Lübnanlıların inişleriyle Beyrut Refik Hariri Havalimanı bayram yerine döndü.
Lübnanlıları karşılamaya çeşitli partilerden bakanlar ve üst düzey siyasetçiler geldi. İçişleri Bakanı Mervan Şerbil, "Bugün düğünümüz var, bayramımız var" diye konuştu.
Hacıları Türkiye'den alıp Lübnan'a götüren Genel Güvenlik Müdürü Abbas İbrahim de Türkiye'ye, Katar'a ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a dokuz vatandaşının serbest kalmasını sağladıkları için teşekkür etti.
"BUGÜNDEN SONRA NASRALLAH'IN ASKERİYİM"
Serbest kalan rehinelerden Abbas Şuayib, omuzlarına doladığı Hizbullah bayrağıyla Lübnan basınına yaptığı açıklamada, "Beni Direniş Tugayları'nın üyesi olmakla suçluyorlardı. Hizbullah komutanı olmakla suçluyorlardı. Değildim, ama bugünden sonra kendimi Hasan Nasrallah'ın bir askeri olarak görüyorum" dedi.
Şuayib ayrıca Türk pilotları kaçıranlara da teşekkür ederek bu saydede kendilerinin serbest kalması için gerekli müzakerelerin başladığını belirtti.
Tahminen esareti sırasında aldığı bir yara nedeniyle ancak bir baston yardımıyla yürüyebilen bir başka Lübnanlı ise "Durum hayal edebileceğinizden çok daha kötü. Çok ağır bir bedel ödedik" diye konuştu.
"HACI DEĞİL İRAN AJANI"
Suriyeli muhalifler ise hacıların Esad saflarında savaşmak üzere Suriye'ye gönderilmiş yabancı savaşçılar olduğunu savunuyor.
El Cezire'ye açıklama yapan Ubey Şahbendir isimli Suriyeli muhalif aktivist, "Bu sözde hacılar hiçbir şekilde o sırada tesadüfen Suriye'de bulunan masum hacılara benzemiyorlardı. Muhtemelen İran Devrim Muhafızları için çalışan Lübnanlı Hizbullah ajanlarıydılar" dedi. Ellerinde kanıt olmadığını doğrulayan Şahbendir, Hizbullah ve Devrim Muhafızları'nın daha önce de ajanlarını hacı kılığına soktuğunu belirtti.
KADIN TUTUKLULAR NE OLDU?
Üçlü anlaşma kapsamında Esad kontrolündeki cezaevlerinden serbest bırakılması beklenen 200 Suriyeli kadın mahkumun durumunun ne olduğu ise henüz netlik kazanmadı.
Ancak Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, anlaşma kapsamında geçtiğimiz günlerde onlarca mahkumu serbest bıraktığını belirtti.