AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Bugün AB açısından utanç verici diyebileceğimiz bir gelişme var. O da Mısır'da haksız, hukuksuz yere insanlar idam edilirken, gençler sahte iddianamelerle, düzmece mahkemelerle idama gönderilirken Avrupa Birliği, Mısır'da, Arap Birliği ve Avrupa Birliği arasındaki zirveye liderler düzeyinde katılıyor." dedi.
Çelik, AK Parti İl Başkanlığındaki yönetim kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, dünya çapında bir alim olan çok değerli ilim adamı Kemal Karpat'a bir kez daha Allah'tan rahmet dileğinde bulundu.
Karpat'ın çok büyük bir alim olduğunu ve özellikle Batı'da Osmanlı çalışmalarının yayılmasına önderlik edilmesine yeni imkan ve kapılar açmış, büyük bir öncü olduğunu belirten Çelik, ilim dünyasına başsağlığı diledi.
Bugünlerde seçim çalışmalarını yürütürken dünyada da ilginç gelişmeler olduğunu vurgulayan Çelik, şöyle devam etti:
"Bugün tabii Avrupa Birliği açısından utanç verici diyebileceğimiz bir gelişme var. O da Mısır'da haksız, hukuksuz yere insanlar idam edilirken, gençler sahte iddianamelerle, düzmece mahkemelerle idama gönderilirken Avrupa Birliği, Mısır'da Arap Birliği ve Avrupa Birliği arasındaki zirveye liderler düzeyinde katılıyor. AB'nin Venezuela'da ortaya koyduğu tavra baktığınızda, dünyanın çeşitli yerlerinde ortaya koyduğu tavra baktığınızda en azından kendi içinde tutarlı olmasını beklemek herkesin doğal hakkıdır. Kuşkusuz, Venezuela'daki tutumunu son derece yanlış buluyoruz, haksız buluyoruz.
Dünyanın neresinde olursa olsun en küçük olaya, en detay olaya bile karışan, en detay olay hakkında bile bildiri yayımlayan, açıklama yapan AB'nin Mısır'daki idamlar hakkında suskun davranması herkesin dikkatini çekiyor. Tabii şöyle bir şey hatırlıyorum. Darbe gerçekleştiği zaman Mısır'da, daha gerçekleşir gerçekleşmez herkesin beklentisi, AB'nin darbeyi kınaması şeklindeydi fakat darbeyi kınamak yerine yine her zamanki tutumlarını gerçekleştirdiler. Taraflara 'İtidal tavsiye ediyoruz.' diye bir açıklama yaptılar. Arkasından birkaç gün geçtikten sonra da 'Mısır'daki yeni yönetimle, yeni liderlikle çalışmak için heyecanlanıyoruz.' gibisinden açıklamalar geldi."
Çelik, "Taraflara itidal tavsiye ediyoruz." şeklindeki yaklaşımın omurgasız, haklıyla haksız arasında, demokratla darbeci arasında, milletin desteğini almış olanla milletin desteğine silah çekmiş olan arasında ayrım gözetmeyen, bunları eşitleyen bir yaklaşım olduğunu vurguladı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Türkiye'de darbe gerçekleştirmeye kalkıştığı zaman bu itidal tavsiyesini AB'den duyduklarını hatırlatan Çelik, "Türkiye'nin demokratik hükümetinin, demokratik kurumlarının yanındayız, anayasal düzeninin, seçilmiş Cumhurbaşkanı'nın, seçilmiş Başbakan'ın yanındayız, parlamentonun yanındayız." gibisinden bir yaklaşım yerine maalesef taraflara itidal tavsiye eden, seçilmiş hükümetle darbecileri eşitleyen bir açıklama yaptılar." değerlendirmesinde bulundu.
- "Bugünkü görüntü maalesef herkesin içini acıtan bir görüntü"
Çelik, AB-Arap Birliği Zirvesi'yle ilgili, "Bugün ortaya çıkan bu tablonun Avrupa Birliği'nin insan hakları konusunda en çok konuşan liderlerinin, Avrupa Komisyonu Başkanı'nın, AB Konseyi Başkanı Tusk'ın orada olması ve bu görüntüyü vermesi kuşkusuz utanç verici bir tablo ortaya çıkarıyor." ifadesini kullandı.
Çelik, sözlerine şöyle devam etti:
"Halbuki bu zirvenin orada yapılmasına dönük herhangi bir açıklama yapmayacaklarsa en azından dünya bu idamlar gerçekleşmeden önce, bugün o zirve sırasında ve bundan sonrasında bu idamları gerçekleştirenlere karşı ne söyleyeceklerini duymak istiyor, ne yapacaklarını duymak istiyor. Dünyanın her tarafında çeşitli sebeplerle kara para akışıyla ilgili, diğer konularla ilgili, mali konularla ilgili hızlı ve güçlü yaptırımlara imza atanların gencecik insanlar idamlarla kırılırken, haksız yere öldürülürken, bir katliamla karşı karşıya iken sesini çıkarmamaları son derece anlamlıdır.
Şunun da unutulmaması gerekiyor esasında, AB'nin sesinin gücü bir siyasi birlik olmasından kaynaklanıyor. Avrupa Ekonomik Topluluğu iken ekonomik gücü olan AB, birtakım siyasi değerlere evrilerek bu gücünü siyasi güce dönüştürdü. Bugün ise siyasi açıdan tutarlılık beklemek, AB'den güçlü bir yaklaşım beklemek maalesef mümkün gözükmüyor.
Tamamen kendi çıkarlarına göre insan haklarını, hukuk devletini, demokrasiyi bir manivela gibi kullanan yaklaşımlara maalesef son birkaç yıldır imza atıyorlar. Umarız bu yaklaşımlarından vazgeçerler."
Bu yaklaşımlarından vazgeçmeleri için Mısır konusunun AB için turnusol kağıdı olduğuna dikkati çeken Çelik, "Yoksa herhangi bir siyasi değerler bakımından ciddiye alınan birlik olmaktan iyice uzaklaşacaklar, tamamen ekonomik gücü yüzünden dikkate alınan bir birlik durumuna dönüşecekler ve bu kadar zamandır ilerledikleri yol da boşa çıkmış olacak. Bugünkü görüntü maalesef herkesin içini acıtan bir görüntü. AB'nin bundan sonra insan hakları, hukuk devleti konusundaki söyleyeceği sözleri de anlamsızlaştıran bir görüntü." görüşünü paylaştı.
"Avrupa'daki ve dünyanın her tarafındaki demokratlara, hukuka, insan haklarına inananlara bir kere daha Mısır konusunda hassas olmaları yönünde çağrı yapıyoruz." diyen Çelik, gencecik insanların işkence altında suçlarının itiraf ettirildiğini ve göz göre göre ölüme gönderildiklerini, bunlara karşı gerekli yaklaşımın ortaya konulması gerektiğini vurguladı.
Çelik, bugünkü tablonun Avrupa Birliği için utanç kaynağı olduğunu kaydetti.
(Sürecek)