Yılda 25 milyon yolcunun can güvenliğinden sorumlu olan hava trafik kontrolörleri, yoğun stres altında görev yapıyor. Uçakları yönlendirirken yapacakları en küçük hata faciayla sonuçlanabilen trafik kontrolörlerine kişi başına 2 saatte ortalama 60 uçak düşüyor.
Ömürlerinin yarısını 45 metre yükseklikteki bir kulede, 110 metrekarelik dar ve kapalı bir alanda geçiren Atatürk Havalimanı Uçuş Kontrol Kulesi çalışanları, yoğun stres altında görev yapıyor. Kulede vardiyalı olarak 24 saat boyunca 100 hava trafik kontrolörü görev yapıyor. Mesaiye saat 08.30'da başlayan ilk ekip, görevi saat 21.00'de ikinci ekibe devrediyor. Ancak görevi devreden görevli oradan hemen ayrılmıyor. Yeni gelen görev arkadaşı o anki trafiğe adapte olana kadar bekliyor. Büyük bir fedakarlık örneği sergileyen gökyüzünün isimsiz kahramanları, gün içinde 900 uçağın iniş kalkışını, yolcuların can güvenliği içinde seyahat etmesini sağlıyor.
2 SAATTE KİŞİ BAŞINA 60 UÇAK
Mola verme, kuleden ayrılıp yemeğe gitme gibi lüksleri olmayan hava trafik kontrolörlerinin sürekli radar ekranlarına baktıkları için gözlerini ve zihinlerini dinlendirmeleri gerekiyor. Bu yüzden yol kontrol ünitesinde çalışanlar, 2'şer saat dinlenerek hava trafiğinin düzenli şekilde yönlendirilmesini sağlıyor. Bu süre içinde her kontrolör ortalama 60 uçağa yönlendirme hizmeti veriyor, çeşitli milletlerden pilotlarla konuşuyor. İki saatten fazla ekrana bakmak, İngilizce teknik terimler kullanan pilotlarla anlık kritik görüşmeler yapan hava trafik kontrolörlerini telafisi imkansız hatalara sürükleyebiliyor.
Yol kontrol ünitesinde çalışan hava trafik kontrolörleri, uçakları "son yaklaşma" tabir edilen mesafede inişe 20 dakika kala devralıyor. Her uçağın pilotuna o anda havalimanı üzerindeki uçak trafiği ve muhtemel riskler konusunda ayrıntılı bilgi veriliyor. Zaman zaman yüksek irtifada veya inişte "air miss" tabir edilen hava öpücüğü anlamına gelen yakın geçişler oluyor. Örneğin iki uçan 100-200 metre yakın mesafede geçiş yapabiliyor. Bu durumda hava trafik kontrolörü devreye girerek, yen vektörler vererek uçakların çarpışmasını önlüyor. Bunun yanı sıra, gelişmiş teknolojiye sahip uçaklarda bu tür yakın geçişleri ikaz eden uyarı sistemi bulunuyor.
SMURT PROJESİ DEVREDE
Göz yorucu yeşil renkli yuvarlak radar ekranları yüzünden sıkıntılı anlar yaşayan hava trafik kontrol merkezinde büyük bir değişim yaşanıyor. İlk kez görüntülenen bu sistem, Ulaştırma Bakanlığı'nın üzerinde titizlikle durduğu Smart projesinin getirdiği yenilikleri içeriyor. Bunun ilk uygulaması Atatürk Havalimanı uçuş kontrol kulesinde hayata geçirildi. Yeşil yorucu ekranlar yerine hava trafiğini daha net algılamayı ve uçakları daha kolay yönlendirmeyi sağlayan LCD ekranlar devreye girdi. "Smart" projesine geçişin ilk adımı olan bu değişim devam ederken, eski sistem de takviye olarak kullanılmaya devam ediyor. Smart projesi tamamlandığında Türkiye üzerindeki bütün hava trafiği Ankara'daki tek merkezden yönlendirilecek.
Kulenin en üst kısmında hava ve apron trafiğini görerek yönlendiren meydan kontrol ünitesi bulunuyor. Burada uçakların inişinden park alanına yanaşmalarına kadar bütün aşamalar görevlilerin anlık ve titiz yönlendirmelerine ile gerçekleşiyor. Apronda ve pistlerde yaşanması muhtemel tehlikelere karşı gereken uyarıdan buradan yapılıyor. Örneğin pistte yürüyen bir insan görüldüğünde, meydan kontrol yerdeki ekipleri harekete geçiriyor, başı boş gezen insan bir araçla güvenlik şekilde pistten alınarak tehlike bertaraf ediliyor.
25 MİLYON YOLCUNUN YÜKÜ OMUZLARINDA
Atatürk Havalimanı'ndan bir yıl içinde geçen yaklaşık 25 milyon yolcunun can güvenliği hava trafik kontrolörlerinin iki dudağı arasında bulunuyor. Hava trafik kontrolörlüğü çok büyük dikkat, sabır ve yoğun strese dayanıklı olmayı gerektiriyor. İyi bir hava trafik kontrolörü 5 yılda yetişiyor. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Hava Trafik Kontrolörlüğü Bölümü'nden her yıl 10 mezun geliyor. Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü de açığı kapatmak için kendi bünyesinde verdiği eğitimle, her yıl 100 hava trafik kontrolörü yetiştiriyor. Buna rağmen hava trafik kontrolörü açığı devam ediyor.
Ömrünün 18 yılını uçuş kontrol kulesinde geçiren ve bir pilotla evli olan Vildan Sakarya, eşinin sesini uçaktan yapılan ilk anonstan tanıdığını ifade ederek, "Tabii burada karı-koca muhabbeti yapmamız imkansız. Bütün diğer pilotlarda olduğu gibi eşimle de İngilizce konuşuyorum. Vektörleri ve yaklaşma değerlerini veriyorum. Yani 'bey akşam gelirken, 1 kilo et, 2 kilo domates al' deme şansım yok" dedi.
Eşiyle tanışmasının hikayesi de hayli ilginç olan Sakarya, tanışmalarını şöyle anlattı:
"Bundan 13 yıl önce bir görev için uçakla İstanbul'dan İzmir'e gidiyordum. Bu benim görev uçuşumdu. Teknik ekipten olduğum için ben de kokpistte seyahat ediyordum. Orada hayatımın kaptanı ile tanıştım. Daha sonra onu frekansa girdiği, kule ile konuştuğu zamanlar takip ettim. Daha sonra bana çıkma teklif etti ve evlenmeye karar verdik."
NASIL HAVA TRAFİK KONTROLÖRÜ OLUNUR?
Hava trafik kontrolörü olabilmek için öncelikle bu mesleğe gönül vermek gerekiyor. Daha çok Eskişehir Anadolu Üniversitesi Hava Trafik Kontrolörlüğü Bölümü veya DHMİ eğitim kurslarını bitirenler tercih ediliyor. Bunun yanı sıra çok iyi İngilizce bilmek, strese dayanıklı olmak, dikkat eksikliği hastası olmamak aranan şartlar arasında. Yükseklik korkusu olanların ise bu mesleği yapma şansları çok az. Ancak bu korkuyu yendiklerini psikologlar denetiminde kanıtlayanlar mesleğe adım atabiliyor.