"Bunu dünyaya nasıl açıklayacaksın"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında, polisin Dolmabahçe'de öğrencilere yönelik sert müdahalesini eleştirdi

Kılıçdaroğlu: Başbakan'a Erdoğan'a "Bunu dünyaya nasıl açıklayacaksın" diye seslendi.

İşte Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları:

76 yılın sonunda hala 4 milyon kadınımız okuma yazma bilmiyorsa bu kadınlarımız seçme ve seçilme haklarını nasıl kullanabilecekler? Peki bunların faturasını kadınlarımız kime kesmek durumundadır? Bütün kadın kardeşlerime söylüyorum. Antalya kepez’de özellikle varoşlardan gelen kadınlarla birlikte olduk. Bir kadınımız şunu söyledi: ‘Seçme ve seçilme diyorsunuz, bize sadece seçme hakkı düşüyor. Seçilme hakkı düşmüyor’ doğru söylüyor. Bu konuda en duyarlı parti CHP’dir. Kadın kotaları var. Ben söz veriyorum. Siyasette daha fazla yer alacaksınız, güç alacaksınız.

Reklam
Reklam

BİR TANE BİLE KADIN VALİ YOK

Dört milyon kadınımız okuma yazma öğrenmedi ama iyi eğitim alan binlerce kadınımız var. Size bazı sorular soracağım. Bugün üzülerek ifade edeyim. 81 ilin valisi içinde bir tane bile kadın yok. 439 vali yardımcımız var, kadın yardımcı sayımız 10.

852 kaymakamdan 15’i kadın. Bunlar okumadılar mı? Okudular. Nasıl oluyorsa, nüfusun yarısını oluşturan kadınlardan bir vali çıkmıyor. Evini gül gibi yöneten bir kadın, ili mi yönetemeyecek? Belediyeleri yöneten kadın ilçeleri mi yönetemeyecek.

CHP EYLEMLERDE YANINIZDA OLACAK

Yeri zamanı gelince söyleriz. Acıyı kadın çeker. Şiddete uğrar kadın. Doğru. Binlerce kadın şiddete uğruyor. Sokak ortasında dövülüyor. İntihar eden kadınlarımız var. Bir yerde ekonomik kriz varsa, ilk işine son verilen kadın oluyor. Hak verilmez alınır diye bir sloganımız var. Hakkı alacaksınız, almasını bileceksiniz. Bunun için mücadele edeceksiniz. Hakkari’deki kadınımızda, Kırklareli’ndeki kadınımızda, neden onurlu bir birey olarak haklarını isteme gibi bir talebi güçle seslendirmesinler? Bir araya gelsinler, güç olsunlar söz veriyorum CHP kadınların her türlü eyleminde mutlaka yanlarında olacaktır.

Reklam
Reklam

BİRİLERİ KÖŞEYİ DÖNÜYOR

Antalya’daki kadın kardeşlerime de seslendim. Aile sigorta sözünü unutmayın dedim. Size verilen yiyecekler, makarnalar bulgurlar. Hak ettiklerinizin daha azını veriyorlar. Bazıları köşeyi dönüyor. Biz yoksul ailede kadının her ay asgari ücret kadar para yatıracağız. O kadınımız parasını bankadan çekecek. Hiç ona kuyruğa gir gel sana ekmek vereceğim, o devri kapatacağız.

Evi yöneten kadın değil mi? İhtiyaçları en iyi bilen kadın değil mi? Bu yüzden kadını güçlü hale getirmek CHP’nin boynunun borcudur.

‘YENİ EVİNİZE HOŞGELDİNİZ’ DEDİM

Geçen hafta engelliler haftamız da vardı. CHP Genel Merkezi’nde, engelli derneklerinin başkanlarını topladık. Bana söz geldiğinde ilk olarak ‘Yeni evinize hoş geldiniz’ diyerek başladım sözlerine. Biz toplumun her kesimini kucaklamak zorundayız. Her kesimin kendine özgü sorunları var.

Biz birileri gibi sözler verip, ertesi gün caymayız. İnsanımızın daima mutlu olmalarını istiyoruz.

HEPİMİZ HER AN ENGELLİ OLABİLİRİZ

Engelliler bulundukları kentlerde yaşayamıyorlar. Sokakta pek engelli göremiyoruz neden acaba? Sayıları mı az? Hayır. Kentler, engelliler için engel durumundadır. Engellilerin sinemada film izleme, stadyumda maç izleme hakkı yok mu? Bir kaza olabilir, her an engelli olabiliriz. Engelli olmak haklarından vazgeçmek hakları değil.

Reklam
Reklam

ÖNEMLİ OLAN UYGULAMAK

Geçen yasama döneminde parlamentodaki bütün partilerin desteğiyle bir yasa çıkardık. O yasa 5378 sayılı engelliler, hakları, hakların genişletilmesi için. Ama yasa çıkarmak yetmiyor arkadaşlar. Yasanın uygulanması gerekiyor. Bunu hayata geçirmek gerekiyor.

Geçici madde diyor ki, 7 yıl içerisinde kamu binaları, toplu taşıma araçları, engellilere uygun hale getirilecek.

Hukukçular bilir, yani emredici hükümdür. 7 yıl ne zaman başladı, 07.07.2005’te başladı. Allah aşkına Ankara’da geziyoruz. Binlerce engelli gezemiyor. Uygun hale getirildi mi? Başbakan’ın imzaladığı bir genelge de var. Süratle yerine getirin diye. Ama uygulanmıyor.

“BUNU DÜNYAYA NASIL AÇIKLAYACAKSIN”

Bir grup gencimiz, başbakan’a rapor sunmak için yürüyüş yapıyorlar. Taş atmıyorlar, kimseyi dövmüyorlar. Vay sen misin yürüyüş yapan. Coplar, tekmeler. Hangi anlayış bu? Hangi demokrasi anlayışı?

O genç kızın polis copları altında, tekme tokat dövülmesini, onun fotoğraflarını acaba recep bey dünyaya nasıl anlatacak?

Reklam
Reklam

Başbakan eleştirilemez. Onu eleştiremezsiniz. Onu eleştirenler, bu tür hareketlere katlanırlar. Bunun gereği de başbakan’ın talimatıyla oluyor? Başbakan sen kimsin ki eleştirilemez noktaya kendini oturtuyorsun?

Anayasa’nın 34. maddesi. Herkes önceden izin almadan toplantı ve yürüyüş düzenleme hakkına sahiptir. Bu hakkı kullanan kişiye böyle nasıl davranıyorsun?

Bizde demokrasi var, bizde hukukun üstünlüğü var deniyor. Yok kardeşim, burada recep bey demokrasi değil coplu demokrasi.

Bugün ikisi Meclis’e gelmek istedi. Ama giremedi. Burası milletin meclisi değil miydi?
Hırsızlık yapsa içeri girer hiçbir sorun yok orada. Hayali ihracat yapsa AKP’de vekil olur. Naylon fatura düzenlese zaten sorun yok bir de bakan olur. Ne yapmış bu gençler Allah aşkına? Yürüyüş yapan genci zaten dövdün. Şimdi de Meclis’e sokmuyorlar. O gençlerin tamamına sahip çıkacağız. Bunu Recep Bey unutmasın.