kuracaksanız böylesine temel işinizi, o bankayla yapınız. 10 yıl sonra hangi bankayla kendinizi o bankadan alın kredinizi. Bankanızı seçin ve işin her yönüne bakınız. İşe paket olarak bakmak lazım. Komisyonunu, masrafını, diğer formalitesini, heyecan yapmadan kredi alırken de biraz fazla düşünmekte fayda var."

PO hisselerini tam mutabakatla sattık

İş Bankası'nın Petrol Ofisi'ndeki hisselerini satmaları ve PO'ya gelen cezanın bankalarına olan etkisine ilişkin soruyu da yanıtlayan Ersin Özince, Petrol Ofisi'ndeki banka hisselerini taraflar arasındaki tam mutabakatla sattıklarını söyledi. Özince, hukuken yaptıkları değerlendirmeler açısından İş Bankası'nı ilgilendiren bir durum olmadığı sonucuna varıldığını belirterek, "Petrol Ofisi gibi ciddi bir müessesenin bu tür sorunları aşacağı inancındayız" dedi.

Reklam
Reklam

Özince emekliliğe ayrılmıyor

Bir gazetecinin bugün yapılacak bankanın genel kurulu sonrasında emekli olacağına ilişkin haberleri sorması üzerine Özince, 30 yıldır bir fiil çalıştığını, bunun az bir süre olmadığını vurgulayarak, "Emekli olacak mısınız?" diye arkadaşlarının sorduğunu, yanıtının ise "Hiç aklımdan çıkmıyor ki" olduğunu aktardı. Özince, Türkiye'nin seçim ortamında olduğu bir dönemde "bırakıp kaçar gibi" emeklilik dilekçesini sorumluluk duygusu nedeniyle vermeyeceğini söyledi. Özince, yanıtının devamında şöyle dedi:

"Sizi yerinizde tutarlar mı? Bu da performansınızla ilgili bir konudur. Bankanın yetkili kurullarının takdirinde olan bir konudur. Ben çalışan olarak oturuyorum. Bu sektörün bir çalışanıyım. İşimi onurla, gururla yapabildiğim sürece yaparım. İş Bankası'nda çok kaliteli kadro vardır. Bütün çalışma arkadaşlarım, ilk günden beri çalışan arkadaşlarımdır. İş Bankası'nda genel müdür de, genel müdür yardımcısı, her alanın yedeği bol bol vardır, hiçbir problem olmaz. İş Bankası gibi kurumlar böyle hazırlık olduğunda duyururlar. Benim bugünden yarına bir planım yok, er-geç emekli olmayı, bunu da kendim ve banka açısından da iyi bir dönemde yapmayı düşünüyorum. İş Bankası Ersin Özince'nin ismiyle, şuyla, buyla, bu genel müdür varlığıyla bağlantılı bir kuruluş değildir. İş Bankası kolektif emeğin gücüdür. Ben ayrılsam da İş Bankası'yla ilgili sorumluluklarım devam eder."

Reklam
Reklam

ANKA