Bu enfeksiyon sağır edebilir!

Bugünlerde sıkça karşımıza çıkan orta kulak enfeksiyonunun aksine ağrı ve ateş gibi belirtileri olmayan kronik orta kulak enfeksiyonu yüz felcinden sağırlığa dek birçok ciddi soruna yol açabiliyor!

Kendini özellikle uzun süreli kulak akıntısı ile belli eden bu tehlikeli hastalığa yönelik Acıbadem Bakırköy Hastanesi KBB Uzmanı Prof. Dr. Murat Ünal, Mynet.com okurları için çok önemli uyarılar ve önerilerde bulundu…

Mevsimin kışa döndüğü, soğukların iyice kendini hissettirdiği bugünlerde grip ve nezle başta olmak üzere birçok hastalık kapıyı çalıyor. Onlardan biri de orta kulak enfeksiyonu. Çoğunlukla üst solunum yolu enfeksiyonunun neden olduğu ve bakterilere bağlı gelişen orta kulak enfeksiyonu, kendini özellikle şiddetli kulak ağrısı ve ateş ile belli ediyor. Oysa orta kulağımızda bir başka enfeksiyon riski daha var ki ona Kronik Otitis Media yani kronik orta kulak enfeksiyonu deniliyor ve bu enfeksiyon diğerinin aksine dayanılmaz bulgular vermediğinden çok da önemsenmeyebiliyor. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Murat Ünal, sinsice gelişen Kronik Orta Kulak Enfeksiyonunun ‘3 aydan daha uzun süren kulak akıntısı, işitme kaybı ve kulak zarında yırtılma’ olarak tanımlanabildiğini belirterek “Bunun iki ana tipi var; birinin komplikasyon oluşturma riski az ancak diğeri ilerleyici ve kulağın içinde bulunduğu kemiği tahrip ederek ciddi komplikasyonlara yol açıyor” diyor.

Reklam
Reklam

Yüz felcinden beyin apsesi ve sağırlığa!

Kronik orta kulak enfeksiyonunun sinsi ve tehlikeli bir hastalık olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Murat Ünal, ihmal edilip tedavi edilmediği taktirde işitme kaybı, denge bozuklukları, menenjit, yüz felci, beyin apsesi başta olmak üzere kafa içi ve boyun bölgesinde çeşitli hastalıklar ve kalıcı fonksiyon kayıplarına neden olabildiğini vurguluyor. Kronik orta kulak enfeksiyonunun tanısının muayene, işitme tetkikleri ve radyolojik inceleme yöntemleri ile konulduğunu söyleyen Prof. Dr. Murat ünal, tedavisine yönelik de “Temelde kulak ameliyatı ile zardaki deliğin kapatılması, kemikçiklerde (çekiç, örs, üzengi) kopukluk varsa onarılması, kulağın içinde yer aldığı kemikte ilerleme varsa bu bölgelerin temizlenmesi ve komplikasyonlara doğrudan müdahale sayılabilir. Ancak özellikle 60 yaş üstü hastalarda kulaktan sık akıntı gelmiyorsa, kuru bir kulaksa takip ve işitme cihazı ile işitme rehabilitasyonu önerilebilir” diyor. Küçük çocuklarda ise basit zar yırtıklarının buluğ çağına kadar takip edilebildiğini, gerekirse cerrahi müdahalede bulunabileceğini belirten Prof. Dr. Murat Ünal “Cerrahi girişimler mümkünse akıntı olmayan, kuru kulakta yapılır. Ancak bazı hastalarda bunu sağlamak mümkün olmayabilir, bu durumlarda akıntının daha az olduğu bir dönemde operasyon yapılması daha uygun olur” diyor. Kulak zarı onarımındaki başarının yüzde 90’ı bulduğunu belirten Prof. Dr. Murat Ünal, operasyondan sonra genelde bir iki gün hastanede yatıldığını, bir ay içinde iyileşme sağlandığını söylüyor.

Reklam
Reklam

Su kaçırmayın!

Kulak akıntısının yoğun olduğu dönemlerde doktor kontrolünde uygun zaman ve uygun dozda kullanılan kulak damlalarının herhangi bir zarara yol açmazken, su ile temastan ise kaçınılması gerekiyor. Öncelikle zarda bir delinme oluştuğunda, banyoda, havuz ve deniz gibi su ile doğrudan temasın olduğu ortamlarda o kulağın korunması çok önemli. Prof. Dr. Murat Ünal kulak ameliyatından üç ay sonra herhangi bir üst solunum yolu enfeksiyonu yok ise uçağa binilebileceğini belirtirken; deniz, havuz ve banyo gibi doğrudan su ile temasın ise 6 ay sonra başlayabileceğini söylüyor. Ancak ilk bir yıl dalıştan uzak durmak gerekiyor.

Anahtar Kelimeler: