Bu sigorta Türkiye'ye de geliyor!

Gelişmiş ülkelerdeki ''bakım sigortası'' Türkiye'ye de geliyor...

Türkiye’nin nüfusu, nüfus artışını destekleyici politikalara rağmen azalma eğiliminde. 2013 yılı itibarıyla 76 milyon 481 bin olan nüfusumuz, TÜİK tahminlerine göre 2050 yılında 93 milyon olacak ve bu tarihten sonra azalmaya başlayacak. Bu azalma bugün Avrupa’nın yaşadığı yaşlı nüfus problemini ilerleyen dönemde Türkiye’nin de yaşayacağını gösteriyor.Milliyet'ten Cem Kılıç'ın haberine göre 2013 yılında 55 yaş ve üstü kişilerin toplam nüfus içerisindeki payı yüzde 15.9. Nüfus projeksiyonlarına göre bu oran 2023 yılında yüzde 20.3 olacak.
Farklı bir projeksiyona göre ise sonuçlar daha da kötü. 2075 yılında Türkiye’de 65 yaş üstü nüfus, toplam nüfus içerisinde yüzde 27.7 paya sahip olacak. Bu oran 2013 yılı için yüzde 7.7. Yani şu an her 100 kişiden yalnızca 7’si 65 yaş ve üstü iken bu sayı 2075 yılında 27’ye çıkacak.

Reklam
Reklam

Yeni sorunlar bizleri bekliyor

Nüfusumuz şu an genç bir yapıda. Peki, yaşlanınca ne olacak? İlk akla gelen sağlık harcamalarının artacağı. Bugün yaşlı nüfus yapısına sahip bütün gelişmiş ülkelerde bu harcamalar artmış durumda.
Sosyal devlet olmanın bir unsuru olarak yaşlılara hakettikleri sağlık ve bakım hizmetlerinin sağlanması gelişmiş modern ülkelerin temel görevlerinden bir tanesi.

Bakım sigortası ne demek?
İşte bu noktada, yaşlanan nüfusun sağlık ihtiyaçlarının giderilmesi ve bunun yanında bakım koşullarının sağlanması adına, “bakım sigortası” uygulamasının gelişmiş ülkelerde kullanıldığını görüyoruz.
Bakım sigortası, primli ve primsiz olarak iki şekilde uygulanıyor. Primsiz uygulama sosyal yardım sistemine benziyor, istenirse uygulamadan kaldırabiliyor. Oysa primli sistem, çalışanın ödediği primlerle ortaya çıkan bir fon şeklinde. Bu fon, yaşlılıktaki ihtiyaçların karşılanması için gerekli bir tutarı karşılıyor. Yaşlılık döneminde daha çok hizmet almak istenirse, örneğin bir görevlinin sürekli sizinle yaşaması gibi, yüksek prim ödeniyor. Basit ihtiyaçlarınızın karşılanmasını istiyorsanız daha düşük prim ödeyebiliyorsunuz. Bu biriken primler 65 yaşından önce kesinlikle kullandırılmıyor.
Özellikle Almanya ve Kuzey Avrupa ülkelerinde bakım sigortası kapsamında örnek uygulamalar var. Nüfusun yaşlı olduğu ülkeler bu sorunu daha önceden görerek önlemlerini almaya başlamışlar.
Almanya başarılı bir model

Reklam
Reklam

Almanya’da bakım sigortasının yaklaşık 20 yıllık bir geçmişi var. Ödenen primler karşılığında yaşlılık döneminde pek çok sosyal hizmetin alınması mümkün. Bakım sigortasından yararlanabilmek için son 10 yılda en az 5 yıl sigortalı olarak prim ödenmiş olması gerekiyor. Primini ödeyemeyecek olanların bakım sigortası primi devlet tarafından karşılanıyor.
Alman sisteminde bakıma muhtaç kişilere evde bakım hizmeti kapsamında dört tip hizmet sağlanıyor; vücut bakımı, beslenme, hareketlilik ve ev işleri. Ayrıca bakıma muhtaç kişinin bu hizmetler için farklı alternatifleri var. Yaşlı isterse doğrudan para yardımı talep ediyor ve ailesinden bir kişinin bu hizmetleri kendisine vermesini sağlıyor. Bunun yerine kişi bu hizmetleri profesyonel bir kişiden almayı da tercih edebiliyor. Bu durumda bakıma muhtaç kişiye herhangi bir ödeme yapılmıyor.

Üçüncü bir alternatif olarak kişi birleştirilmiş bir yapıda hem belirli ölçüde profesyonel bakım hem de belirli ölçüde bazı hizmetlerin karşılığını nakit para olarak alabiliyor. Alman sisteminde bakıma muhtaç kişinin daha iyi bakım hizmeti alabilmesi için evinde bir tadilat yapılması gerekliyse bu da bakım sigortası kapsamında sağlanabiliyor.
Türkİye’de evde bakım

Reklam
Reklam

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı aynı ev içerisinde 24 saat bakım hizmeti vermek kaydıyla bakıma muhtaç derecede engellilere bakan kişilere aylık net asgari ücret kadar ödeme yapıyor. Ancak bu uygulamanın bakım sigortasıyla bir ilgisi yok. Bakım sigortası çok daha farklı bir konu. Birincisi, bakım sigortası kapsamında verilen hizmetler tamamen bireylerin yaşlılıklarını düşünerek ödedikleri prim yoluyla finansman sistemine giriyor. İkincisi bakım sigortasında sadece profesyonel bakım hizmeti değil, aynı zamanda sosyal entegrasyon da sağlanıyor. Bireyin yaşlanması dolayısıyla toplumla ilişkisinin kesilmesi ve tabiri caizse hayattan elini eteğini çekmesi engelleniyor.

Bakım sigortası kurulmalı

Kültürel yapı gereği bakım sigortası Türk toplumunun genel yapısına ilk bakışta çok uyumlu görünmüyor. Türk toplum yapısında huzurevlerinin bile rağbet görmediği ve ailenin büyüklerine genellikle aile içerisinde dönüşümlü olarak bakıldığı bilinen bir gerçek. Ancak, nüfus yapısındaki değişim profesyonel hizmeti artık zorunlu hale getiriyor. Bunun yanında, bu hizmetler için çalışırken prim ödeme yoluyla finansman sisteminin kurulması, hem bireyler, hem de ülkenin ekonomik yapısı için zorunluluk arzediyor.

Reklam
Reklam

Nitekim konu geçtiğimiz yıl gerek SGK gerekse Kalkınma Bakanlığı’nca dile getirildi. Kalkınma Bakanlığı bu konuda birkaç toplantı yaptı, eylem planı içerisinde yer de verdi. Ancak arzu edilen gelişme halen sağlanabilmiş değil. Ben ve benim gibi konuyla ilgili akademisyenlerin gündemde tuttuğu bir konu olmanın ötesine geçemedi.

Aslında SGK kanadında bakım sigortasına olumlu bakıldığını da biliyorum. Önümüzdeki yıl içerisinde Çalışma Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın bu konuyu değerlendirmelerini bekliyoruz.
ABD’de 10 milyon kişi sınırı aşıldı

Amerika Birleşik Devletleri’nde bakım sigortası özel bir sigorta kolu olarak kurulmuş. Yaklaşık 10 milyon Amerikalı uzun dönemli bakım sigortasına sahip. Obama’nın seçim vaatleri içerisinde yer alan bakım sigortasının, Başkan’ın oy yüzdesini artırdığı biliniyor. Özel sigorta mantığı ile işleyen yapıda vergi muafiyetleri ve prim desteği söz konusu. Daha çok sağlık sigortasının tamamlayıcısı olarak düşünülen Amerikan uzun dönemli bakım sigortası, düşük ödemeler ile yüksek kalitede pahalı sağlık ve bakım hizmetlerinin alınmasına imkan tanıyor.

Reklam
Reklam