Bu bir parti amblemi!

Bu gördüğünüz davulu delen Jaguar fotoğrafı Türkiye'de bir partinin amblemiydi. Peki hangi parti bu amblemi kullandı?


Partinin ismi tabii ki bu değil, ama böyle bilinirdi Büyük Anadolu Partisi. Alper Sedat Aslandaş ve Baskın Bıçakçı'nın 'Popüler Siyasi Deyimler Sözlüğü'nden aktaralım: "İsim kapma saikiyle 30 tanınmamış kişi tarafından kurulan parti Eylül 1986 ara seçimlerine kadar hiçbir etkinlikte bulunmadı. Seçim yasasında yapılan bir değişiklik sonucu seçimlere girme olanağı elde edince, radyo ve televizyondan propaganda konuşması yapma hakkından yararlanmak için faaliyete geçti.

Reklam
Reklam

Zihinleri karıştırmak için dönemin iktidar partisi ANAP'ı çağrıştıran BANAP kısaltılmış adını kullandı. YSK'ya ANAP'ın yaptığı itiraz nedeniyle adını ve amblemini değiştirmek zorunda kalan parti, BAP kısaltılmış adıyla birlikte Davulu Delen Jaguar amblemini aldı. BAP, bu amblemle o günlerde kamuoyuna yansıyan, Başbakan Özal'ın kızı ve damadına Jaguar marka otomobil hediye edilmesi olayını hicvediyordu. Damat Asım Ekren, çaldığı müzik aletinden dolayı "davulcu" olarak anılmaktaydı".

Not: Büyük Anadolu Partisi'nin amblemi, davul delen Jaguar'dı (temsili çizim: Mustafa Kalemci). Parti, 1986 ara seçimlerinde 13 binden fazla oy alarak toplam oyların yüzde 0.6'sını elde etti (kaynak: Erol Tuncer, 'Osmanlı'dan günümüze seçimler').


21 Haziran 1946'da kurulan bu parti bir ay sonra yapılan seçime de katılır, ancak bir varlık gösteremez. Seçim bildirgesi halen TBMM Kütüphanesi'nde mevcuttur. Programında kendini Kemalist, ılımlı devletçi, halkçı, cumhuriyetçi olarak tanımlamıştır. Partiyi o dönemde rejimin, toplumsal yaşamın ve resmi ideolojinin milliyetçiliği kesmemiş olacak ki, kendini ayrıca "aşırı milliyetçi" olarak da tanımlar (parti programı için bkz. H.F. Türkel'in dyp.com.tr'deki yazısı). 6 yıl hayatta kalmayı başaran parti 1952'de kendiliğinden kapanır.

Reklam
Reklam

Hayır, Ergenekon davası sanıklarıyla İşçi Partisi'nin birleşmesi sonucu kurulmuş bir parti değil. Yalnız Vatan İçin Partisi'yle aynı gün kuruluyor, yani 21 Haziran 1946'da. Çok partili yaşama geçilmesiyle beraber pıtrak gibi baş gösteren partilerden biri. Soner Yalçın'ın 2008'deki bir yazısından aktaralım:

"Kurucuları; silindir makinisti Arif Hikmet Adsız, kalem tamircileri Mehmet Fethullah ve Şerif Küçüközkan, komisyoncu Ali Çelik, üniversite öğrencileri Suat Uzer ile Cahit Ateş ve işsiz Adnan Dink idiler". (Partinin parlak bir performans gösterememesinde kurucu kadronun mütevazılığı rol oynamış olsa gerek)

Yalçın'dan devam edelim: "Türkiye genelinde iki teşkilat kurabilmişti; biri İzmir, diğeri ise şaşırtıcıdır, Susurluk! Genel Başkan Adsız, partilerinin 200 üyesi olduğunu söylüyordu. Ama o kadar kalabalığı gören olmamıştı. Türkiye'de ilk kez 'Anayasa Mahkemesi kurulsun' diyen parti oydu! Parti, devlet dairelerinde kadınların çalışmasına karşı değildi. Ama 'erkeğe nazaran bazı konularda daha az metin yaratılan kadınların yargıç ve devlet sırlarını bilir makamlarda olmalarına razı değillerdi'. İsmine bakıp da aşırı milliyetçi bir parti olduğunu düşünmeyiniz. Tüzüğünde, 'Ergenekon müteşebbisi, faşist Turancılık şaibesi ile de lekelenmiş değildir' yazılıydı". (Burada, 1944'teki ırkçılık-Turancılık davasına atıfta bulunuluyor. O davada yargılananlardan biri de o dönemde genç bir üsteğmen olan Alparslan Türkeş'ti)

Reklam
Reklam

Bu da doğaya bırakılan atıkların "arıtılmasını" ve böylece doğanın "korunmasını" savunan bir parti değil. Kurucularının bu isimle seçmene nasıl bir mesaj vermek istedikleri bilinmez, ama Arıtma Koruma Partisi (AKP!) Türkiye'deki ilk İslamcı partilerdendir (kuruluş tarihi 26 Haziran 1946). Kurulduktan bir yıl sonra dağılır.


Dönemin İslamcı partilerinde "koruma" vurgusu dikkat çekiyor. Bu partinin şansı "AKP"ninki kadar yaver gitmez. Temmuz 1946'da kurulur, iki ay sonra Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından kapatılır. Kurucuları Necmi Güneş, Mustafa Özbek ve Ziya Süer'dir. Adında İslam sözcüğü geçen ikinci parti ise 1951'de İstanbul'da kurulur (İslam Demokrat Partisi). Kurucularının arasında Türkiye'nin öncü anti-semitistlerinden Cevat Rifat Atilhan da vardır.


Seçmene sürü muamelesi yaptığından değil, kurucusunun soyadı Güden... M.K. Kaynar'ın derlediği 'Cumhuriyet Dönemi Siyasi Partileri' adlı eserden aktaralım: "1951 yılında sigortacı Halil Güden ve kardeşi tarafından kuruldu. Genel Başkan Halil Güden partiye kendi soyadını verdi. Partinin hiçbir siyasi eğilimi temsil etmediği belirtiliyor". Öyleyse niye kurulmuş dediğinizi duyar gibi oluyorum. Yargı da aynı şeyi düşünmüş olmalı ki, parti kısa bir süre sonra mahkeme kararıyla kapatılır.

Reklam
Reklam

Belki de mühim olan işlevi diye düşündüler... 1957'de Erzurum'da, gazeteci Hüseyin Köycü tarafından kurulur (günümüzde Siyasi Partiler Kanunu'nun 8. maddesine göre parti genel merkezleri Ankara'da bulunmak zorunda ama geçmişte böyle bir zorunluluk yokmuş). Kaynar'ın eserinde belirtildiğine göre partinin programında, "İktidarı almak, seçim kazanmak ham hayalinde hiçbir zaman olmadığımız için programımızda devlet teşkilatına dair hiçbir madde, hiçbir mütaala kaydedilmemiştir" ibaresi bulunuyor. Dönemin mahkemeleri ise böyle kimseye zararı olmayan, kendi hâlinde partileri gereksiz addediyor olmalı ki Ufak Parti de aynı sene içinde mahkeme kararıyla kapatılır.


Bu partinin en büyük şanssızlığı, Ekşi Sözlük'ün olmadığı bir dönemde kurulmuş olması (Ekim 1988). İlk bakışta akla "bu 4 kavram nasıl bağdaştırılmış?" sorusu gelebilir. Bendenizin ilk tahmini şöyle olmuştu: "Herhalde bu partinin medeniyet anlayışı, tarımda kullanılan hayvanların, ekonomi rasyonalitesi de gözetilerek, sevilmelerine dayalıydı". Tam olarak öyle değilmiş. Ürgüplü bir memur olan Cevat Bitirgen Ürgüplü tarafından kurulan parti kendini çevreci olarak tanımlıyormuş. Kısa adı MEHTAP olan parti (Ürgüplü'nün eşinin ismi olabilir mi acaba?), programında hayvanları ve doğayı seven insanların birleştirilmesini hedefliyormuş. İyi niyetli bir girişim olduğu anlaşılan MEHTAP 1990'da kendini feshetmiş.

Reklam
Reklam

1996'da kurulup 5 yıl sonra kendini fesheden parti merkez sağ eğilimliymiş. Kaynar'ın eserinde belirtildiğine göre parti programı "Malazgirt Savaşı Türk milletine Anadolu'nun kapılarını açmıştır" cümlesiyle başlıyormuş. Partinin lideri "tarihçi olduğu belirtilen" Yaşar Sultan'mış. Belki de Malazgirt Savaşı'nın hemen ardından kurulmalıydı...


AKP'yle aynı sıralarda kuruldu (Ağustos 2001). Partinin kurucu genel başkanı, Adapazarı Geyve İlçesi Örencik Köyü Muhtarı ve Tüm Muhtarlar Derneği Genel Başkanı Hüseyin Özkan'dır. İçişleri Bakanlığı'na kuruluş dilekçesinin verilmesi sırasında bir basın mensubundan gelen "siyasi yelpazenin neresindesiniz?" sorusuna Özkan'ın verdiği cevap, belli bir yaşın üstündekilere "ne sağcıyız ne solcu, futbolcuyuz futbolcu" deyişini hatırlatmış olmalı: "Siyasi yelpazenin merkezindeyiz. Bu ülke sağ ve soldan çok çile çekti ... İki kolumuzu açıyoruz. Sağ kolumuzla sağcıları, sol kolumuzla solcuları bünyemize almak istiyoruz".


Jinekolog Doktor Eşref Yazıcıoğlu tarafından Mart 2001'de kuruldu. Partinin, Batı'daki yeşil partilerin politikalarına yakınlığı hayli şüpheli bir hedefi vardı: "Çocuk sayısı 3'le sınırlandırılacak. Üç çocuktan fazlasını yapan olursa, bu vergiye tabi olacak". Kurucu başkanının "mesleki deformasyonu"nun izlerini taşıyor görünen parti ayrıca "izin verilen üç çocuğun yurtiçi ve dışı eğitimlerini devletin üstleneceğini" de taahhüt etmiş, iktidara gelmesi durumunda. "Üç çocuk" ifadesini sıkça zikreden Başbakan Erdoğan da aynı vaatte bulunsa önümüzdeki 30 yıl için Başbakanlığı garantilerdi muhtemelen.

Reklam
Reklam