Bu sözler yalan tek gerçek petrol!

2006: Amerika Birleşik Devletleri’nin Irak’taki petrol yatakları ile hiçbir ilgisi yoktur. Petrol Irak halkınındır.

2003: Irak savaşına petrol için girdiğimiz iddiası absürd bir komplo teorisinden başka bir şey değil

Yukarıdaki sözler artık tarihe ‘asrın yalanları’ olarak geçecek.Bush’un 11 Eylül saldırılarından bile önce petrol devleriyle Irak konusunda planlar hazırladığının anlaşılmasından sonra dün de İngilizler’in savaştan 5 ay önce iki büyük İngiliz petrol şirketiyle Irak’ın petrolleri için görüştüğü ortaya çıktı

Dünyanın en büyük ikinci petrol rezervine sahip olan Irak’a yönelik başlatılan askeri operasyon ABD ve İngiltere tarafından “özgürleştirme harekatı” olarak sunulsa da dünya bu savaşı hep petrol uğruna kan akıtılan bir savaş olarak gördü. Nitekim işgalin üzerinden yıllar geçtikçe İngiltere lideri Blair’in o dönem “Komplo teorisi” olarak nitelendirdiği bu görüş daha da güç kazanıyor. Önce 2005 yılında BBC’nin bilgi edinme özgürlüğü kapsamında ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan aldığı tutanaklar, Bush yönetiminin Irak savaşından hemen önce Irak petrol sahalarıyla ilgili Amerikan petrol şirketleri ile yaptıkları görüşmeleri ortaya koymuştu. Şimdi de İngiliz belgelerinde işgalin ikinci büyük gücünün de gözünün petrolde olduğu görüldü. Bilgi edinme özgürlüğü kapsamında alınan ve İngiliz The Independent gazetesi tarafından manşetten yayınlanan belgelere göre İngiliz Dışişleri ve Ticaret Bakanlıkları ile İngiliz petrol şirketleri BP ile Shell arasında Irak savaşından 5 ay önce Irak petrollerinin paylaşımı konusunda en az 5 üst düzey görüşme yapıldı. Görüşmelerin detaylarını gözler önüne seren binden fazla belge, petrol aktivisti Greg Muttitt tarafından beş yıllık bir süre içinde elde edildi.

Reklam
Reklam

‘Irak her şeyden önemli’
Belgelere göre, Mart 2003’teki işgalin beş ay öncesinde, dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Barones Symons, Blair’in Irak’ta rejim değişikliği isteyen ABD’nin planlarına verdiği destek için, İngiltere’nin enerji şirketlerine Irak’ın dev petrol ve doğalgaz rezervlerinden pay verilmesi gerektiğine inandığını belirtti. BP, Shell ve BG (eski adıyla British Gas) yetkilileri, 31 Ekim 2002 tarihinde bir araya geldi. Belgelerde görüşme hakkında, “Symons, Londra’nın ABD hükümetinde kriz anında verdiği büyük destek düşünüldüğünde, İngiliz şirketlerinin Irak’ta pay alamamasını meşrulaştırmanın zor olacağı konusunda bizimle aynı fikirdeydi” denildi. Sanayi ve Ticaret Bakanı, yapacağı lobi faaliyetleri hakkında Noel’den önce şirketlere bilgi vereceğini belirtti.

‘Kararlıyız, biz de pay alacağız’
Dışişleri Bakanlığı, 6 Kasım 2002 tarihinde BP’yi Irak’taki “rejim değişikliği sonrası süreç”te ortaya çıkacak fırsatlar hakkında görüşmeye çağırdı. Belgelerde, “Irak’ın çok büyük bir petrol potansiyeli var. BP bu piyasaya girmeyi çok istiyor ve siyasi anlaşmalar yüzünden bu fırsatı kaçıracağından endişe ediyor” ifadesi yer aldı. Belgelere göre, Ekim 2002’de yapılan bir diğer görüşmede, dönemin Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu Direktörü Edward Chaplin, “BP ve Shell, uzun vadeli çıkarları bağlamında Irak’tan pay sahibi olmama riskini alamaz. Saddam sonrası Irak’ta, İngiliz şirketleri için adil bir pay elde etmek konusunda kararlıyız” dedi. BP, Irak’ta “hiçbir stratejik çıkarı olmadığı” konusunda ısrarcı davransa da, Dışişleri Bakanlığı ile yapılan özel görüşmede, “Irak’ın uzun bir zamandan beri gördüğümüz her şeyden daha önemli” olduğunu belirtti.

Reklam
Reklam

Sonunda zafer BP’nin oldu

Petrol devi Shell, savaşın başlamasından günler önce, Mart 2003’te, Irak petrolü için İngiliz hükümetiyle görüldüğü iddialarını reddetmişti. İngiliz petrol devi BP, Irak’ta “stratejik hedefleri” olduğunu yalanlamıştı. Ancak Ekim-Kasım 2002 yılına ait belgeler bu açıklamaların tam tersi bir tablo ortaya koydu. Irak işgalinin hemen ardından atılan ve 20 yıl süreyle geçerli olacak imzalar, dünya petrol üretim tarihinin en büyük petrol anlaşmalarıydı. Bu anlaşmalarla Irak’ın petrol rezervlerinin yarısı (60 milyar varil) BP ve Çin Ulusal Petrol Şirketi’nin (CNPC) oluşturduğu konsorsiyuma satıldı. Bu konsorsiyum sadece Irak’ın güneyindeki Rumaila petrol yataklarından yılda 658 milyon dolar kar elde ediyor. Belgelerde yer alan ifadelere göre, BP, Washington’un, Fransız petrol şirketi TotalFinaElf’in Saddam rejimiyle olan mevcut sözleşmesini işgalden sonra iptal etmemesi halinde Fransız holdingin dünyanın en büyük petrol şirketi olacağından endişeliydi. BP yetkilileri, İngiliz hükümetiyle yaptıkları görüşmelerde, dünyanın en büyük ikinci petrol rezervine sahip Irak’ta pay elde edebilmek için, şirketin gerekirse “risk alabileceğini” ifade etti.

Reklam
Reklam