Covid-19 pandemisiyle birlikte toplumsal sağlık 21. yüzyılın en önemli konusu haline geldi. Sağlık denildiğinde ise akla ilk olarak, en çekinilen hastalıklar arasında yer alan kanser geliyor. Toplumda görülme sıklığı her geçen gün artan kanser hastalığı ile baş etmek için gerekli hayat tarzı değişikliklerine gitmek, sağlıklı beslenmeyi ve hareketli bir yaşamı benimsemek en önemli faktörler olarak gösteriliyor. Tıbbi Onkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Teoman Yanmaz,”1-7 Nisan Kanser Haftası” öncesinde kanser türleri ve korunma yöntemleri hakkında bilgiler vererek önemli uyarılarda bulundu.
Tüm dünyada ve ülkemizde meme ile akciğer kanseri en sık görülen türler olurken Türkiye’de son yıllarda kalın bağırsak kanseri de artış göstermektedir. Kalın bağırsak kanserindeki artışın en temel sebebi beslenme tarzımızın değişmesidir. Çünkü bu kanser türü tükettiğimiz gıdalar ve hazırlanma koşulları ile yakından ilişkilidir. Giderek artan fast food alışkanlıkları, tencere yemeklerinin daha az tüketilmesi, işlenmiş ve yağlı yiyeceklerin tercih edilmesi kalın bağırsak kanserine her yıl daha fazla sayıda insanın yakalanmasına yol açmaktadır.
Özellikle meme ve kalın bağırsak kanseri olmak üzere birçok kanserde obezitenin önemli bir rolü vardır. Obezite hastalarında kanser daha fazla görülmektedir. Bu kişilerde insülin direnciyle birlikte kanserin tetiklendiği düşünülmektedir. Ayrıca kanser hastalığını atlatan kişilerin kilo alması, özellikle meme kanseri olmak üzere birçok kanserin tekrarlama riskini artırmaktadır. Bu sebeple obezite hastaları kilo vermeye, beden kitle indeksi normal bireyler de ideal kilosunu korumaya özen göstermelidir.
Geçtiğimiz yılın Dünya Kanser İstatistikleri’ne göre; her 5 kişiden biri yaşamı boyunca kansere yakalanırken, 8 erkekten ve her 11 kadından 1'i de kanser nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Dünyada ve ülkemizde kanser görülme sıklığı hızla artarken genetik faktörlere ek olarak çevresel etkenler bu tabloda önemli rol oynamaktadır. Oysa genel olarak yapılacak yaşam tarzı değişiklikleriyle kanser hastalıklarının 3’te birinden korunmak mümkündür.
Kişinin henüz hastalıklarla karşılaşmadan sağlığını korumaya özen göstermesi gerekmektedir. Burada düzenli sağlık kontrollerinin yaptırılması öne çıkmaktadır. Erişkinler 30-35 yaşından itibaren yılda 1 kez doktor kontrolüne mutlaka gitmelidir. Bu sayede özellikle kanserden korunmak mümkün olabilmektedir ancak diğer hastalıklar için de semptomlar gelişmeden mevcut tablonun ortaya konulması, ilerleyen süreçte tedavinin başarı oranını da fazlasıyla artırmaktadır. Bu sayede erken fark edilen hastalıkların ciddi sorunlar haline gelmesine de engel olunabilmektedir. Herkesin aile hekimine ya da bu konuda uzman bir doktora görünerek belirli testlerden geçmesi hayat kurtarıcı olabilmektedir.
Merkezimize başvuran hastaların yaklaşık %80-85’inde aile genelinde kanser hastası olmamasına rağmen bu hastalığın geliştiği görülmektedir. Bu gerçekten hareketle kişinin ailesinde kanser görülmemesi, kendisinin de bu hastalığa yakalanmayacağı anlamına gelmemektedir. Kanserde hayat kalitesi ve sağ kalım açısından son derece önemli olan erken teşhis için tarama testlerinin yapılması çok önemlidir. Özellikle bazı yaygın kanser türleri konusunda daha hassas olunmalıdır. Örneğin kadınların 40 yaşından itibaren mutlaka meme kanseri için mamografi çektirmesi ve doktor muayenelerini planlanması gerekmektedir. Jinekolojik kontrollerin de aksatılmaması önerilmektedir. Hem kadınlar hem de erkekler için kolon kanseri açısından 45- 50 yaş aralığında başlamak üzere kolonoskopi veya diğer tetkiklerini yaptırılması gerekmektedir. Erkeklerin prostat kanserine karşı 50 yaşından itibaren üroloji uzmanına düzenli gitmesi önemlidir. Akciğer kanseri açısından riskli olan hastalar özellikle de sigara kullanımı öyküsü olan kişiler 55 yaşından itibaren düşük doz tomografi çektirmelidir. Tüm bunlara dikkat edildiği takdirde birçok kanserin erken tanı alması ve riskin ortadan kaldırılması mümkündür. Yani sadece meme, akciğer, kalın bağırsak, prostat kanseri gibi türler için, geçen seneki verilere bakılarak bu hastalıklar erken dönemde fark edildiğinde, tüm kanserin yaklaşık yarısı erken safhada yakalanıp tedavi edilmiş olacaktır.
Son dönemlerde en çok konuşulan konulardan biri de kanser hastalarının pandemi sürecinde dikkat etmesi gerekenlerdir. Kanser hastalarının bağışıklık sistemleri diğer bireylerden daha zayıf ve yetersiz olduğu için hastalıklardan daha fazla etkilenmeleri söz konusudur. Bu konuda maske, mesafe ve hijyen tedbirlerine iki kat dikkat edilmelidir. Özellikle Covid-19 nedeniyle görülebilecek akciğer tutulumu bazı hastaların durumlarını daha da ağırlaştırabileceğinden Covid-19 aşılarında kanser hastalarına öncelik tanınmaktadır. Kanser hastaları mutlaka aşılarını olmalı, hem kendilerinin hem de çevresindeki kişilerin sağlığını korumaya özen göstermelidir.