Son dönemde bahçede ya da sokakta geçirilen aktif vaktin yerini televizyon, bilgisayar, telefon ya da tablet ile geçirilen hareketsiz saatler aldığından çocukluk döneminde obeziteyle daha sık karşılaşılıyor. Yapılan araştırmalara göre 2-5 yaş aralığı çocukların %10'u, 6-11 yaş aralığı çocukların ise %20'si obez. Peki, çocuğunuzun obez olduğunu nasıl anlarsınız? Yanıtı yazımızda...
Obezitenin klinik olarak tanımlanabilmesi için vücut kitle endeksine bakılır. Kilo/boy oranının karesi bize vücut kitle endeksini verir.
Erişkin bir kişide vücut kitle endeksi 25'in üzerindeyse aşırı kilolu, 30'un üzerindeyse obez olarak tanımlanır.
Obezite yalnızca görünümde bozukluğa değil, ilerleyen yaşlarda fiziksel ve psikolojik rahatsızlıkların gelişmesine neden olur.
Sık acıkma, doymama ve bunların sonucunda aşırı kilo artışı obezitenin belirtilerindendir.
Obezite oranının 4 saatten fazla televizyon izleyen çocuklarda 1 ya da daha az saat süreyle televizyon izleyenlere göre daha fazla olduğu bilinmektedir. Hareketsiz yaşam obeziteye sebep olabilir.
Obezite çevresel şartlarla ortaya çıkabildiği gibi genetik yatkınlık dolayısıyla da görülebilir. Anne ve babanın her ikisinin de obez olduğu durumda çocukların obez olma olasılığı %80, anne ya da babadan birinin obez olması durumunda %50, her iki ebeveynin de obez olmaması durumunda ise olasılık %9'dur.
Bir şey izlerken ya da oyun oynarken yenilen kalorili besinler, anne ve babanın örnek olmadığı beslenme alışkanlıkları çocuğun kilo almasını kolaylaştırır. Bu nedenle çocuklara erken yaşlarda beslenme alışkanlığı kazandırmak büyük önem taşımaktadır.
Çocukları erken yaşlarda şekerle tanıştırmamak da obeziteyi önleyebilecek kurallardan biri olarak görülebilir.