Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Başkanı Mustafa Boydak, Avrupa’da küçük ülkelerden başlayan ekonomik sıkıntıların hemen hemen birkaç ülke dışındaki bütün ülkelerde kendisini gösterdiğini açıkladı. Boydak, "Türkiye’nin, ihracatının yüzde 50’sini Avrupa ülkelerine yaptığının dikkate alırsak bizim yeni pazarlar bulmamız gerekir. Şuan Pazar çeşidinin artırılmasına yönelik yapılan çalışmaların daha hızlı bir şekilde devam etmesi gerekiyor." dedi. Sanayi Odası Başkanı Mustafa Boydak, ihracat noktasında kur fiyatlarının artışı ile ilgili talepleri de eleştirerek, "Kur şuan arttı. Ama ihracatınızda değişim var mı? Yok. O zaman tek çare çok üretmek. Bizim işimiz kur değil çok üretip ihracat yapmaktır." diye konuştu.
Mustafa Boydak, dünya ve ülke gündeminin ekonomik ağırlıklı yoğun geçtiğini vurlayarak, Avrupa ülkeleri ve Amerika’da yaşanan ekonomik gelişmeleri değerlendirdi. Sanayicilerin önceliğinin her zaman için ekonomi olması gerektiğini anlatan Boydak, ekonomide yaşananları şöyle anlattı: "Özellikle Avrupa ve Amerika’da oluşan, tüm dünyayı rahatsız eden, bu ülkelerdeki mali disiplinden çıkılması endişesi var. Bu ülkelerin borç yüklerinin makul seviyelerinin çok üzerine çıkmış olmasından kaynaklanan, özellikle kamu borçlarının gereğinden fazla yüksek oranlara gelmesi, borçlarını döndürememe, ekonomilerini daha iyiye doğru götürememe riskleriyle karşı karşıya kalındı. Avrupa’daki küçük ülkelerden başlayan sorunlar oldu. Şuan Avrupa’ya yayıldı. Almanya ve Fransa’dan bahsedilmiyor. Ama diğer ülkelerin tamamında genel sorundan bahsediliyor."
Avrupa Birliği ülkelerindeki insanların refahı dünyada en yüksek olan kesim olduğunu hatırlatan Boydak, "Bizim ülke olarak bu birliğe üye olmak için çabamız var ve reformlar yaptık. Dünyadaki en önemli örgütlenmedir. Buna rağmen bölgemizde bir rahatsızlık oluşturduğu bir gerçek. Bu ülkelerdeki daralma ülkemizi de etkiliyor. İhracatımız yüzde 55’ini Avrupa Birliği ülkelerine yapıyoruz. Pazarlarımızı çeşitlendirmezsek firmalarımız riske giriyor. Buradaki küçülmeler bizim ihracatımızı sıkıntıya sokuyor. Hükümetimizin aldığı tedbirlerdin birisi ülkemizin yurt dışında temsili idi. Yurtdışındaki elçiliklerimiz ve konsolosluklarımızla olan ilişkilerimiz masaya yatırmıştık. Bu sayede bugün zihniyet değişikliği oldu. Bunun sonucu olarak doğuya, Afrika’ya açılma noktasında ciddi adımlar atıldı. Çalışmalar oldu." dedi.
Mustafa boydak, bu açılma kapsamında katkılarından dolayı büyükelçiliklerin aktifliğini takdir ettiklerini belirterek, "Bu iş sadece büyükelçiliklerimizin işi değil, firmalarımızın o ülkelerde aktif olması şart. Pazarlarımızı çeşitlendirmemiz gerekiyor ve önemlidir." uyarısında bulundu.
"BİRİLERİ ALACAĞINDAN VAZGEÇMEZSE PROBLEMLER ERTELENİYOR"
Dünya genelinde yaşanan ekonomik sıkın altındaki nedeni açıklayan Boydak, birilerinin bir miktar alacağından vazgeçmemesine bağlı olarak problemlerin sürekli ertelenmesinden kaynaklandığını anlattı. Boydak, şu bilgileri verdi: "Amerika ile ilgili çeşitli spekülasyonlar yapılıyor. Amerika tarihinde ilk defa notu bir kalem aşağı indirildi. Çok ciddi piyasalarda değer düşüklüğü oldu. Borsalar düştü. Bir panik hali oldu. Burada Amerika’nın borçlanma limitini yükseltme yönündeki problemleri tam olarak da çözülmedi. Limitler artırılması kararı alındı ama sorun devam ediyor. Burada yaşanan sorunların en temelindeki neden şudur. 2001 yılında biz kriz yaşadık. Birileri bir miktar alacağından vazgeçmezse, bu problemlerini ertelenmek zorunda olduğunu görüyoruz. Avrupa ve Amerika’da da aynı şeyler yaşanıyor. 2001 yılında kamu borç yükü olarak devlete ciddi borçlar kaldı. Özel sektörün ciddi borç yükleri kaldı. O süreci kazasız atlattık. Bugün onun rahatlığını yaşıyoruz."
"KURDAKİ OYNAMANIN BEDELİ 30 MİLYAR DOLAR OLURDU"
Mustafa Boydak, bugün döviz kurunda yaşanan küçük artışın bedelinin 2001 yılında çok ağır ödenmesine neden olabileceğine işaret etti. Boydak, "10 yıl ekonomide uzun süre değil ama 10 yılda nereye geldiğimiz önemlidir. 2001 yılı sonunda Türkiye’de bankacılık sektörünün komple öz kaynağı 3 milyar dolardı. Merkez Bankası hariç. Şimdi bugün sadece bir bankamızın öz kaynağı 10 milyar doların üzerinde. Hesabı bunun üzerinde yapalım. Neredeye geldiğimizi algılamamız adına önemlidir. 3 milyar doları ne olduğunu görmek gerekir. Kur 1.6 liradan 1,8 liraya geldi. Türk bankacılık sektörü o gün yani 2001 yılında 30 milyar dolar kur riski taşıyormuş. Kurun bu şekilde hareketlenmesiyle bankacılık sektöründe öz kaynak sıfıra iniyordu. Reformların ne kadar önemliği olduğunu bu gösteriyor." dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz