Olay, 21 Eylül'de Beylikdüzü'nde meydana geldi. Kübra Boyraz, bir güzellik merkezinde botoks yaptırdıktan sonra fenalaştı. Boyraz, güzellik merkezi çalışanları tarafından evine götürüldü. Kapıyı açan annesi Aysel Solmazgül, kızına ne olduğu sorusu üzerine, güzellik merkezi çalışanı tansiyonunun düştüğünü söyledi. Evde bir gün sonra tekrar fenalaşan Kübra Boyraz, çağrılan ambulansla Esenyurt Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Tedaviye alınan Kübra Boyraz, durumunda iyileşme görülmeyince özel bir hastaneye sevk edildi. Ancak doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı. Bir çocuk annesi Kübra Boyraz'ın cenazesi, memleketi Malatya'da toprağa verildi. Epikriz raporunda, Kübra Boyraz'ın 'pıhtı atması' nedeniyle kalp krizi geçirdiği bildirildi.
Olay sonrası gözaltına alınan 5 kişi, çıkarıldıkları mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturma sürerken, Cumhuriyet savcısının itirazı üzerine şüpheliler hakkında yeniden gözaltı kararı verildi. Polisin düzenlediği operasyonda, şüpheliler adreslerinde bulunamadı. Ekiplerin yaptığı çalışmayla 5 şüpheli de yakalanarak gözaltına aldı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 2'si tutuklandı.
Kübra Boyraz'ın annesi Aysel Solmazgül,"Kızım görüşmem var diyerek, evden çıktı. Geldiğinde kızımın kolunda esmer bir kadın, tanımadığım bir kişi. 'Anne çok kötüyüm' dedi. 'Kurtar beni' diyordu. Kanepeye uzandırdım. 'Anne, beni acile kavuştur' dedi. Ne oldu dedim? Tansiyon aletini getirdim, ölçtüm baktım nabzı 130. Yavrum can çekişiyordu, Nabzı yükselmiş, tansiyonu 14, 9. Hemen ayran yaptım, içirdim. Diğer kızım ile görüştüm. 'Anne botoks, yaptırdım' dedi. Eşim aradım, ambulans geldi. Orada ifadesi alındı. Sonra beni dışarı aldılar, hiç göremedim. Sabah 'öldü' dediler. Torunum mezarlıkta öğrendi. 9 yaşındaki torunum, 'Kızını nasıl orada bıraktın?' dedi. 'Mezarlıktan ellerimle kazıp çıkaracağım, benim annem ölemez' dedi, çok kötüydü" diye konuştu.
Kübra Boyraz'ın babası Ekrem Solmazgül de, 3 gün önce kızının eski eşi Mehmet B.'nin (53) geldiğini anlatarak, "Torunumu alıp, iki gün kendilerinde kalması isteğinde bulundu. Alıp, götürdü. Daha önce aile mahkemesine vermiş, pedagog çağrılmış. 'Ben senin babanım, ben ne dersem onu diyeceksin' diyor. Ondan sonra çocuk yeniden bize geldi. Babası bize, 'Çocuğu size vereyim, malları bana verin' dedi. Biz de, 'Bizim yetkimiz yok' dedik. Kızımın bir tane evi var, icra koyulmuş. Banka icra gönderdi. Bu adam bu malın peşinde, çocuğa bakmanın peşinde değil. Biz torunumu özel okulda okutuyoruz, odası var burada. Bu çocuğun okulu ne oldu? Özel öğretmeni vardı burada. Alıp, götürdüler çocuğu sahtekârlık yaparak. Çocuğun psikolojisi bozulmuş. Zaten biz psikoloğa götürdük. Ne olacak bunun sonu? O çocuk yarın ölürse kim sorumlu burada? Alerji hastası çocuk, et ve sebze harici bir şey yemiyor çocuk. Bizim maddi durumumuz iyi. Onun malına ihtiyacımız yok. Allah'a şükür paramız var. Biz o çocuğa ömür billah bakarız. Böyle giderse bu çocuğun hayatı tehlikede. Bize tekrar verilmesini istiyoruz bu çocuğu" dedi.
DHA