Boydak'ların yargılandığı FETÖ davası ikinci gününde (2)

'KOD ADIM KURBAN, SOYADIM GÜNAH KEÇİSİ'

Kayseri'de Boydak Holding eski yöneticilerinin de yargılandığı davada savunma yapan Boydak Holding eski CEO'su Memduh Boydak, "Ben kendime bir kod adı buldum; adım 'Kurban', soyadım 'Günah Keçisi'. Ailemin kurbanı ben oldum" dedi.

  1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada savunma yapan ve talepleri dinlenen Boydak Holding eski CEO'su Memduh Boydak, "2012 yılında hesaplar konusunda yapılan işlemlerden dolayı bugün yargılanıyoruz. Ben kendime bir kod adı buldum; adım 'Kurban', soyadım 'Günah Keçisi'. Ailemin kurbanı ben oldum. Bir müşterimizin internetten aldığı borsa hissesinden dolayı bugün burada biz yargılanıyoruz. Benimle ilgili kovuşturma başlayalı 3.5 sene oldu. Benimle ilgili 30 tane tanık dinlendi. 1.5 milyonluk şehirde sadece 30 tanık bulmuşlar. Diğerleri ise kaçıp gitmiş. Yurtdışına yapılan bir geziyle ilgili de uçakta beni dönemin belediye başkanı Mehmet Özhaseki yanına çağırdı. Bana üniversiteye yurt yapacak hayırseveri bulduğunu söyledi. Yurdu ise Hacı Ali Sözduyar'ın yapacağını söyledi. Bu olayla ilgili benim hiçbir dahlim söz konusu değil. Benim hakkımda Yusuf Şaşoğlu konuşmuş. Buraya geldi. Duruşmada yalan söyledi. Nuh Elmacıoğlu da ifade verdi ama Nuh Bey Amerika'da çocuklarının okuduğu okula aldığı aracı söylemedi. Buraya gelen tanıklar tutuklanacaklarından korktukları için ya yalan konuşuyorlar ya da yandan dolaşıyorlar. Bizimle ilgili Arif Budak da bir şeyler söylemiş ama 3 celsedir davaya katılmıyor" ifadelerini kullandı.

    'NAMUSLULAR NAMUSSUZ, NAMUSSUZLAR İSE NAMUSLU OLDU'

    Gizli tanıkların ifadelerine değinen Boydak, şunları kaydetti:

    "Gizli tanık Ali Dağı kod adlı kişinin İbrahim Düzçekiç olduğunu öğrendim. Ali Dağı ifadesinde tam 3 kere devletine güvenmediğini söyledi. Devletine güvenmeyen adam gizli tanık, biz ise burada tutukluyuz. Öyle bir ortam oluştu ki namuslular namussuz, namussuzlar ise namuslu oldu. Benim hakkımda tanıklık yapan adamlar yanımdan bile geçemezler. Ayaz kod adlı kişi ise benim sürekli Amerika'ya gittiğimi söylemiş. Evet ben sürekli Amerika'ya giderim. 365 günün en az 100 günü Amerika'ya gitmişliğim vardır. Bunu hiçbir şekilde saklamıyorum. Çünkü holding olarak Amerika'ya ihracat yapan en büyük firmalardan biriyiz. Bu işler Amerika'ya gitmeden oluyor mu sanıyorlar."

    'HAYIRSEVERLİKLE ANILAN AİLEMİZ 1 GÜNDE TERÖR ÜYESİ OLDU'

    Melikşah Üniversitesi'nde mütevelli heyeti üyeliği ve başkanlık yaptığını kaydeden Boydak, "Hiçbir şekilde bir terör örgütünün mütevelli heyetinde yer almadım ve karışmadım. Bu noktada örgüt mütevelli heyeti ile üniversite mütevelli heyeti birbirine karıştırılıyor. Bize bağlı olarak çalışan yaklaşık 40 bin kişi içinde mahkeme heyeti tarafından getirilip kimi oturmaya davet ettiğimi, kimden himmet adı altında para istediğimin sorulmasını talep ediyorum. Bu davada kaybolan hayatlarımız ve ailelerimiz yargılanıyor. Vakıf üniversitelerine yardım edilmesinin suç olduğunu bugün öğrenmiş olduk. Neden tutuklu olduğumu halen bilmiyorum. Benim hakkımda hazırlanan iddianamenin içine nereden geldiği belli olmayan bir il şeması koymuşlar. Bu şemaya göre ben yöneticiymişim. Ben hiçbir şekilde böyle bir şemada bulunmadım ve yer almadım. Biz holding olarak her türlü vakfa ve derneğe elimizden geldiği kadar yardım ettik. O yüzden kimlerden talimat almışım ya da kimlere talimat vermişim bilmek istiyorum. Asla FETÖ/PDY içinde yöneticilik yapmadım. 3.5 yıldır hakkımda delil toplanıyor. Bu süre zarfı içinde somut bir delil yoksa ben neden tutukluyum? Yasa dışında hiçbir olayımız olmadı. Yıllardır yardımla anılan bir aileydik, 1 günde terör üyesi olduk. Amerika'da okuyan çocuklarıma her ay düzenli para gönderdim. Gönderdiğim bu paraları teröre gönderdiğim noktasında bağlantı kurmuşlar" diye konuştu.

    '60 YILLIK EMEĞİMİZİ ASLA BIRAKIP KAÇMAM'

    48 yaşında olduğunu kaydeden Boydak, hayatında trafik cezası bile yemeyen bir kişiyken, bir anda terör üyesi olduğunu ve bunu anlamakta zorluk çektiğini söyledi. Boydak, şöyle konuştu:

    "Kaçma şüphem kesinlikle yoktur. Bunu hiçbir şekilde düşünmedik. Şahsım ve ailem olarak aklanmamızın peşindeyiz. 60 yıllık aile birikimimizi bırakıp asla kaçmam. Mücadele edip kazandığımız birikimimizi geri almamız lazım. Maalesef ailemiz adına bazı algı operasyonları yapılıyor. Yapılan algı operasyonlarıyla itibarımız beş paralık edildi. Algılar bir anda gerçeklerin önüne geçti. Bize kumpas kurdular. FETÖ yapılanması kumpas kurarken devlet sessiz mi kaldı? Sıtkı Baş diye bir alçak var. Bizim üniversite heyetimizin mütevelli heyetine sızmış. İkili oyunlar oynamış. Kendisiyle ilgili iddialar ortaya çıkınca istifasını ben istedim. Adamın yediği haltlardan devletin haberi yok muydu? Bizi neden uyarmadı? Sıtkı Baş bu kadar tehlikeliydi de devlet kaçmasına neden izin verdi? Bizi takip eden devlet onu neden yakalayamadı? Bizden terör üyesi değil suçlu dahil çıkmaz. Tutuksuz yargılanmayı talep ediyorum."

    Hakkında yakalama kararı çıkarıldıktan 508 gün sonra yakalanan tutuklu sanık Ahmet Türkmen ise "Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Gözaltına alındıktan sonra ifadem baskıyla alındı. Emniyet Müdürlüğü'nde 11 gün gözaltında kaldım. Hakkımda gizli tanıklık yapan kişilerin ifadelerini kabul etmiyorum. Kendilerine güveniyorlarsa yiğitçe buradan tanıklık yapsınlar. Söylenenler dedikodulardan ibarettir. 4 aydır hücrede tutukluyum. Benim 4 ayda yaşadığımı 4 yıl cezaevinde kalan yaşamamıştır. Benden terör örgütü olmaz. Ben yıllarca sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptım. Görev yaptığım tüm yerlere davet üzerine gittim. Ben duyarlı bir insanım. Tahliyemi talep ediyorum" ifadelerini kullandı.

    FOTOĞRAFLI

Reklam
Reklam