Bülent Ecevit hayatını kaybetti

İSTANBUL (AA) - Demokratik Sol Parti (DSP) Onursal Genel Başkanı ve eski Başbakan Bülent Ecevit hayatını kaybetti. Doktoru Mücahit Pehlivan, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, Ecevit'in vefat ettiğini belirtti.

Eski başbakanlardan Bülent Ecevit'in ölüm haberi Demokratik Sol Partililer'i (DSP) yasa boğdu. DSP'liler, acı haberi alır almaz Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) önüne akın etti.

GATA önünü dolduran DSP'liler, efsane başkanlarının ardından gözyaşı döküyor. DSP'liler, hastane yetkililerinden gelecek açıklamaları bekliyor.

Reklam
Reklam

GATA VEFAT NEDENİNİ AÇIKLADI

Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nden (GATA) yapılan açıklamada, Bülent Ecevit'in 5 Kasım 2006 günü saat 22.40'da dolaşım ve solunum yetmezliği sonucu vefat ettiği belirtildi.

GATA'dan konuya ilişkin yapılan açıklama şöyle:

"18 Mayıs 2006 tarihinden bu yana GATA Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Başkanlığı Yoğun Bakım Ünitesinde takip ve tedavisi yapılan Sayın Bülent Ecevit'in stabil seyreden solunum ve dolaşım fonksiyonları son bir haftadır giderek bozulmuş ve uygulanan tedavilere yanıt alınamamıştır.

Sayın Bülent Ecevit, 5 Kasım 2006 günü saat 22.40'da dolaşım ve solunum yetmezliği sonucu vefat etmiştir. Türk Milletinin başı sağ olsun."

HAYATI

1925'te İstanbul'da doğdu.

Babası merhum Prof. Dr. Fahri Ecevit Ankara Üniversitesi'nde adli tıp profesörü, 1943-50 arasında Kastamonu milletvekili idi.

Eşi Rahşan (Aral) ile 1946'da evlendi. İkisi de 1944 yılında İstanbul Amerikan Koleji'ni bitirmişlerdi.

1944'te çalışma yaşamına girdikten sonra, işten ayırabildiği zamanlarda Ankara Üniversitesi'nde İngiliz dil ve edebiyatı, Londra Üniversitesi'nde Sanskrit, Bengalce, sanat tarihi bölümlerine devam etti. 1957'de de ABD' de Harvard Üniversitesi'nde sekiz ay incelemelerde bulundu.

Reklam
Reklam

1944'te Ankara'da Basın-Yayın Genel Müdürlüğü'ne İngilizce çevirmeni olarak girdi. 1946-50 arasında Londra'da Türk Basın Ateşeliği'nde çalıştı.

1950-60 arasında "Ulus" gazetesinde, ve "Ulus"un kapatıldığı yıllarda "Yeni Ulus" ve "Halkçı" gazetelerinde, yazar ve yazı işleri müdürü olarak çalıştı. 1954 sonu ile 1955 başlarında ABD"de, Kuzey Carolina'da yayınlanan "Winston-Salem" gazetesinde konuk gazeteci olarak görev yaptı. 1965'de "Milliyet" gazetesinde günlük yazılar yazdı. 1950'lerde "Forum" dergisinin yazı işleri kadrosunda yer aldı. 1972'de aylık "Özgür İnsan", 1981'de haftalık "Arayış", 1988'de aylık "Güvercin" dergilerini çıkarttı.

1957-1980 arasında, önce Ankara, sonra Zonguldak'tan Cumhuriyet Halk Partisi'nin Milletvekili oldu. 1960-61'de Kurucu Meclis üyeliği yaptı.

1959'da CHP Parti Meclisine seçildi. 1966'da, CHP'de başlayan Demokratik Sol Hareketle birlikte, Genel Sekreterliğe seçildi. 1971'de Partisinin askeri yönetimce oluşturulan hükümete katkıda bulunmasına karşı çıkarak bu görevinden ayrıldı. 1972 Mayısında CHP Genel Başkanlığına seçildi. 1980'de, askeri yönetimin siyasal çalışmalarını ve düşünce açıklamasını yasaklaması üzerine, Genel Başkanlıktan ayrıldı ve siyasal yaşama katkılarını "Arayış" dergisiyle sürdürmeye çalıştı.

Reklam
Reklam

1961-65 arasında, İsmet İnönü Hükümetlerinde Çalışma Bakanlığı yaptı. Bu dönemde toplu sözleşme ve grev hakları yasalaştı; sendika özgürlüğü sağlandı; genel olarak çalışma hakları ve sosyal güvenlik genişletildi.

1974'de, Cumhuriyet Halk Partisi ile Milli Selamet Partisi'nin kurdukları karma Hükümetin Başkanlığını yaptı. On ay süren bu ilk Başbakanlığı döneminde, Kıbrıs Barış Harekatı gerçekleşti; haşhaş ekimi yasağı, yasa dışı kullanımı önleyici önlemler alınarak, kaldırıldı; Türkiye'nin Ege'deki hakları gündeme getirildi; açık yüksek öğretim başlatıldı.

1977'de bir azınlık hükümeti kurdu fakat güvenoyu alamadı.

1978'de, Partisinin TBMM'de çoğunluğu bulunmamakla beraber, bazı bağımsız üyelerin ve küçük partilerin katkısıyla bir hükümet kurdu. Bu Başbakanlık dönemi 21 ay sürdü.

12 Eylül 1980 askeri müdahalesinden sonra, askeri yönetime karşı çıkışları nedeniyle üç kez hapse mahkum oldu.

Siyasal haklarından yoksun bırakıldığı yıllar boyunca da siyasal çalışmalarını sürdürdüğü için hakkında yaklaşık 130 dava açıldı.

Reklam
Reklam

Siyasal haklarından yoksun bırakıldığı dönemde, eşi Rahşan Ecevit, Demokratik Sol Partinin kuruluşuna katkıda bulundu ve 1985'de bu Partinin ilk Genel Başkanı oldu.

1987'deki halkoylamasıyla, siyasal haklarına yeniden kavuşunca, DSP Genel Başkanlığına Bülent ECEVİT seçildi. Kısa bir süre sonra yapılan genel seçimlerde Partisi iyi sonuç alamayınca bu görevden ayrıldı. Fakat 1989 başlarında, yerel yönetim seçimlerinin yaklaştığı bir sırada Genel Başkanlık boşalınca toplanan Olağanüstü Kurultay'da yeniden Genel Başkan seçildi. 1991 seçimlerinde de Zonguldak'tan milletvekili seçildi.

Demokratik Sol hareketle ve uluslararası sorunlarla ilgili muhtelif kitapları vardır.

Yazarlığa sanat yazılarıyla başlamıştı. 1950'li yıllarda, çağdaş sanat akımlarına tanıtmak üzere kurulan "Helikon" derneğinin kurucuları arasında yer aldı ve bir süre Sanat Eleştirmenleri Derneği'nin genel sekreterliğini yaptı.

1976'da şiir kitabı yayınlandı. Daha sonra, şiirlerinin çevirileri, kitap olarak, Federal Almanya'da, Sovyetler Birliği'nde, Romanya'da, Yugoslavya'da, Danimarka'da ve İsveç'te yayınlandı.

Reklam
Reklam

T.S. Eliot'un "Kokteyl Parti" adlı şiir dramını Türkçeye çevirdi. İngiliz, Amerikan ve Hind ozanlarından Türkçeye çeviriler yaptı. Lise öğrencisiyken Rabindranath Tagor'dan çevirdiği iki kitap yayınlandı.

1985 yılında Hamburg Üniversitesi'nde bir sömestr ders verdi. Yasaklı olduğu dönemde ve daha sonra başka Avrupa Üniversitelerince ve 1988 ve 1992 yılında muhtelif Amerikan Üniversitelerinde konferanslar verdi.

"ÖZGÜRLÜĞÜ YİTİRDİK DOSTLAR"

Bülent Ecevit, "Özgürlüğün ardından bir ağıt söylev" başlıklı şiirinde, yitirilen bir değerin ardından, kendi yaşamının da temel ögesi olan "umut" ve "sevgi" ile şöyle seslenir:

"özgürlüğü yitirdik dostlar
ardından bir çift sözüm var

havaya benzerdi biraz
varlığı duyulmazdı özgürlüğün
yokluğu dayanılmaz

'saklamayın' derdi özgürlük 'beni kendinize
esirgemeyin beni ellerden
esirgendikçe tükenirim çünkü
paylaşıldıkça çoğalırım ben'

oysa kendimize kalsın diye özgürlük
ona bahçelerde duvarlar ördük
uçup gitti kuş misali bahçelerden
ne eller gördü hayrını ne biz gördük

Reklam
Reklam

'yurttaşlar' derdi özgürlük 'bu devleti
sizler yöneteceksiniz el ele
yaşatabilmek için beni
yaşayabilmek için benimle'

oysa dünyalarımız öylesine küçüktü
devlet öylesine büyük
yönetilmek öylesine rahattı
yönetmek öylesine yük"