Süperkahramandı adam resmen; ıspanağı yutuyor, Kabasakal'ın çenesini tek yumrukta dağıtıyordu. Kimimiz yedik ıspanağı, kimimiz ise bu numarayı yemedik; damak tadımızdan ödün vermedik.
Önemli Not: Bu yazı sebzeyi günahı kadar sevmeyen bir Mynet yazarı tarafından yazılmıştır. Yazının yanlı tutumundan tamamen bamya ve pırasa sorumludur.
Annelerin çok kızacağı, veganların vejeteryanların kıl olacağı yazımıza başlıyoruz; sağlığınıza sandığınız gibi yararlı olmayan sebzeleri bir bir ifşa ediyoruz.
Yoksa sizde mi biber dolmasının biberini sıyıranlardan, sadece içini yiyenlerdensiniz? Bunca zamandır haklıymışsınız; bugün sizin gurur gününüz...
Çünkü biber, patates ve patlıcan gibi sebzeleri bünyesinde barındıran patlıcangiller içerdikleri muhteşem vitaminler, inanılmaz tuzlar ve efsanevi sağlıklı karbonhidratların yanı sıra kalp rahatsızlıklarına, şeker hastalığına ve hattâ kansere sebep oluyorlar. Dolmalık biberin size iki çift daha sözü var: Kas seğirmesi ve havale.
İsminin, şeklinin, boyutlarının şirinliğine rağmen küçüklüğünüzden beri bu sebzeyi yemeyi red mi ettiniz? Mide sancısı çekmemiş oluşunuzun ve nefes kokusundan uzak durmanızın sebeplerinden biri de bu inadınız olsa gerek!
Çünkü brüksel lahanasında iki tane kötü huylu madde var. Birincisi raffinoz şekeri. Bu şeker, kalın bağırsağa ulaşıncaya kadar insan vücudunda sindirilemiyor; kalın bağırsaktaysa fermente olup gaz yapıyor. İşte o gaz yüzünden mideniz, bağırsağınız sancılanıyor, karnınız sertleşiyor.
Bir diğer madde de sülfat. Sülfat midenizden ağzınıza ulaşan nefes kokusunun tek sebebi...
_'_'Bak! Küçük ağaç gibi, çok lezzetli bak hadi aç ağzını evladım?'' cümlesini annenizden her duyduğunuzda, ''İyi de ağaç yenmez ki?'' diye düşündünüz ya... İşte o noktada çok iyi düşünmüşsünüz.
Brokoli, aynı brüksel lahanası gibi hareket ediyor vücutta. İçerdiği raffinoz şekeri aynı şekilde gaz ve sertlik yapıyor. Ancak bu sebzede sülfat yok, ağzınızı kokutmaz. Kendisini yemediğimiz kadar, hakkını da yemeyelim.
Bu sebzenin zaten savunulacak hiçbir tarafı da yok...
Kerevizle ilgili can sıkıcı birinci gerçek: Bu sebzenin besin değeri çok çok düşük. Yani kereviz çiğneyerek zayıflama imkanınız, -sanıldığının aksine neredeyse sıfır.
İkinci gerçek: ABD Tarım Bakanlığı tarafından yapılan denetlemede, Amerika'daki kerevizlerin %68'inde Pestisit (haşere ilacı) kalıntısına rastlanılmış. Türkiye'de ne kadar farklıdır sizce? Haberiniz olsun.
Mısır, rengi dolayısıyla sebze-sevmeyenlerin dahi sempati duyduğu bir sebze. Eyvallah. Ama bu sempatik şeyin de bir takım zararları mevcut, ne yazık ki.
Günümüzde yediğimiz mısırların büyük çoğunluğu, genetiğiyle oynanmış tohumlardan üretiliyor. Bu da demek oluyor ki; her mısır yediğinizde vücudunuza hiç farkında olmadığınız proteinleri alıyorsunuz, hiç farkında olmadan alerjilerinizi azdırıyorsunuz.
Türkiye notu: Türkiye, 2005 yılına kadar mısırda ithalatçı konumundayken, son 11 yıldır ithalat ve ihracat başa baş gidiyor.
Patlıcan, birlikte piştiği besinlerin tadını kolaylıkla içine alır; bu yüzden patlıcan yemekleri 'yemek ayırmayan normal insanlar'ın favorisidir. Şimdi kim normalmiş, kim değilmiş tekrar bakalım!
Patlıcanın diğer besinlerin tadını kolaylıkla alabilme özelliği, doğası gereği bir sünger gibi davranmasında yatıyor. Böyle kuvvetli bir emme gücü, böylesine bir süngerlik mideye girdiğinde biter mi sanmıştınız?
Patlıcan, vücudunuza gerekli sodyumu emen en önemli etkenlerden biri!
''Bezelye yemekleri, bezelye faydaları, bezelye mevsimi, bezelye yetiştiriciliği...'' Google'a yazdığınızda karşınıza çıkan konular genellikle bunlar. Herkes bezelyenin nasıl faydalı olduğundan bahsediyor, sıkıntılı konulardan bahsetmek de bize düştü demek...
Bezelye, _aynı patates ve mısırın olduğu gibi
_ nişastalı ve glisemik bir sebzedir. Bu da demek oluyor ki bezelye kilo yapar, bezelye kan şekerinizi yükseltir. - - - - - -
Sebze dostlarına 'sevdanın son vuruşu'nu yapmadan evvel, iğneyi kendimize batıralım; fast-food'ların yanında bayıla bayıla yediğimiz sebzeden bahsedelim.
Evet, patates potasyum ve C vitamini bakımından oldukça zengin; çok faydalı. Ama faydalı kısmını yemek yaparken, kızartırken söküp atıyoruz; patatesin sağlığa yararlı her özelliğini silip süpürmüş oluyoruz.
Ne yazık ki patatesin vitamini kabuğunda.
A ve K vitamini bakımından çok zengindir, kanser savuşturan özellikleri vardır, demirlidir, harikadır... Ancak yalnızca doğal ve organik ortamda yetişmişse böyledir ıspanak!
Günümüz tarım anlayışı, ilaçlamalar, konserveler bu organikliği yok ediyor, ıspanağı zararlı hale getiriyor. ABD Tarım Bakanlığı'nın yaptığı araştırmada konserve ıspanakların %50'sinde Pestisit (tekrar yazalım: Haşere İlacı!) bulundu, haberiniz olsun. - - - - - -
...aslında böcek ilacı yiyordu.
Haydi geçmiş olsun!
BONUS: İŞİNİZE YARAYACAK 6 MUTFAK TÜYOSU:
---
Kaynaklar: Delish.com, Slice.ca & Bakliyat.web.tr