Petrol fiyatlarındaki dalgalanma ve Türk Lirası’nın değer kaybetmesiyle, zaten kabarık olan enerji faturamızın bu yıl daha da şişme olasılığı var. Bazı uzmanlar, 2013 yılı için belirlenen 60 milyar dolarlık enerji ithalatı öngörüsünün, yaklaşık 2 milyar dolar daha fazla çıkabileceğini söylüyor.
TÜRKİYE, geçen yıl enerjiye 60.1 milyar dolar ödedi. IMF’e göre bu rakam 2017 yılında 70 milyar doları geçecek. Bir yandan Kuzey Irak gibi bölgelerden daha ucuz enerji kaynaklarının Türkiye’ye getirilmesi konuşulurken, diğer taraftan giderek artan enerji ithalat faturası dikkat çekiyor. Faturanın şişmesindeki en önemli etken petrol fiyatlarındaki artış olmasına karşın, Türkiye’nin doğalgaz ithalatındaki yapısal sorunlar da etkili oluyor. Temel üç gaz kaynağı Rusya, İran ve Azerbaycan olan Türkiye, en pahalı gazı İran’dan alıyor. Türkiye’nin bin metreküp için şu anda Azerbaycan’a yaklaşık 320 dolar, İran’a yaklaşık 490 dolar, Rusya’ya ise yaklaşık 420 dolar ödediği kaydediliyor.
YÜZDE 2 YERLİ
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), bu yıl için doğalgaz tüketim tahminini 47.6 milyar metreküp olarak (bcm) belirlemişti. Bu tüketimin yaklaşık yüzde 57’si Rusya’dan, yüzde 18’i İran’dan, yüzde 9’u Azerbaycan’dan, yüzde 14’ü ise spot LNG yoluyla karşılanırken, yalnızca yüzde 2’si yerli üretimden sağlanıyor. Fiyat farkı nedeniyle, ithal gazların tüketimi karşılama oranı ile toplam fatura içindeki oranı da değişim gösteriyor. Örneğin İran gazı tüketimin yüzde 18’ini karşılarken, faturanın yüzde 20’den fazlasını oluşturuyor.
KÜRT GAZI
Türkiye’nin her yıl yaklaşık 20 milyar dolar olan doğalgaz faturasını düşürmek için alternatif kaynaklara yönelmesi gerektiğini vurgulayan bir doğalgaz uzmanı, burada da en büyük fırsatın Kuzey Irak ve İsrail’de olduğunu dile getiriyor. Kürt ve İsrail gazının, mevcut fiyatların yarı fiyatına Türkiye’ye gireceğini herkesin bildiğini kaydeden söz konusu yetkili, şöyle devam ediyor: “Kamu, bu ucuz fiyatları kamu emsal göstererek, Rusya ve İran’la doğalgaz fiyatlarını aşağı çekebilir. Gazın gazla rekabeti konusu BOTAŞ’ın uluslararası anlaşmalar çerçevesinde vardır. İsrail ve Kürt gazının Türkiye pazarına girmesi, Rusya ve İran’a karşı elini çok güçlendirecektir.”
TANAP’ta yeni senaryo
2018 yılında devreye girmesi planlanan Trans Anadolu Boru Hattı’nın (TANAP) ise Türkiye’ye ilk etapta sadece 6 milyar metreküp gaz sağlaması öngörülürken, kulislerde dolaşan bilgiler, bu hattan Avrupa’ya verilmesi planlanan 10 bcm gazın yaklaşık 8 bcm’inin de Türkiye’de kalabileceği yönünde. Socar’ın İGDAŞ özelleştirmesi ile ilgilendiğini kaydeden enerji sektörü yetkilileri, “Socar İGDAŞ’ı alacak olursa, 6 bcm’i Türkiye’ye bıraktıktan sonra 10 bcm’i Avrupa’ya götürmesi hiç mantıklı olmayacak. Çünkü gazı Avrupa’ya aynı veya daha ucuz fiyattan satarken, taşıması daha maliyetli olacak. İGDAŞ ve Trakya çanağında tüketmesi çok daha mantıklı. 6 bcm’i BOTAŞ’a devrederler, 8 bcm rahat şekilde Türkiye’de kalır. Böylece en az 14 bcm gaz TANAP’tan Türkiye pazarına girebilir” dedi. Ancak bir başka yetkili ise TAP’ın (Trans-Adriyatik Boru Hattı) TANAP’ın bir ayağı olduğunu ve TANAP’ın temel hedeflerinden birinin Avrupa’ya gaz götürmek olduğunu kaydederek, böyle bir senaryonun gerçekleşmeyeceğini savundu.
Yüzde 25 düşebilir
Hazar Strateji Enstitüsü Enerji Araştırmaları Merkezi Uzmanı Fatih Macit, Türkiye’nin İsrail, Kuzey Irak gibi alternatif kaynaklara yönelerek, doğalgaz birim fiyatını yüzde 25 oranında aşağı çekebileceğini söyledi. Macit, 2020’den sonra Rus ve İran anlaşmalarının süresinin dolduğuna dikkat çekerek, “Rusya ve İran’la yaptığımız uzun vadeli anlaşmalar var. Belli bir gaz alacağız diye taahhütte bulunmuşuz, alsak da almasak da ödüyoruz. Fazla bir pazarlık şansımız yok. Ancak bölgede alternatif kaynaklar oluşuyor. Türkiye, Avrupa ülkelerine göre en ucuz gazı almıyor ama en ucuz tüketen ülkelerden bir tanesi.(HÜRRİYET)