Sabah Gazetesi'nin televizyon eleştirmeni Yüksel Aytuğ, bugün ki yazısında Show Tv ekranlarında başlayan "Dünya Güzellerim" programı için, köşesinde bugün bir yazı kaleme aldı...
Aytuğ'un her zaman ki alışkın olunan tarzının dışına çıkan yazısında Aytuğ, şaşırtıcı bir şekilde "Kanıma Dokundu", "Ucube", "Mahalle Paçozları" gibi nitelemelere yer verdi. Hatta Aytuğ, 1 ay boyunca televizyon çekimi yapılacak bir yurtdışı seyahati için Bülent Ersoy, Burcu Esmersoy, Banu Alkan ve Safiye Soyman'ın yanlarına aldıkları valizlere kadar eleştirdi, valizlerin sayısını "görgüsüzlük" olarak yorumlamaktan da kaçınmadı...
Aytuğ'un yazılarını yakından takip edenler, yazım ve eleştiri tarzını bilenler ise, "Dünya Güzellerim" programı için yazdıklarını okuyunca, Aytuğ'un "kanıma dokundu" cümleleriyle devam eden sözlerine anlam vermekte zorlandılar!
DİVA'DAN O SÖZLERE YANIT GECİKMEDİ!
Türk Sanat Müziği'nin Divası Bülent Ersoy cephesinden de, gazeteci Aytuğ'a yanıt, hiç gecikmeden geldi!
BÜLENT ERSOY: "BU YAZIYI YAZDIRAN KARIN AĞRINIZIN BİR SEBEBİ VAR!"
Sn. Yüksel Aytuğ
Büyük bir öfke ve nefretle kaleme aldığınız yazınızı okudum.
Aslında siz her ne kadar aşağılamak adına şahsımı "magazin gülü" olarak nitelendirmiş olsanız da, ben bundan büyük bir mutluluk duydum zira; "Gül" İslam Alemi'nde Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimizi temsil eder ve terinin gül koktuğunun ibareleri vardır inandığımız rivayetlerde... O sığ bilginize öğretici katkım olsun adına yazdım sadece bunları...
Neyse... Ve şimdi gelelim size bu yazıyı yazdıran karın ağrınızın sebebine...
Yaşınız gereği biraz unutkan olabilirsiniz ama, müsaade ederseniz ben zat-ı alinize hatırlatmak isterim!
Geçmiş yıllarda bir televizyon programına başlayacaktınız, şimdi "magazin gülü" diye ifade ettiğiniz kişi olan bendenizi "programa şeref verirseniz beni mutlu edersiniz Sn. Divam" diye bizatihi kendiniz defalarca; ve müşterek tanıdıklarımızı aracı olarak kullanıp, yine defalarca ricacı olup ve de oldurduğunuzu hatırlatırım size!
Pekiii... "güllü" bir kadın ifadesi kullandığınız beni nasıl oldu da yakın geçmişte yapmış olduğunuz o programa "uğurlu ayağınızla lütfen şeref verin Divam" diye, yalvarma noktalarına gelinceye kadar davette bulunan aramalarınız ve aratmalarınız nedendi? O zaman kalite arayışınız seyahate mi çıkmıştı?
BEN BU YAZINIZI KISKANÇLIK VE KIZGINLIK İLE YAZDIĞINIZI ÇOK İYİ BİLİYORUM!
Ama ben bu yazınızı nasıl bir kıskançlık ve de kızgınlık haleti ruhiyesi ile yazdığınızı çok iyi biliyorum! Çünkü tv programınızın ilk konuğu Olmamda ricacı olan size red cevabı verişimin neticesidir bu yazınız!
Ne büyük bir trajedidir ki bilgisizliğiniz ile bavullarımızın sayısının fazlalığını görgüsüzlükle nitelendirmişsiniz!
O KÖŞEYİ HAK ETMİYORSUNUZ!
Bakın Sn. Aytuğ; 1 ayı içeren, hem de Türkiye hudutları dışında çekilecek bir programın çekimleri esnasında, her sahnesinde ayrı ayrı kıyafetler giyerek ve bunların Her birinin ayrı ayakkabısı, çantası, aksesuarları olduğunu ve televizyonun görsel bir show aktarımı olduğundan dahi bi haber olup, bu yargılarda bulunuşunuz da aslında size ayrılan o köşeyi hak etmediğinizin bir göstergesi ve o köşeye büyük hakaret! Çünkü sığ fikirlisiniz. Yaptığınız işin gereksinimlerini bilmiyorsunuz.
SADECE BANA DEĞİL, TÜRK HALKINA DA HAKARET ETTİNİZ!
Aslında bir gerçek de şu ki; bu yazınızla sadece beni ve yapım şirketimi değil, programı izleyip yorumlar yapan, tüm Türkiye'nin yüzde 90 çoğunluğunu kapsayan beğeni ifadeleri ile sosyal medyayı sallayan, Allah Allah'a kaldıran ve 6,5 saat tt listesinden indirmeyen insanların olumlu görüşlerine de hakaret ettiniz!
Cümlelerimi daha fazla uzatmaya gerek görmüyorum; çünkü benim ağzım çok kıymetli! Umarım bu kalem silahşörü edanızla aynı delikanlılığı Türkiye Cumhuriyeti Mahkemeleri önünde de sergilersiniz.
Bülent Ersoy