Bu deyimler ve atasözleri değişebilir

Küresel ısınmayla susuzluk ve kuraklık tehlikesi tüm boyutlarıyla yaşamı etkilemeye başlarken, Türk kültüründe geniş bir şekilde yer alan suyla ilgili çok sayıdaki atasözü ve deyim de tarih olacak, gelecek kuşaklara anlatmak da bir o kadar zorlaşacak.

ANKA'nın derlemesine göre, zaman içinde susuzluk ve kuraklıkla yaşamayı öğrenmesi gereken Türkiye'de değişme olasılığı bulunan deyim ve atasözlerinden günlük hayatta sık kullanılanlardan bazıları şöyle:

"Sudan cevap, su dökünmek, su gibi bilmek, su gibi ezberlemek, su gibi gitmek, su götürmez, su götürür olmak, su içinde kalmak, su katılmamış, su koyvermek, sululuk etmek, su gibi aziz olmak, su akarken testiyi doldurmalı, su bulanmayınca durulmaz, su bulununca (görülünce) teyemmüm bozulur, su küçüğün söz (sofra) büyüğün, su testisi su yolunda kırılır, testiyi kıranda bir suyu getiren de, ayağına sıcak su mu soğuk su mu dökelim, su uyur düşman uyumaz, suyun yavaş akanından insanın yere bakanından kork, su akar yatağını bulur, su gider kum kalır, sudan ucuz, eşek sudan gelene kadar dövmek, su içinde yüzmek, zaman su gibi aktı, pişmiş aşa su katmak, bin dereden su getirmek, su yüzü görmemiş,suya sabuna dokunmamak, suyu görmeden paçaları sıvamak, suyu kesilmiş değirmene dönmek, kar susuzluk kandırmaz, taşıma suyla değirmen dönmez, göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar".

Reklam
Reklam

SU İLE İLGİLİ YÜZLERCE DEYİM VE ATASÖZÜ VAR

TDK Başkanı Şükrü Haluk Akalın, suyun az bulunur olmasının onu zamanla daha da değerli hale getireceği için bazı deyimler ve atasözlerinin zamanla kullanılmaz olabileceğini belirterek şunları söyledi:

"Su, hayat kaynağı olduğu için toplumların yaşayışında çok önemli bir yere sahiptir. Suya verdiğimiz önemin Türkçenin söz varlığına da yansıdığını görüyoruz. Türkçe Sözlük'te "su" sözüyle yapılmış 199 birleşik söz yer almaktadır. Su sözünün yer aldığı deyimlerimiz ve atasözlerimiz de sayıca yüze yakındır. Bölge ağızlarımızın, tarihsel metinlerin söz varlığını da göz önüne alacak olursak Türkçede "su" sözü ile yapılmış sözcük, deyim, hazır söz kalıbı ve atasözünün beş yüz civarında olduğunu söyleyebiliriz...

Geçmişte değişen koşullarda bazı atasözleri ve deyimlerin değişime uğraması veya unutulması gibi susuzluk karşısında su ile ilgili deyimler ve atasözlerinde de aynı durum yaşanabilir. Böyle bir ortamda toplum, yeni durumlar için elbette yeni deyimler, yeni atasözleri üretecek; mevcut deyim ve atasözlerine yeni anlamlar yükleyecektir.

Reklam
Reklam

"SUDAN UCUZ, SUDAN PAHALI"

Örneğin "sudan ucuz" ifadesini çok ucuz eşya için kullanıyoruz ama gelecekte su çok pahalı olduğunda bu ifade unutulup yerini "sudan pahalı" sözüne bırakabilir. Bir eşyanın en kötü durumda bile değerini koruduğunu ifade etmek için kullandığımız "su içinde" deyimi de anlam değişikliğine uğrayabilir. "Su içinde on bin YTL eder" derken belki de "Susuzlukta on bin YTL eder" denilecektir. Bir yeri beğenmeyen kişiye söylediğimiz "buranın suyu mu çıktı" deyimi, su çıkan yer daha kıymetli olacağı için değişime uğrayabilir.

Seyrek gelen konuklarımıza yarı sitem, yarı sevinçle söylediğimiz "Ayağına sıcak su mu, soğuk su mu dökelim" sözü ise su bulamadığımız durumlarda belki de tamamen kullanılmaz olacak, ya da sıcak su, soğuk su sözlerinin yerine başka sözler kullanılacaktır.

"ZAMAN SU GİBİ AKTI"
Toplum, susuzlukta suyu getiren ile testiyi kıranın bir olamayacağını herhâlde o zaman daha iyi anlayacaktır. Böylece "testiyi kıran da bir, suyu getiren de" sözü belki de değişime uğrayacaktır. Bol tükenenler için kullandığımız "su gibi gitmek" deyimi de su az olacağı için değişime uğrayabilir. Derelerin, nehirlerin, çeşmelerin akmadığı bir ortamda da insanlar herhâlde "zaman su gibi akıp gitti" demeyecekler, muhtemelen "zaman su gibi bitti" diyeceklerdir. Gerçekleşmeyen bir tasarı için söylediğimiz "iş suya düştü" deyimi de anlam değişikliğine uğrayabilir. Hafifçe yıkamak anlamındaki "suya göstermek" de belki de bolca yıkamak anlamına gelecektir. "Adamın yere bakanından suyun yavaş akanından kork" atasözü de akan suyun bulunmadığı bir dönemde değişime uğrayabilir. Ancak bir atasözümüz var ki gelecekte daha da anlam kazanacak: "Herkesin bir derdi var, değirmencininki su…" Değirmencinin tek derdi olan su, herhâlde gelecekte bütün insanlığın tek derdi hâline gelecek.

Reklam
Reklam

"BİN DEREDEN SU GETİRMEK"
Öte yandan anlamı daha da güçlenecek, önemi artacak ve sıkça kullanılacak sözlerimiz de olacaktır. Örneğin su getiren kişiye söylediğimiz "su gibi aziz ol" deyimini daha çok kullanacağız. Çok kirli kişiler ve yerler için söylediğimiz "su görmemiş", "su yüzü görmemiş" sözlerini de bolca duyabiliriz. "Bin dereden su getirmek", "suya götürüp susuz getirmek", "suya sabuna dokunmamak", "suyu görmeden paçaları sıvamak", "suyu kesilmiş değirmene dönmek" gibi sözler de susuzluk dolayısıyla daha da işlekleşebilir. "Kar susuzluk kandırmaz", "Taşıma suyla değirmen dönmez", "Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar" atasözleri de yaşanacak susuzlukta daha da işlevsel hâle gelecektir. Hak etmeyen kişilerin kendilerini her şeyin iyisine layık görmeleri karşısında söylediğimiz "Keçinin uyuzu çeşmenin gözünden su içer" atasözünü belki de daha çok duyacağız.

Zamanla deyimlerimizde, sözlerimizde, atasözlerimizde değişimler olsa da bunların eski biçimleri yeni biçimleriyle birlikte Türk Dil Kurumunun sözlüklerinde yaşamaya devam edecekler ancak eski biçimleri belki de toplumumuzda geçmişe özlem (nostalji) olarak anılacaktır."

Reklam
Reklam

ANKA