Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, kimi çevrelerin Türkiye'nin güçlenmesinden rahatsız olduğunu belirterek, Gezi Parkı olaylarının başlamasının ardından uluslararası yayın kuruluşlarının tavrının dikkati çekici olduğunu söyledi.
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da Kanal 24 televizyonunda katıldığı programda aynı konuya ilişkin, dış güçlerin Türkiye'de kargaşa çıkarmak için daha önce de bir takım toplantılar yaptığına dikkat çekti. Bekir Bozdağ, TV8 televizyonunda katıldığı canlı yayında Gezi Parkı için başlayıp Türkiye’yi etkileyen olayları değerlendirdi. Pek çok demokratik ülkede zaman zaman benzer olayların yaşandığını ve basının bu olaylara yaklaşımıyla Türkiye'de yaşananları yaklaşımının farklı olduğunu vurgulayan Bozdağ, CNN, BBC, herkesin takip ettiği yabancı gazeteler, televizyonların Türkiye'de olup bitenlerin tamamını çok farklı bir gözle, yalan yanlış, çarpıtarak yayınladığını söyledi.
Bozdağ, bilgi kirliliği ve iftiralarla vatandaşların aldatılmaya çalışıldığına işaret ederek, yapılan çarpıtmaların Türkiye’deki demokratik iklimi bozmaya, insanları iktidara karşı Gezi Parkı'na bahane ederek farklı duruş noktasına çekmeye çalışılan planlı bir hadise olarak değerlendirdi.
GÜÇLÜ TÜRKİYE’DEN RAHATSIZLAR
Olayların hemen ardından başta BBC ve CNN-International olmak üzere pek çok uluslararası yayın kuruluşunun eş zamanlı olarak canlı yayınlara başladığını ifade eden Bekir Bozdağ, şöyle devam etti: "Geçenlerde bir Ankara Temsilcisi kardeşim, 'Bizim araçlarımızı bazı kanallar mayıs ayının başında 4 Temmuz'a kadar, sadece bizim değil, Cihan'ın, Doğan'ın, İHA'nın, başkalarının canlı yayın imkanlarını kiraladılar' dedi. Bu normal bir iş mi dedim. 'Yok her zaman olan bir iş değil, zaman zaman ihtiyaç olduğunda olur ama böylesi ilk defa oluyor' dedi. Öte yandan hemen olayların arkasından oralarda yalan haber, Türkiye'de sanki sivil bir devrim olmuş gibi bir hava yaratan, her şeyin akla takla olduğu, polisin vatandaşların üzerine silahlarla müdahale ettiği bambaşka bir Türkiye fotoğrafını orada veriyor. Ve o fotoğrafı izleyenler, onlara inanlar bambaşka bir noktaya geliyor. Bakıyorsunuz bazı siyasiler hemen arkasından Türkiye'ye istikamet vermek isteyen açıklamalar yapıyorlar. Uluslararası Af Örgütü bir karar almadan pek çok inceleme yapar, bakıyorsunuz yarım saat sonra bir karar açıklayabiliyor. Avrupa Parlamentosu kalkıyor Türkiye'nin iç işlerine karışan, Türkiye'nin aleyhinde bir karar alabiliyor ve oy birliğiyle bunu yapabiliyor. Baktığınızda bu olaylar Türkiye'nin güçlenmesinden rahatsız olan ne kadar kesim, çevre varsa hepsini bir araya getirmiş, 'Oh Tayyip Erdoğan ve ekibinden kurtulacağız. Bunlar da bize yardımcı oluyorlar. Elbirliği ile biz de onlara yardımcı olalım' havasıyla. Çünkü güçlenen Türkiye'den çoğu değil, hepsi rahatsız."
Bozdağ, geçmişte bazı köşe yazarlarının da bu konulara değindiğinin görüldüğünü ifade ederek, "Bu işin aynı anda bu kadar yaygınlaşmasını spontane bir hadiseye bağlamak insan aklıyla alay etmek olur." dedi.
"DIŞ GÜÇLER TÜRKİYE’DE KARGAŞA ÇIKARMAK İSTİYOR"
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da Kanal 24 televizyonunda katıldığı programda aynı konuya ilişkin, dış güçlerin Türkiye'de kargaşa çıkarmak için daha önce de bir takım toplantılar yaptığına dikkat çekti. Egemen Bağış, 28 Şubat sürecinde, 1998'de bugün yaşandığı gibi toplumun farklı kesimlerini birbirine düşürerek ülkenin istikrarını bozmak, Türkiye'yi kendi güdümlerine sokmak isteyen bazı güç odaklarının oyun oynadığına işaret ederek, o dönemde ABD'de Amerikan Savunma Bakanlığının araştırma kurumu olan Ulusal Savunma Enstitüsünde toplantı gerçekleştiğini ve bunun Türkiye'deki bazı medya organlarında yer bulduğunu hatırlattı. Bağış, "Bu toplantıda konuşulan bazı konular var. Diyorlar ki laiklerle dindarlar arasında bir çatışma başlarsa, bir iç savaş çıkarsa ne olur, ABD'nin pozisyonu ne olur? Yıl 2004-2005, Balyoz ve Ergenekon gibi davalar devam ediyor, bu davalardan yargılananların da aralarında bulunduğu, İsrail'e yakın olan bir düşünce kuruluşu olan Hudson Enstitüsünde topantılar düzenleniyor. Orada şu anda yargılanan o zaman bir tuğgeneral olan ve askeri ateşe katılıyor. Konu şu: 'Taksim'de Anayasa Mahkemesi Başkanına bir suikast gerçekleşirse, Türkiye'de bir çatışma çıkarsa ve bu sırada PKK bundan faydalanmak isteyip sınıra saldırırsa Amerika ne yapar, ne yapmalı'. Bugün Yeni Şafak'ın haberi. Şubat ayında, olayların başlamasından aylar evvel, yine Neoconların bir kuruluşu olan American Enterprise Institute'de, bir toplantı. Türkiye'den katılanlar da olmuş. 'Bugün yaşadıklarımıza benzer bir olay olursa ne olur?' Şimdi bunları yanyana getirdiğiniz zaman, Türkiye'nin yükselmeye başladığı dönemde bunların yapıldığını gördüğünüz zaman, bu faiz lobisinin. Bunun içerisinde ABD hükümeti yok, Obama yok. Bunun içerisinde Amerika'nın içerisindeki çıkar grubu var. Kimin çıkarlarını koruyan bir grup bu? Uluslarası bir takım güç odakları. Bunların ekonomik güçleri var. Bunlar bir takım tezgahları kurabiliyorlar, reklam ajansı kurabiliyorlar. Sahte hesaplar açabiliyorlar. Bir takım gazetecileri bile finanse edebiliyorlar. Provokatörlüğe bile yönlendirebiliyorlar." ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz