Bostan, “yükseköğretim Kanun Tasarısı” İle İlgili Talep Ve Görüşlerini Açıkladı

Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi...

Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, yükseköğretim kanun tasarısı ile ilgili görüş ve taleplerini açıkladı .Bostan, “Üniversitelerin Rektör ve Dekanları üniversite öğretim elemanları ve idari personelin katıldığı seçimle belirlenmesi gerekir” dedi.

Yazılı açıklama yapan Bostan, Üniversitelerin rektör ve dekanlarının üniversite öğretim elemanları ve idari personelin katıldığı seçimle belirlenmesi gerektiğine dikkat çekti. Hanefi Bostan, “Üniversitelerde Rektörü seçme hakkı Üniversite Konseyine verilemez. Üniversitelerde Konsey kurulması gerekli görülüyorsa bunun görevi danışma niteliğinde olmalıdır. Üniversite öğretim elemanları ve idari personelinin kendi rektörünü ve dekanını seçememesi üniversitelerde idari özerkliğin bulunmadığının en önemli göstergesidir. Öğretim elemanları ve idari personel üniversitenin yönetim organlarıdır. Bunların dışında hiçbir organ ve makam Devlet Üniversitelerinin yönetim organlarına dâhil olamaz. Rektör 5 yıllığına bir defa seçilebilir. Üniversitelerde rektör seçimlerinden dolayı kaplaşmadan endişe ediliyorsa Rektörlük seçimleri iki turlu yapılabilir. Birinci turda yüzde 50’nin üzerinde oy alan profesör, rektör seçilir. İlk turda yüzde 50’nin üzerinde oy alınamaması durumunda en çok oy alan 2 aday ikinci tur seçime katılır ve yüzde 50’nin üzerinde oy alan Profesör Cumhurbaşkanı tarafından rektör olarak atanır. Fakültelerde de en çok oy alan profesör rektör tarafından dekan olarak atanır. Üniversitelerde bil-fiil görev yapan her profesör rektör ve dekan adayı olabilir. Rektör veya dekan adayı olmak için başka bir şart aranmamalıdır. Yüksekokul ve Enstitü Müdürlerini rektörler seçebilirler. Bölüm Başkanları ve Ana Bilim Dalı Başkanları da öğretim elemanlarının yapacağı seçim sonunda en çok oy alan aday dekan tarafından atanmalıdır” dedi.

Reklam
Reklam

Yükseköğretim Kurulu’nun üniversiteleri denetleme ve strateji belirleme ve yükseköğretimi planlama görevi yapması gerektiğini de belirten Bostan, “Bu kurul üyelerinin çoğunluğu üniversitelerde görev yapan öğretim üyeleri ve idari personelden oluşmalıdır. Bu üyelerden biri Cumhurbaşkanı tarafından Yükseköğretim Kurulu Başkanı seçilmelidir. Yükseköğretim Kurulu dışında, UAK yerine Rektörler Kurulu oluşturulmalı ve bu Kurul 50 kişiyi geçmemelidir. Kurulun üyeleri Devlet ve Vakıf Üniversite Rektörleri tarafından seçilmelidir. Rektörler Kurulu akademik danışma kurulu olarak faaliyet göstermelidir” şeklinde konuştu.

Hanefi Bostan, “Yardımcı Doçentlik ve Doçentlik unvanlarını almada yabancı dil şartı kaldırılmalı, yabancı dil şartı yüksek lisans ve doktora ile sınırlandırılmalıdır. Yüksek lisans ve Doktora döneminde yabancı dili yeterli olmayan adayların dil sorununu çözmek için yurt içinde ve yurt dışına kurslara gönderilmeli ya da yüksek lisans ve doktorada bir veya iki yıl sadece dil eğitimi verilerek yabancı dil sorunu kökünden çözülmelidir. Bunun için özel bir fan oluşturulmalıdır. İlgili alanlara göre yabancı dil çeşitliliği arttırılmalı, İngilizce, Fransızca, Almanca yanında Arapça, Farsça, Rusça, Çince, Balkan Dilleri v.s diller de geçerli olmalıdır” dedi.

Reklam
Reklam

Yüksek lisans ve doktora sürelerine yabancı dili geliştirmek için en az iki yıl süre eklenmesi gerektiğini belirten Bostan, doçentlik unvanının sağladığı haklardan faydalanmak için kadroya atanma şart aranmaması gerektiğini söyledi.

Bostan, Kanun Taslağında Yükseköğretim Kurulu üyelerinin maaş oranları belirtildiği halde öğretim elemanlarının maaş oranlarının ve göstergelerinin belirlenmemesi önemli bir eksiklik olduğunu belirterek, “Öğretim elemanlarına düzeylerine uygun maaş öngörülmeli ilmi çalışmalarını teşvik için bu çalışmalar ödüllendirilmelidir. Performansa dayalı ücret düşüncesi sübjektif olup, bu durum ciddi huzursuzluklara neden olacağı ve istismar edileceği aşikârdır. Bu nedenle öğretim elemanlarına geçinebilecekleri bir maaş öngörülmesi ve yaptıkları ilmi çalışmaların kalitesine göre ödüllendirilmesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır” dedi.

Doçentlik sözlü sınavı kaldırılarak, doçentliğe başvuran adayların bilimsel çalışmaları değerlendirilerek doçentlik unvanını alması gerektiğini ifade eden Bostan, “ Araştırma Görevliliği için alan bilgisi sınavı esas alınmalıdır. Bölümler ve anabilim dalları -yeni kurulup yeterli öğretim üyesine sahip olmayan üniversiteler hariç- kendi araştırma görevlilerini kendileri seçmelidir” dedi.

Reklam
Reklam

Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, “Araştırma Enstitülerinin kurulması doğru bir adımdır. Ancak üniversitelerde yüksek lisans eğitimi vermek üzere Sosyal ve Beşeri Bilimler, Sağlık Bilimleri ile Fen ve Mühendislik Bilimleri enstitüleri yanında gelişmiş üniversitelerde yüksek lisans eğitimi vermek üzere Türkiyat, Eğitim Bilimleri, Güzel Sanatlar, Ortadoğu, Balkan, Kafkasya, İlahiyat ( İslam Araştırmaları) ve Avrasya Araştırmaları gibi enstitüler de kurulmalıdır. Nitekim Sosyal ve Beşeri Bilimler Enstitüsünün ve diğer enstitülerinin çok sayıdaki ana bilim dallarında yüksek lisans programlarını tek başına yürütmelerinin mümkün olmadığını bugüne kadarki uygulamalar ortaya koymuştur. Bilişim, Enerji, Teknoloji, Yer Bilimleri, Deprem Mühendisliği ve Afet Yönetimi, Deniz Bilimleri, Çocuk Sağlığı, Kanser, Nörolojik Bilimler ve Psikiyatri, Nükleer Bilimler, Kardiyoloji v.b araştırma enstitülerinin kurulması gerekmektedir” dedi.

Ayrıca Bostan, üniversitelerin eğitim ve öğretim görevi yanında bilimsel araştırmaları birlikte sürdürülmesi gerektiğine de değindi. Bostan, “Gelişmiş üniversitelere yüksek lisans ve doktora programlarını yürütme görevinin verilmesi de doğru bir yaklaşımdır. Yüksek lisans ve doktoralarını belirlenen azami sürede tamamlayamayan araştırma görevlilerinin Yüksekokullara öğretim elemanı ya da idari kadrolara atanmalarının sağlanmak istenmesi de doğru bir yaklaşımdır. Vakıf Üniversiteleri oturmamışken Özel ve Yabancı Üniversite açılması doğru değildir. Üniversitelerin ticarileşmesi fırsat eşitliğine aykırıdır” diye konuştu.

Reklam
Reklam

Üniversite öğretim elemanlarına ve idari personele çağrı da bulunan Bostan, “Sendika olarak demokratik, idari, mali ve bilimsel özerkliğe sahip yeni bir yükseköğretim kanunu çıkması için yoğun bir faaliyet içindeyiz. Bu konuda üniversite öğretim elemanları ve idari personelin görüş, öneri ve talepleri büyük önem arz etmektedir. Görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşacağınız (istanbul1@turkegitimsen.org.tr, hanefibostan@mynet.com) gibi, doğrudan doğruya konu ile ilgili YÖK sitesine girerek (http://yeniyasa.yok.gov.tr/) anketlere katılabilir ve görüşlerinizi yorum forumuna gönderebilirsiniz. Gerekli hassasiyeti göstermenizi önemle istirham ederim” dedi.

“Yükseköğretim Kanun Tasarısı” ile ilgili taleplerini de açıklayan Bostan sözlerini şu şekilde sürdürdü;

“Yeni YÖK kanun tasarısında idari personel yok sayılamaz. Üniversite konseyleri yeni bir baskı aracıdır, kabul edilemez. Üniversiteler kurumsallaşmış ve kurumsallaşmamış şeklinde ayrıştırılamaz. yabancı üniversitelere vize verilemez. Üniversite rektörünü üniversite çalışanları seçmelidir. Akademik faaliyet puanı getirilecekse, bunun net, açık ve anlaşılır objektif kriterlerle ortaya konulması gerekir. 50/d kadrosundaki araştırma görevlilerinin iş güvenceleri sağlanmalıdır. Doçentliğe yükselmek için yabancı dil engel teşkil etmemelidir. Türkçenin bir bilim dili olduğu vurgulanmalıdır” dedi.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: