Bu basit bir maydanoz davası değil

ANKARA (İHA) - "Görevi kötüye kullanmak", "eksik mal beyanında bulunmak", "ihmal ve usulsüzlük" iddialarıyla hakkında 18 yıl hapis cezası istenen Deniz Kuvvetleri eski Komutanı emekli Oramiral İlhami Erdil ve haklarında 3 yıl hapis cezası istenen eşi Fusun Erdil, kızı Deniz Halide Erdil, emir subayı Yüzbaşı Yalçın Kayatunç ve kızının ortağı olduğu iddia edilen Melek Şirin Hekim'in yargılanmasına bugün devam edildi.

Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü duruşmasına, vareste tutulan Erdil Ailesi katılmadı. Duruşmada, talimatla ifadesi alınan tanıkların beyanları okundu. Tanık Kadir Selçuk Kolay, Erdil'in İstanbul Etiler Alkent Sitesi'nde 1 milyon 250 bin dolara aldığı daire ile ilgili bilgi verdi.

Reklam
Reklam

Erdil'in babasının kuzeni olduğunu belirten Kolay, "Babam İlhami Erdil'i kendi çocuğu gibi severdi. Babam 1938 yılında Koç şirketinde çalışmaya başladı ve daha sonra Koç Grubu'nun kurduğu bazı şirketlere ortak oldu. Ben görevim gereği sık sık yurtdışında oluyordum. Bu nedenle babamın İlhami Erdil'e evi alırken para verdiğini bir ziyaretim sırasında öğrendim. Babamın İlhami Erdil'e bu parayı borç olarak mı verdiğini, yoksa hibe mi ettiğini bilmiyorum" diye konuştu. Mahkemede, savcılığa verdi ifadesi okunan Kolay, babasının İlhami Erdil'in babasına Heybeliada'da ev alırken de yardımcı olduğunu kaydetti. Tanık olarak talimatla ifadesi alınan bilirkişi Ahmet Mamak, 1999 yılında deprem nedeniyle Etiler Alkent Sitesi'nde ev fiyatlarının 500-600 bin dolara düştüğünü, daha sonra piyasaların açılmasıyla evlerin değerlerinin arttığını söyledi. Mamak, Erdil'in satın aldığı ev için tapu işlemleri için Muhterem Kolay'ın 10 bin dolar verdiğini kaydetti. Tanık Yüzbaşı Cüneyt Yılmaz ise talimatla alınan ifadesinde, Erdil'in kızının arkadaşının boya ihalesi ile ilgilendiğini dedikodu şeklinde duyduğunu belirtti.

Reklam
Reklam

Talimatla ifadesi alınan Kıdemli Albay Bahri Mısırlı ise ilginç açıklamalarda bulundu. Depremden sonra Gölcük'te tersanede görevli olduğunu belirten Mısırlı, Erdil'in ayda bir arayarak emir subayı Yüzbaşı Yalçın Kayatunç'un kardeşi Engin Kayatunç'a yardımcı olmasını istediğini iddia etti. İlhami Erdil'in son derece kibar birisi olduğunu söyleyen Mısırlı, "Ama İlhami Erdil, Yalçın Kayatunç'un ısrarına dayanamıyordu. Kayatunç, Oramiral Erdil'i yanlış yönlendiriyordu" dedi. Mısırlı, yapılan baskılardan dolayı mide kanaması geçirdiğini söyledi. Mısırlı, savcılığa verdiği hazırlık ifadesinde ise Erdil'i suçlayarak, "Telefondaki görüşmeler benim onurumu incitecek kadar ileri gidiyordu. Hata bu nedenle kalp spazmı ve mide kanaması geçirdim. Engin Kayatunç ve kızından baskı gördüm. Birlikte şahısları etkileyerek ihalelerin almasını sağlıyordu"şeklinde konuştu.

Duruşmada söz alan Askeri Savcı Albay Saim Öztürk, tanık Mısırlı'nın beyanlarının iddiaları doğruladığını belirterek, "Tanık beyanıyla Oramiral Erdil'in telefon ederek, Yüzbaşı Yalçın Kayatunç'un kardeşi Engin Kayatunç ile ilgili tavassup taleplerinde bulunduğu, Kayatunç'un İstanbul garnizonunda başıboş olarak dolaştığı ve ihalelere müdahale ettiği doğrulanmıştır. Mısırlı'nın bu konudaki beyanları dikkat çekicidir" dedi.

Reklam
Reklam

Savcının açıklamalarının ardından söz alan avukat Dinçer Eskiyerli, Mısırlı'nın idari soruşturma geçirdiğini ve hakkında açılan davaların olduğunu belirterek, bu beyanlarının husumetten kaynaklandığını ifade edildi. Mısırlı'nın hakkında 25'e yakın iddia olduğunu belirten Eskiyerli, "Bahri Mısırlı her iddia için bir başkasını suçluyor. Kendisi şu anda Engin Kayatunç ile birlikte yargılanıyor. Böyle bir kimsenin bu şekildeki beyanına itibar edilebilir mi? Adam kendisini savunmak için herkesi suçlamış" açıklamasında bulundu. Eskiyerli, birçok iddia ile yargılanan birisinin tanık olarak dinlenemeyeceğini söyledi.

Bunun üzerine tekrar söz alan Askeri Savcı Öztürk, Mısırlı'nın halen yargılandığını ancak hakkında kesin hüküm olmadığını belirtti. Öztürk, "Kaldıkı henüz bir soruşturma başlatılmamışken, Mısırlı o dönemde Deniz Saha Komutanlığı'nda Korgeneral olan Özden Örnek'e giderek sıkıntısını anlatmış ve istifa edeceğini söylemiş, Korgeneral Örnek ise 'İstifa etme, sabret Biz komutanla bu konuyu araştırıyoruz' demiştir" dedi.

Reklam
Reklam

Duruşmada tanık olarak dinlenen Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Strateji Dairesi Başkanlığı'nda görevli Tuğamiral Cem Güldeniz, o dönemde Erdil'in Özel Kalem Müdürü olduğunu belirtti. Görevinin Kuvvet Komutanı'nın yurtiçi ve yurtdışı programlarını hazırlamak olduğunu söyleyen Güldeniz, "Yalçın Kayatunç ayda bir veya iki defa komutanlığa gelirdi. Kendisi ile görev bağlantım yoktur. Kuvvet Komutanı ile evinde de görüştüğünü tahmin ediyorum" diye konuşu. Erdil'in Kayatunç ile sık sık telefonda konuştuğunu belirten Güldeniz, kendisinin görüşme başladığı zaman dışarı çıktığını söyledi. Güldeniz Kayatunç'un İstanbul Kasımpaşa Orduevi'nde kaldığını ve orada bir ofis gibi bir yeri olduğunu kaydetti. Ev konusunda da açıklama yapan Güldeniz, şunları söyledi:

"Genelkurmay, Kuvvet Komutanı'na emekli olduğunda nerede oturacağına dair yazı yazmıştı. Bende görevim gereği bu yazıyı kendisine ilettim. Kendisine cevap yazısında emekli olunca lojmanda değil, kendi evinde oturacağını söyledi."

Güldeniz savcılıkta verdiği ifadesinde ise Erdil'in eşi Fusun Erdil'in çok zevkli olduğunu, davetlerle bizzat kendisinin ilgilendiğini ve beş yıldızlı oteli aratmayacak şekilde yemek davetleri düzenlediğini belirtti. Güldeniz, iki yılda 30'a yakın yemek daveti verildiğini söyledi.

Reklam
Reklam

Tanık beyanının ardından söz alan Askeri Savcı Öztürk, tanığın konutta verilen yemekler için söylediklerinin dikkat çekici olduğunu söyledi. Öztürk, "2 yılda 30'a yakın davet düzenlenmiştir. Yaklaşık her davette 20 kişi ağırlandığında bunun tutarı 25-30 milyarı geçmemesi gerekir, Ancak buradaki hazine zararı 160 milyar liradır. Bu da davanın basit bir maydanoz davası olmadığını ortaya koymaktadır" diye konuştu.

Tanık Güldeniz, mahkemenin sorusu üzerine, sadece yabancı heyetler geldiğinde davetlere katıldığını diğer davetlerin Genel Sekreterlik Protokol Kadrosu'nun yaptığını söyledi. Duruşmada tanık olarak dinlenen Filamingo Pastaneleri'nin sahibi Saffet Tarı, Komutanlığa ve konuta fatura karşılığı mal verdiklerini söyledi. Tarı, sadece Deniz Kuvvetleri'nin değil çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarının da kendilerinden alışveriş yaptığını söyledi. Duruşmada tanık olarak dinlenen Tahmis Kuyemiş ve Kurukahve firmasının ortağı Yavuz Çetinkaya, Komutanlığa içinde fındık, fıstık, badem, iç antep fıstığı, ceviz içeren gıda maddelerinin bulunduğu hediye sepetlerinde ürünler verdiklerini söyledi. Çetinkaya mahkemenin sorusu üzerine, "Bize gelen talepler birkaç kişinin ihtiyacını karşılayacak talepler değildi, bir grubun ihtiyacını karşılayacak taleplerdi" dedi.

Reklam
Reklam

Çetinkaya savcılıkta verdiği ifadesinde ise Kuvvet Komutanlığı'na 1999 yılında üç parça halinde 12.5 milyarlık kuruyemiş verdiklerini söyledi. Duruşmada söz alan Şevki Lülecioglu, müvekkili Melek Şirin Hekim'in gıyabi tutukluluk halinin kaldırılmasını talep etti. Mahkeme, Askeri Savcı'nın görüşü doğrultusunda Hekim'in gıyabi tutukluluk halinin kaldırılmasına karar verdi. Mahkeme diğer tanıkların dinlenilmesi için celp çıkarılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.