1976'da ilk kez gösterime giren, 2014'teyse yeniden yorumlanan The Town That Dreaded Sundown; Arkansas eyaletinin Hayalet Katiliyle ilgili.
Şahsın lakabı Hayalet Katil, çünkü gerçekten de defalarca cinayet işlemesine rağmen kimliği hiçbir zaman tesbit edilemedi. Arkansas'ın Texarkana kentinde güneş battığında ortaya çıkan katil; 1946 yılında tam 8 kişiyi öldürdü. Polis o kadar çaresiz kaldı ki, mafyadan yardım istedi. Mafya fedailerinin ve polislerin sokaklardaki Hayalet Katil avıysa hiçbir işe yaramadı.
1968 yılında, ünlü yazar ve yönetmen Roman Polanski'nin 26 yaşındaki ve 8 aylık hamile olan eşi Sharon Tate, evlerinde vahşice işkence edilmiş şekilde ölü bulundu. Defalarca karnından bıçaklanarak öldürülen Sharon Tate'in kanı ile evin duvarlarına DOMUZ yazılmıştı. ''Kimsenin nasıl haberi olmadı?'' sorusunun cevabıysa; cinayetten hemen önce evdeki elektrik ve telefon kablolarının kesilmiş olmasıydı.
Cinayeti ancak 1969 yılında çözebilen polis; katillerden biri olan Susan Atkins'i tutukladı. Cinayete kimlerin karıştığını söylemesi karşılığında ölüm cezası affedilecek olan Atkins; Charles Manson ve ailesini gammazladı.
Borderland, IMDB'de yalnızca 5.6 puan alsa da; Rotten Tomatoes'da gelmiş geçmiş en kötü filmlerden biri olarak gösterilse de; arkasında yatan vahşi hikayeyle dikkate değer bir film...
Film, Adolfo de Jesus Constanzo'yu konu alıyor. Uyuşturucu satıcısı olarak suç hayatına atılan Constanzo, daha da büyüyebilmek için Miami'de dönemin en güçlü suç ailelerinden biri olan Calzada'ya katılmak ister. Aileye katılma isteği birkaç defa reddedilir; son redden birkaç hafta sonra Calzada ailesine mensup 7 kişi ölü bulunur. 7 cesedin de parmakları, kulakları, beyinleri ve bel kemikleri eksiktir.
1996'da yayına giren, bir dönemin çocukluğunu kabusa çeviren korku filmi Scream'in ardında; Amerika'nın en psikopat seri katillerinden birinin hikayesi yatıyor.
Daniel Harold Rolling, nam-ı diğer Gainesville Tecavüzcüsü; kendisini taciz eden babasının yanında büyümüş, lise yıllarında birçok hırsızlığa karışmış; cinayet serisine başlamadan hemen önceyse tacizci babasının kulağını ve gözünü yerinden çıkarmış bir şahıs.
David Fincher babanın yönettiği, Jake Gyllenhall, Mark Ruffalo ve Robert Downey Jr. üstadların oynadığı Zodiac da 'based on a true story' klasmanından listemize girmekte...
1960 ve 1970'li yıllarda seri cinayetler işleyen, hiçbir zaman yakalanamayan Zodiac Katili kod adlı kişinin manyaklığı ise gerçekten de Hollywood senaryolarına taş çıkartacak cinsten. Katil her cinayetten sonra, dedektiflerle alay edercesine basın mensuplarına mesajlar gönderir. Yayınlanmayan her mesajından sonra bir kişiyi daha öldüreceğini ifade eden Zodiac, dediğini de yapar.
Karışmasın, 2004'te izlediğimiz ve Elisha Cuthbert'in hastası olduğumuz Girl Next Door değil; Jack Ketchum'ın aynı isimli romanından 2007'de uyarlanan film.
Gertrude Baniszewski, bir seri katil olmasa da; Indiana eyaletinin gelmiş geçmiş en ruh hastası katili olarak tanınıyor.
Tatile giden anne ve babaları tarafından, bakıcı Baniszewski'ye emanet edilen Sylvia ve Jenny; ailelerinin haftalık 20 Dolar bakıcı ücretini geciktirmesi üzerine psikopat bakıcıdan işkence görmeye başlarlar. Sylvia ve Jenny'yi sürekli döven, kızgın iğneyle vücutlarına 'fahişe' yazan; hızını alamayıp kızları tüm ailesinin ve komşularının da dövmesini sağlayan bakıcı Baniszewski; sonunda kaçmaya çalışan Sylvia'nın kafasına bir odunla vurarak 16 yaşındaki kızı öldürür.
Edward Gein, 1974 yapımı kült film Texas Chainsaw Massacre'ın hikayesinin altında yatan isim.
Evet. Alfred Hitchcock'un Psycho'su da Ed Gein'den esinlenmiş...
1957'de Bernice Worden adlı kadın esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolur. Bir hırdavat dükkanında çalışan Worden'ı, kaybolduğu gün son görenlerden biri de Ed Gein'dir. Worden'ın izini süren polisler, kadını Ed Gein'in çiftlik evinde baş aşağı asılmış şekilde ölü bulur. Kadının üzerinde hiçbir şey yoktur; hatta derisi bile yoktur. Ed Gein, Bernice Worden'ın derisini yüzmüştür.
Çiftlik evini daha da araştıran polisler, birbirinden ilginç (!) şeylerle karşılaşırlar:
insan derisinden yapılmış sepetler,
yatağın yanında süs eşyası olarak duran kafatasları,
kase olarak kullanılan kafatasları,
bir çuvalın içinde Bernice Worden'ın kafası,
bir ayakkabı kutusunun içinde kadınlık organı,
kadınların meme uçlarından yapılmış bir kemer,
insan yüzünden yapılmış bir lamba şapkası,
çekmecede de insan burunları...
Polise verdiği ifadede annesini kaybettiği 1947'den 1952'ye kadar mezarları kazıp, kendisine annesini hatırlatan orta yaşlı kadın cesetlerinden parçalar çaldığını; 1952'den sonra da birkaç cinayet işlediğini belirten Ed Gein, ağır şizofreni tesbiti ile yüksek güvenlikli bir akıl hastanesine kapatılır. Katil; 77 yaşında kalp krizinden hayata veda eder.