Çimlerin nasıl büyüdüğünü ta anaokulda öğrenmiş bir nesiliz biz.
Babaannemizin külotlu çorabını sebil etmiştik; toprak yerine kullandığımız talaşın, tohumun, suyun ve güneşin uyumunu çim adamlarda gördük. Bitkilerin de damarları olduğunu, çiçeklerin taç yapraklarının da bu damarlardan nasibini aldığını öğrenmemiz ilkokul yıllarını buldu: Güzelim beyaz laleleri içi mürekkepli su dolu vazoların içine koyduk, günden güne bembeyaz çiçeğin laciverte çalmasını izledik.
Bir deney daha vardı ki düşman başına!
(Kötü kokuyordu, o yüzden.)
Evet, fasulye deneyi!
Fasulye deneyi, ilkokulda bize bitkilerin nasıl büyüdüklerini, küçücük bir tohumdan nasıl serpildiklerini öğretmek için yaptırılan deneylerden biriydi. Bir çay tabağının dibine fasulye, bezelye ve benzeri taneli tohumlardan koyar; üzerini kağıt peçete veya sekize katlanmış tuvalet kağıdıyla kapatır _(resimdeki deneyi yapan arkadaş apartman çocuğu değilmiş anlaşılan, gerçek toprak kullanmış)
_, azıcık da ıslatırdık. Birkaç gün güneşte beklerdi bu düzenek, sonra bir de bakardık gövde çıkmış!
Sadece bakardık tabii; koklamaya kalkmazdık. Hatırlarsanız berbat kokuyordu bu deney :( Ama iyi bir haberimiz de var; ilkokulda kokusuna dayanamadığımız, hemen çöpe attığımız bu deney aslında mutfağımız için çok kullanışlıymış da, resmen farkında değilmişiz!
İşte manavdan bir kere satın alacağınız, sonra sonsuza kadar mutfağınızda yetiştirebileceğiniz bitkiler:
Taze soğanın diplerini bir bardak suya bırakın, bardağı aydınlık bir odaya koyun...
Sonsuza kadar değil belki, ama size sonsuzmuş gibi gelecek bir süre boyunca bardağınızda taze soğan yetiştirmeye devam edeceksiniz. Ne bir toprağa, ne bir saksıya ihtiyacınız var. Sadece su.
Şimdiden ilkokul yıllarımıza döndük, değil mi? Durun, daha neler var!
Aynı soğanda olduğu gibi, sarımsağı da suda ve güneş alan bir ortamda bırakırsanız bir süre sonra yeşillenmeye başladığını, gövde vermeye başladığını göreceksiniz.
Bu gövdenin harika bir tadı var, bilesiniz. Dilimleyerek sosunuza ekleyebilir, kurutarak baharat olarak yemeklerinizde kullanabilirsiniz.
Soğan ve sarımsak ile tamamen aynı işlem.
Ancak soğan ve sarımsağın aksine, Su dolu kabın içinde güneşte bıraktığınız Çin lahanası, birkaç hafta içinde yepyeni bir lahana doğuruyor. Sadece yaprak ve kök de değil üstelik, lahananın tamamı!
Hayır, ne yazık ki yepyeni bir havuç elde etmiyorsunuz...
Yemediğiniz kısmı atmayın; soğan, sarımsak ve lahanada olduğu gibi suya bırakın!
Bu işlemin sonucunda, aynı sarımsakta olduğu gibi tadı müthiş olan bir gövdeye sahip olacaksınız. Dilimleyin; sosunuz, yemeğiniz şenlensin!
Kısa Fen Bilgisi Dersi: Havucun turuncu kısmı, bitkinin köküdür. (Biyoloji bile değil üstelik, fen bilgisi. Yani iyice çocukluktan bilmeniz gerekiyor bunu!)
'İşlem tamamen aynı' demeyeceğiz artık, çünkü tüm maddelerde işlem tamamen aynı.
Sonuç; bahçesiz saksısız topraksız, bir kilo fesleğen fiyatına iki kilo fesleğen! (Kısa not: Suya bırakacağınız fesleğenlerin 3-4 santimetre uzunluğunda olması lazım, unutmayın)
Marulun zaten gövdesini ve yapraklarını dilimlediğimiz için, bu düzenek %100 sonuç alacağınız tipten!
Suya batırdığınızda da oluyor; ancak bu düzeneği bir saksıda denerseniz daha lezzetli oluyor. Marulun dibini en az yarısına kadar saksıya batırın, saksıyı iyi güneş alan bir yere bırakın; birkaç gün içinde tam da ortasından yeni salatalık marullar çıktığını göreceksiniz ;)