Budizm, geçmişten bu yana gelen kadim öğretilerden biridir. İnsanın kimi zaman asıl gücünü kendi içinde, iç dünyasından alabileceğini anlatan ve bunu öğretmeyi amaçlayan bir din öğretisidir. Budizm ve Budistlere dair detayları içerikte bulabilirsiniz.
Budizm, MÖ. IV yüzyılda Hindistan’ın Kuzeydoğu bölgesinden doğan bir dindir. Çin, Japonya, Kore, Moğolistan, Nepal, Sri Lanka, Tayland ve Tibet gibi ülkelerde yayılmıştır. Kendi iç dünyasına dönen, duygularını gizleyen, ahlaken temizlenmeye ve arınmaya çalışan, insanları eşit görme gibi içerisinde yaşam duygularını barındıran Budizm dini diğer yanda da canlılara sevgi ve şefkat duyma duyguma ilkelerine dayanan felsefik- teolojik bir harekettir.
Budist ise 500 milyon yıldır yaşayan Budizm dinini benimseyen, bu yolda kendini geliştiren ve bu dinin gerekliliklerini yerine getiren kişilere denir.
Budizmin kurucusunun adı, Siddhartha Gautama’dır. Bu dine inanan insanlar tarafından “aydınlanan, uyanan” anlamına gelmektedir. Gautama, gençlik dönemlerinde sarayda yaşadığı olaylardan dolayı yaşadığı acılardan kurtulmak, başka bir yaşamın olabileceğini düşünerek, acılar karşısında sükûtunu koruyan bir keşiş tarafından gerçek hayatın farklı olabileceğini anlamıştır. Buda, gerçeğe ulaştıktan sonra eserlerini yazmaya ve çevresindeki insanlara bunu ileterek yaymaya başlamıştır. Pali dilinde “dhamma” adı verilen ve Siddhartha, ilk vaazı olan “doktrinin tekerleğini döndürmek” şeklinde açıklama yapmıştır. Böylece tekerlek Budizm’in sembolü haline gelmiştir.
Budizm tarihi MÖ 563-MÖ 483 yıllarına dayanır. Bu din, Kuzey Hindistan’daki Himalaya dağlarının eteğinde küçük bir bölgede hükümdarın oğlu olarak doğan Siddhartha Gautama tarafından kurulmuştur. Budizm, coğrafi ve mahallî durumlara göre şekillenmiştir.
Budizm’de asıl unutulmaması gereken, Buda hayattayken ne Budizm bir dindi ne de Buda dinin peygamberiydi. En güçlü dönemini MÖ.273-236 yıllarında Magadha kralı Ashoka'nın döneminde yaşamıştır.
Ashoka döneminde bu din; Suriye, Seylan, Mısır, Makedonya ve Hindistan gibi birçok Güney Asya, Uzak
Doğu ve Orta Asya ülkelerine de yayılmıştır. Budizm görüşünün unutulmaması için dünyanın birçok yerinde kitabeleri bulunmaktadır. Buda, herkesin kendi ışığıyla aydınlanması, kin ve nefretten uzaklaşarak “Nirvanaya” ulaşabileceğini söyledikten kısa bir süre sonra ölmüştür.
Buda’nın ölümünden sonra öğrencileri hocalarından öğrendikleri öğretileri ve bilgelikleri bir araya gelerek toparlamaya çalışsalar da fazla başarı elde edemediler.
Budizm'in ana hedefi; insan hayatındaki ıstırap, acı ve tatminsizliğin verdiği duygulardan arınarak insanlığın kendi iç dünyasına dönmesi ve gerçeklik ile yüzleşmesini sağlamaktır.
Budizm’de öğretilen ilk çatı, meditasyondur. Bu yöntemle içe bakış yöntemini öğrenirsiniz.
Doğum ve ölüm arasındaki döngü, reenkarnasyon ile sağlanır.
Budizmin Temel Özellikleri
Hayatın acı ve ıstırapla dolu olması
Acı ve sıkıntıların nedeni arzular olması
Acı ve sıkıntılardan kurtulmak için arzu ve isteklerden vazgeçilmeli
Arzu ve isteklerin üstesinden gelmek ‘‘sekiz dilimli yol” ile olması
Keşişler ve rahipler, uzun yıllar boyunca Budizm dinin yayılmasını ve öğretilerini korumaya çalıştılar. İnsanların kendilerini rahat hissedecekleri, Budizm’in felsefesinin temellerini öğretebilecekleri okullar, tapınaklar yaptılar.
Pek çok farklı alana yayılan ve farklı şekillerde tasarlanan Budizm tapınaklarından bazıları şöyle sıralanabilir:
Asılı Manastırı (Hanging Monastery)
Çin bölgesinde bulunmaktadır. 5. yy’da yapılmıştır. 75 metre yüksekliği bulunan manastırın görünüşte asılı gibi gözükse de destekli sütunlar üzerine inşa edilmiştir. 1500 yıldır faaliyetine devam etmektedir.
Taktsang Dzong (Kaplan İni)
900 metre yüksekliğe sahip manastır, Bhutan sembolü olarak ifade edilmektedir. Hikayelerde anlatıldığına göre; Guru Rinpoche bu tepeye Tibet’den dişi bir kaplan üzerinde uçarak gelmiş ve kaplanı evcilleştirmiştir.
Taung Kalat
Burma’da volkanı sönmüş bir tepede yer alır. 777 basamaklı merdiveni çıkarak manastıra ulaşım sağlanabilir.
Punakha Dzong
İki nehrin arasında Pho Chhu ve Mo Chhu bulunmaktadır. Bhutan’ın her köşesinden rahatlıkla görülebilir. Diğer tapınaklardan farklı bir özelliğe sahiplik yapar; bölgenin korunması, devletin yönetimi ve keşişlerin kış evi olma gibi özellikleri ile öne çıkar.
Thikse Manastırı
Manastır 3,600 metre yükseklikte İndus Vadisi’ndedir. Manastırın içerisinde, Budist sanatının örnekleri yer alır.
Lama Tapınağı
Pekin’in Kuzeydoğusunda yer alır. Dünyadaki en büyük Tibet Budist manastırları arasında bulunur. Tibetli ve Moğol keşişler burada yaşamlarını sürdürmüş; öğretilerini bir sonraki kadim insanlara aktararak, günümüze kadar gelmesine destek olmuştur.
Key Gompa (Ki Manastırı)
Tapınak, Spiti Vadisi’ndedir. 4,166 metre yükseklikteki bir tepede Tibet Budist manastırı olarak yer alır. Kale gibi görüntüye sahip olsa da üst üste tapınaklar olacak şekilde dizayn edilmiştir.
Ganden Manastırı
Wangbur Dağının 4,300 metre yüksekliğindeki yerdedir. Ziyaretçilerin uğradığı tapınaklar arasında yerini alır.
Erdene Zuu Manastırı
Moğolistan’daki en antik tapınaklardan biri olma özelliğine sahiptir. 1585’de Abtay Han tarafından yapılmıştır. Tibet Budizminin Moğolistan’a yayılma noktası olmuştur. Tibet, Çin ve Moğol mimarisiyle tasarlanmış üç ayrı binadan oluşan bir tapınak kompleksidir.
Yumbulagang
Tibet’in ilk binası ve Tibet kralının da ilk sarayı olduğu bilinir. Halk tarafından bilinen adı Nyatri Tsenpo, “Ana ve Oğul Sarayı” anlamına gelmektedir.