"Bunu fark ederlerdi"

ANKARA (İHA) - Alman Vakıfları Türkiye Temsilcilikleri hakkında 'legal casusluk faaliyetinde bulundukları' iddiasıyla açılan davının öğleden sonraki duruşması devam ediyor. Yapılan kimlik tespitinden sonra Mahkeme Başkanı Orhan Karadeniz, Konrad Adenauer Vakfı Türkiye Temsilcisi W. Ulf Schonbohm, Heinnriich Böll Türkiye Temsilcisi Figen Fatma Uğur ve Frederich Ebert Vakfı Türkiye Temsilcisi Hans Schumaher'in ifadelerini aldı.

Konrad Adenauer Vakfı Türkiye Temsilcisi Schonbohm, ifadesinde şahsına ve vakfına karşı iddianamede yer alan atılı suçları kabul etmediğini belirtti. İddianamede yer alan diğer vakıflarla birlikte, Türkiye'nin güvenliğine karşı gizli bir ittifak kurdukları yönündeki iddialara işaret eden Schonbohm, "Burada bulunan sanıklardan bazılarını tanımıyorum. Bunlarla nasıl bir ittifak kurmuş olabilirim?" dedi. Schonbohm, Türkiye'de yapmış oldukları toplantılara bakanların, milletvekillerinin, valilerin ve emniyet mensuplarının katıldığını belirterek, "Eğer biz gizli ittifak kurmuş olsaydık bu kişiler bunu fark ederdi. MİT de gereken şeyi yapardı" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

"İddianamede, Alman devleti Türk devletine düşmanca tavırlar içerisindedir. Türkiye'de kurulu düzen olan Cumhuriyet ve laikliğin yıkılması yönünde iddialar yer almaktadır. Bunun aksine biz Türkiye'deki mevcut düzenin korunmasından yanayız" diyen Schonbohm, sözlerini Türk adaletine güvendiğini belirterek tamamladı.

Heinnriich Böll Türkiye Temsilcisi Figen Fatma Uğur, ifadesinde iddianamede yer alan şahsına ve temsil ettiği vakfa yönelik suçlamaları kabul etmedi.

Fatma Uğur ifadesine şöyle devam etti:

"Böyle bir suçlama ile mahkeme huzuruna sanık olarak gelmek gerçekten çok üzücü bir olaydır. Vakfımız Alman yasalarına uygun olarak kurulmuş bir vakıftır. Böll Vakfı'nın Türkiye'deki amacı araştırılırsa Türkiye'nin AB'ye giriş süreci mahkemede göz önüne alınırsa, vakfımızın neden ülkenizde çalıştığı anlaşılır" dedi.

Figen Fatma Uğur, Bergama'da Lich yöntemiyle altın çıkarılması konusuyla ilgili olarak ise şunları söyledi:

"Vakfımızın Bergama ile hiçbir ilişkisi yoktur. Olmamıştır. Bu bağlamda, temsilcisi olduğum vakfın Bergama'da herhangi bir olayla ilişkisi olsaydı, bu kesinlikle adalete uygun olurdu" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Fatma Uğur sözlerini bitirirken, iddianamede yer alan suçlamaları kabul etmediğini söyledi.

Frederich Ebert Vakfı Türkiye Temsilcisi Hans Schumaher ise ifadesinde, kendine ve vakfına yönelik olarak iddianamede yer alan suçlamaları kabul etmediğini belirtti.

Schmaher, "Bizim Türkiye'ye karşı girişilecek bir kuvvetimiz yoktur. Ayrıca kimseyi kışkırtmıyoruz. İddianamede kendim ve vakfıma yönelik suçlamaları anlayabilmiş değilim. Vakfımın Bergama'da çıkarılan altın madeniyle ilgili çalışmaları da yoktur" dedi.
Alman vakıflarının Türkiye temsilcilerinin ifadelerinin alınmasına iki tercüman aracılığıyla devam ediliyor.