Dünyanın en kutsal varlıkları hiç kuşkusuz anneler… Bir an bile düşünmeden dünyayı önünüze serebilen annenize Anneler Günü’nde en fazla ne hediye edebilirsiniz ki? Aldığınız hangi hediye onun size verdiği hayatla eşdeğer olabilir? İşte 35 yaşındaki Selma Ulu’nun annesine hediyesi tam anlamıyla “ hayat” oldu.
Büyük bir fedakarlık örneği gösteren Selma Ulu son dönem böbrek yetmezliği yaşayan annesine böbreğini verdi. Bu eşsiz hediyenin ayrıntıları mynet.com’da…
“Ameliyatta yapılan bir hata tüm hayatımızı değiştirdi” diye başlıyor Selma Ulu sözlerine… Ayhan Ulu geçtiğimiz yıl böbreklerindeki bir rahatsızlık nedeniyle ameliyat oldu. Ulu ailesinin iddiasına gören ameliyat sırasında gerçekleşen bir hata sonrasında Ayhan Ulu’da son dönem böbrek yetmezliği gelişti. Tedavisi içinse tek şansları vardı: Böbrek nakli. Nakil için araştırma içerisine giren Ulu Ailesi, Acıbadem International Hastanesi Organ Nakli Merkezi’ne başvurdu.
“Annemin sağlığı için böbreğimi vermek istedim”
Ayhan Ulu’nun 7 çocuğundan biri olan Selma Ulu, yaşadıklarını “ Annemin böbrek yetmezliği nedeniyle yaşadığı sorunlara çok üzülüyordum. O acı çektikçe benim de canım yanıyordu. Nakil sırasında yıllarca bekleme ihtimali beni çok üzdü. Nakil beklerken diyalize girecek olması da beni çok korkuttu. Hocalarımız annemin hiç diyalize girmeden nakil olmasının çok daha sağlıklı olacağını söylediler. Annemin sağlığına bir an evvel kavuşabilmesi için ben böbreğimi vermeye gönüllü oldum” diye anlatıyor.
Vakit kaybetmeden nakil oldu
Elbette ki nakil olabilmek için sadece gönüllü olmak yetmiyor. Aynı zamanda vericinin böbreğinin ve kan değerlerinin alıcıyla uyumu da gerekiyor. Selma Ulu hızlı bir şekilde detaylı incelemeye alındı ve yapılan tetkiklerde nakil için uygun oldukları ortaya çıktı. Hiç vakit kaybetmeden Acıbadem International Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Berber ve ekibi tarafından gerçekleştirilen operasyonla Selma Ulu’nun böbreği 55 yaşındaki annesi Ayhan Ulu’ya nakledildi.
İlk cümlesi “ Annem iyi mi?” oldu
Nakilden önceki gece anne kızın gözüne bir an olsun uyku girmedi. Özellikle Anne Ayhan Ulu kızına bir zarar gelir korkusuyla gözyaşlarına hakim olamayıp sık sık ağlıyordu. Ameliyattan sonra Selma Ulu’nun ilk sorusu şu oldu: “ Annem iyi mi?”. Kendi böbreğinin annesine uymamasından korkan Selma Ulu, “Annem için hem çok üzülüyor hem de sağlığına kavuşamamasından korkuyordum“ diyor.
Organ bağışının önemini bir kez daha anladılar
Nakilden kısa bire sonra birbirlerine kavuşan anne kız başlarına gelen ilginç bir olayı da paylaşıyorlar. Selma Ulu bundan 7 yıl önce organlarını bağışlama kararı alıyor. Annesi ise bu duruma tepki gösteriyor, kızının bu kararını desteklemiyor. Ama kader onlara organ bağışının ve naklinin yaşadıkları bu acı deneyim sonrasında ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
“Sen bana bir hayat hediye ettin”
Normal şartlarda acıya hiç dayanamadığını söyleyen Selma Ulu, ”Annemin yaşadıklarını görünce çekeceğim tüm acıları unuttum. İyi ki de unutmuşum. Ben bir evlat olarak annem için elimden gelen her şeyi yaptım. İnşallah ileride benim de bir evladım olur ve benim anneme verdiğim değer kadar o da bana değer verir “ diyor. Anne Ayhan Ulu ise kızına olan minnettarlığını şu cümlelerle ifade ediyor, “Sen bana yeni bir hayat hediye ettin canım kızım. Sana çok teşekkür ederim.”
Prof. Dr. İbrahim Berber: Canlıdan nakillerde dünya birincisiyiz ama amaç, kadavradan nakli artırmak
Ameliyatı gerçekleştiren Acıbadem International Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Berber ise ülkemizde kadavradan organ bağışının çok az olduğunu ve bu nedenle insanların yakınlarına böbreklerini verdiğini belirtiyor. Prof. Dr. Berber, “Gelişmiş ülkelerde kadavradan organ bağışı milyon nüfus basına 20- 30 iken bizim ülkemizde bu oran milyonda 4- 5 civarında. Ülkemizde her yıl son dönem böbrek yetmezliği sayısı artıyor. Buna karşılık kadavradan organ bağışı maalesef hep sabit seviyede. Halbuki bizim şu anda kadavra bekleme listesinde yaklaşık 22 bin böbrek bekleyen hastamız var. Son dönem böbrek yetmezliği hastası ile 60 bin civarında. Tüm bu rakamlara rağmen kadavradan organ bağışı sayısı artmıyor. Son yıllarda ülkemizde Sağlık Bakanlığı’nın da büyük desteğiyle nakil sayılarında artış meydana geldi. Bu artışın nedeni ise canlıdan yapılan nakiller. Kadavradan organ bağışı hep yatay, ama canlıdan organ bağışı hep artıyor. Canlıdan organ bağışında ülkemiz dünyada birinci sırada. Gelişmiş ülkelerde yapılan nakillerin yüzde 80’i kadavradan yüzde 20’si canlıdan bizde ise tam tersi. Ancak biz kadavradan nakillerde üst sırada olmak istiyoruz. Çünkü canlıdan bağış demek sağlıklı bir insanı yakınının hayatını kurtarmak için ameliyat etmek demek. Kadavradan organ bağışı olsa böyle bir ameliyata ihtiyaç duyulmayacak. Canlıyken çok fedakarız ama kadavra olunca maalesef kimse vermiyor” diye konuşuyor.
“Bu sefer fedakarlığı anne değil kızı yaptı”
Kızının annesinin yaşadığı sıkıntılara dayanamayıp böbreğini verdiğini söyleyen Prof. Dr. İbrahim Berber, “ Eğer Ayhan Ulu nakil olmasaydı haftada 3 defa diyalize girmesi gerekecekti. O zaman da yaşam kalitesi bozulacak, her istediğini yiyemeyecek, istediği gibi gezip dolaşamayacaktı. Hiç kuşkusuz diyaliz hayat kurtarıyor, ama nakil çok daha üstün bir tedavi. Bu nedenle imkanı olan herkesin mutlaka nakil olması gerekiyor. Biz hep anneleri fedakar olarak biliriz. Genelde verici olan annelerdir. Şimdi ise tam tersi bir durum yaşandı ve kızı annesine organ vererek annesine hayat hediye etti. Bağışlanan bir organ değil yepyeni bir hayattır” dedi.