Boyunduruk eş anlamlısı nedir? Boyunduruk kelimesinin eş anlamlısı ve cümle içinde örnek kullanım

Boyunduruk kelimesinin eş anlamı olan kelimelerin kullanımı, içinde geçeceği cümlenin ne anlatmak istediğine bağlı olarak değişir. Hayvanların boynuna geçirilen bir nesne, güreşteki bir hamle ve mecaz olarak baskı anlamlarında kullanılır. Her bir anlamının farklı eş anlamlı sözcüğü vardır.

Boyunduruk kelimesinin eş anlamlısı nedir?

Türk Dil Kurumu, isim türündeki bu sözcük için farklı tanımlar yapar. Bu tanımlardan biri mimarlık alanında, diğeri sporda bir diğeri ise mecaz ifadelerde kullanılan sözcüklerin tanımlarıdır.

İlk anlamına göre "çift süren veya arabaya koşulan hayvanların birlikte yürümelerini sağlamak için boyunlarına geçirilen bir tür ağaç çember"dir. Mengene aletinin üst yanındaki kemer biçimli bölüme de boyunduruk denir.

Mimarideki anlamıyla kapı ve pencere gibi açıklıkların üzerine konulan taş, beton veya ağaç gibi parçalara verilen bir isimdir.

Sporda güreş yapan kişilerin, rakibinin başını koltuğunun altına alarak boynuna kolunu dolaması hamlesi de boyunduruk olarak ifade edilir.

Mecaz anlamda boyunduruk, bir kişinin diğer kişiye ya da kişilere baskı uygulamasıdır.

Boyunduruk kelimesinin eş anlamlısı olan sözcükler hangileridir?

Boyunduruk eş anlamlısı olan kelimeler, farklı karşılıklarına göre şunlardır:

• Hayvanların boyunlarına ya da boynuzlarına takılan parça nir olarak da anılır.
• Mimarideki boyunduruğun eş anlamlısı blok ya da lentodur.
• Mecaz anlamları içinde boyunduruk kelimesi yerine esaret, zulüm, zorbalık, baskı kullanılabilir.

Boyunduruk kelimesinin eş anlamlıları ile örnek cümleler

Hangi anlamında kullanıldığını tespit edebilmek için cümlenin içindeki kullanımına bakılır. Cümlenin tamamına göre ise uygun eş anlamlı sözcük seçilerek kullanılabilir. Bazı örnek cümle ve deyimler şunlardır:

• Onun boyunduruğu altına girmen hiç doğru değil!
• Hiç kimse beni esaret altına alamaz!
• Bu pencere için beton lento mu kullanacaksınız?
• Şark milletleri, zalimlerin boyunduruğu altında uzun zamandan veri cehaletin karanlığına çömelerek yaşadılar. (Peyami Safa)