Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası kredi derecelendirme şirketi Standard&Poors’un (S&P) Türkiye’nin kredi notunu pozitiften durağana çevirmesiyle ilgili olarak, “Bu tamamen ideolojik bir yaklaşım. Bunu kimse yutmaz. Bunu sen Tayyip Erdoğan’a yutturamazsın” dedi. Erdoğan, S&P’nin verdiği kararı çok garipsediğini belirterek, “Pozitifte olan Türkiye durağana indi. Neye göre indiriyorsun. Çünkü belli bir süre pozitifte kalan bir ülkenin notunu artırması gerekiyor. Bakıyor k; ‘Türkiye’nin notunu artırırsam ideolojik olarak bu bize sıkıntı doğurur, biz bunu durağanda tutalım’ diyor” şeklinde konuştu.
**İflas edenleri artırıyor**
S&P’nin Türkiye’nin görünümünü durağana çevirmesinin ardından iflas konumundaki Yunanistan’ın notunu yükselttiğini hatırlatan Erdoğan şunları söyledi: ““Öbür taraftan bakıyorsun iflas eden Yunanistan’ı yükseltiyor. Böyle saçmalık olur mu? Tamamen ideolojik, İrlanda’yı yükseltiyor. Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası ve Avrupa Birliği’nin (AB) şu anda 100 milyar doların üzerinde destek verdiği bu ülkelere kalkıp kredi notunu yükseltiyor. Bunu kimse yutmaz. Bunu sen Tayyip Erdoğan’a yutturamazsın. Bu hesabı biz de az çok biliyoruz. Şu anda alan el olmayan, veren el olan bir Türkiye var. Sen bu Türkiye’nin kalkıp da kredi notunu durağana indirirsen, bunu yemezler. Ve bunun bedelini ‘Ben artık seni kredi kuruluşu olarak tanımıyorum’ demekle açıklarız.”
**Sadece üretim değil**
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği’nin (TGSD) 5’inci İstanbul Moda Hazır Giyim Konferansı’nda konuşan Erdoğan şöyle devam etti: “Türkiye artık, sadece üreten ve pazarlayan ülke konumundan çıkıp, tasarlayan ülke konumuna da yükselmek zorunda. Türkiye olarak, böyle bir potansiyele ziyadesiyle sahibiz. Çok şükür, tekstil ve hazır giyimde iyi bir yetişmiş insan gücümüz var. Hazır giyimde, küresel rekabetin zorlaştığı bir süreçten geçiyoruz. Bunu kabul ediyorum, önümüzde engeller var ama bunlar aşılamaz engeller değil. Ama 10 yıl önceki ile şimdiki vizyon arasında farklar var. Marka konusuna daha fazla yoğunlaşmak durumundayız. Daha fazla markayla, özgün tasarımlarla, üretim kadar modayı da yönlendiren anlayışla hareket etme sürecindeyiz.”
**Zarar etmezsiniz**
Başbakan Erdoğan, özellikle 5 ve 6’ıncı bölgelerde, bu yeni teşvik sistemiyle birlikte, tekstil ve hazır giyim sektörlerini daha yoğun görmek istediklerini belirterek, “Ben inanıyorum ki, sektör, bu bölgelere açıldığında, asla zarar etmeyecek. Ölü yatırım gerçekleştirmeyeceksiniz. Tam tersine, bölgenin dinamik iş gücü, bölgenin sadakati, iş kültürü, orada yatırım yapanları mutlu da edecektir” dedi.
**Biz yatırım, devlet demiryolu yapsın**
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Cem Negrin, korunma önlemleri alınmadan önceki 8 aylık dönemden bir önceki yıla göre kumaş ithalatındaki gerilemenin 860 milyon dolara ulaştığını, bunlara karşın hazır giyim ihracatındaki kaybın aynı dönemde 2 milyar dolar olduğunu belirterek, “Bu uygulamanın kaldırılmasını ya da hafifletilmesi istiyoruz. Teşvik bölgelerinde de demiryolları önemli. Biz yatırım yaparken devlet de demiryollarını tamamlasın” dedi.
**Çin’in dezavantajı Türkiye’nin avantajı**
Avrupa’nın en büyük tekstil birliklerinden olan Eurotex’in Yönetim Kurulu Başkanı Alberto Pacanelli, şöyle konuştu: “Çin’in yaptığı ihracatın lojistik maaliyeti nedeniyle hız kesmeye başladığını görüyoruz. Türkiye, Çin’in bu dezavatajını, avantaja çevirebilir ve Avrupa’nın temel tedarikçisi olabilir. İtalyanların da Türkiye’ye daha çok yatırım yapacağını düşünüyorum. Türkiye 1 milyar kişiye ulaşacak bir ağın ortasında bulunuyor.”