Aydınların Türkiye'de kaderinin böyle olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bunun son örneğinin Nedim Şener olduğunu öne sürerek, "Ağır bedeller ödediler. Aziz Nesin de ödedi, Sabahattin Ali de ödedi, Nazım Hikmet de ağır bedeller ödedi. Vatan hasreti çekti. Bu kadar ağır bir bedel aydınlara başka bir tolumda ödetilmez herhalde." dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul’da Halkevleri tarafından düzenlenen yemeğe katıldı. Ataköy Sheraton Otel’de düzenlenen etkinliğe Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra, Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, CHP Grup Başkanvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, Bakırköy Belediyesi Başkanı Ateş Ünal Erzen, Milletvekilleri, Gazeteci Yazar Uğur Dündar, Oda TV davası tutuksuz sanığı Nedim Şener ve Tiyatro Sanatçısı Müjdat Gezen katıldı. Yemekte Gazeteci Uğur Dündar ve Nedim Şener’e plaket veren Kılıçdaroğlu, plaket töreninin ardından bir konuşma yaptı.
Toplantıya Katılan Nedim Şener’le ilgili dostluklarının eskiye dayandığını belirten Kılıçdaroğlu, aralarında geçen telefon görüşmelerinin Silivri’de Nedim Şener’in karşısına delil olarak çıktığını ifade etti. Kılıçdaroğlu, “Bu ülkede aydınlar, aydınların bedel ödediği bir toplumda bizlere düşen görev daha da ağırlaştırılmış oluyor. Sayın Şener’le tanışmamız eski yıllara dayanır. Telefonda yaptığımız konuşmalar Silivri’de delil olarak önüne konuldu. oysa o görüşmelerde hiçbir suç unsuru yoktu. O bir gazeteciydi. Yolsuzlukları araştırıyordu. Ve ben de bana ulaşan bilgileri ona aktarıyordum. Başka hiçbir suç yoktu. Ama bedelini ağır olarak ödedi. Aydınların belki Türkiye’de kaderi böyle. Ağır bedeller ödediler. Aziz Nesin de ödedi, Sabahattin Ali de ödedi, Nazım Hikmet de ağır bedeller ödedi. Vatan hasreti çekti. Bu kadar ağır bir bedel aydınlara başka bir tolumda ödetilmez herhalde. Ama ne olursa olsun, kim olursa olsun asla ve asla yılmayacağız ve kararlılığımızı sürdüreceğiz. Bu ülke aydınlığa çıkıncaya kadar.” diye konuştu.
Günümüzde aydınlara ve topluma bir baskı söz konusu olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü. “Bugün geldiğimiz nokta da neredeyse cumhuriyet adını bile ağzımıza alamaz noktaya getirmeye çalışıyorlar. Baskılar kuruluyor topluma. Toplum mühendisliği yapılıyor. Ne üzerinden? Medya üzerinden yapılıyor. Toplumun sorgulama yeteneği toplumun elinden alınmak isteniyor. Sadece söyleneni dinleyeceksiniz. Öyle bir toplum yaratılmaya çalışılıyor. Ama aydın sorumluluğu içinde olaylara eğilirsek emin olun bu karanlıkları aydınlığa çıkarırız.
(CİHAN)