'Bunun mantıklı bir açıklaması olamaz'

Spor yazarları  Ziraat Türkiye Kupası'nda Fenerbahçe'nin Kayserispor'u 3-0 mağlup ettiği karşılaşmayı değerlendirdi.

ANGARYA DEDİĞİ...(ERCAN GÜVEN)

Fenerbahçe yarım sezon bile “büyük” kategorisinden uzaklaşıp “sıradan”a yaklaşırsa karşısına milyonlarca “yaptırım” çıkar. Yöneticisi, hocası, futbolcusu tefe konur. Küsülür, silkelenir, hırpalanır, hayat katlanılmaz hale gelir. Mecburen basıncı düşürecek çareler lazımdır. Fenerbahçe de zamanında angarya dediği Ziraat Kupası’na sarıldı işte... O kadar ki, sanki ağabeyini/babasını da alıp maaile gitti Kayseri’ye.

TRAVMANIN İZLERİ

Aslında Kayserispor’un eksik kadrosu apaçık Lig’e önem verip kupadan elenmeyi göze aldığının deliliydi. Bir ay önceki 4-1’lik Fenerbahçe galibiyetinin ne kadrosu benziyordu ne de futbolu ev sahibinin. Gerçi yerine giren Güray onu pek aratmadı ama 17. dakikada Traore’nin sakatlanmasıyla Sergen Yalçın’ın planları da değişmiş olmalıydı. Her iki takımın da temposuz ve risksiz oyunu tercih ettiği maçın ilk yarısında söylenecek iki pozisyon vardı, ikisi de son dört dakikadaydı. 42’de Ozan’ın Muammer’de kalan topu ve 46’da Fernandao’nun golü... Onun dışında Fenerbahçe’nin olgunlaştırıp pozisyon haline getiremediği üç-dört fırsat Fenerbahçe’nin içinde bulunduğu ve atlatmaya çalıştığı travmanın sahadaki izleriydi.

Reklam
Reklam

İYİLEŞME SÜRECİ

Evet... Fenerbahçe gibi bir futbol takımı kötü bir sezon geçirebilir... Aynı rakibinden fark yemiş de olabilir. Ama milyonların baskısıyla durum var oluş mücadelesine dönmüşse, kimse Sergen Yalçın ve Kayserispor gibi risk almaması lazımdır karşısında. Piyango alana çarpabilir. Fenerbahçe’ye gelince... Adeta Kayseri’deki bir hesabı kapatma anlamına gelen bu galibiyet ilaç değildir derin yaralara. Ancak ağrıları dindirebilir ve “iyileşme” sürecini başlatabilir. Pazar günü en azından aynısı tekrarlanmazsa hiçbir kıymeti de olmaz. Çünkü Kupa’da yarı finale çıkmaya daha bir ay var neredeyse.

ALARM VERİLMİŞ (UĞUR MELEKE)

Fenerbahçe ile Kayserispor’un bu maça gelirken motivasyonları taban tabana zıt: Sarı-lacivertli takım Kayseri’ye 27 sporcuyla tam kadro gelmiş. Yönetim kurulu da tam kadro orada. Sezonun elde kalan tek hedefi Türkiye Kupası için en üst düzeyde alarm verilmiş. Sergen Yalçın’ınsa belli ki aklı Süper Lig’de kalıcı olmakta. Hafta sonu Rize’yi yenen takımdan 7 as sahada yok, Güray, Deniz, Rotman, Umut kulübede başladılar maça. Özellikle ilk devrede Kayseri’nin yedekleri fiziksel olarak ayakta kaldılarsa da, kalite eksikliği net bir biçimde göz çarptı tabii.

Reklam
Reklam

LİDERLİĞİNİ GÖSTERDİ

“Advocaat görünümlü Ziya Doğan”, Kasımpaşa karşısındaki görüntüden memnun kalmış olmalı ki, yine Ozan-Mehmet-Souza orta üçlüsüyle çıktı sahaya. Bu üçlünün en kalitelisi Mehmet, yine olağanüstü sorumluluk duygusuyla kusursuzdu Kayseri’de. İkinci golde yaptığı koşuyla, bu takımın ruhani lideri olduğunu gösterdi bir kez daha.

AÇIKLAMASI OLAMAZ

Maçın yıldızıysa, son dönemde sağ bekteki formasını Van der Wiel’la paylaşmak zorunda kalan Şener’di. İlk yarıda Fernandao ve Ozan’a yaptığı birer servis gole dönüşmedi ama ikinci devrede çok aradığı gole Erkan’ın yardımıyla ulaştı tecrübeli futbolcu. Fernandao da iki klas golle maça imzasını atarken ister istemez şu soruyu getirdi akla: Sahi Krasnodar deplasmanında Fernandao varken neden Emenike oynadı ki? Bu soru şu gün Advocaat’a sorulsa, akılla mantıkla yapabileceği hiçbir açıklama olamaz bence.

GOL NİZAMİ

45’teki Fernandao golü, enteresandı gerçekten. Pozisyonun tartışılabilecek 3 farklı detayı var: Lens’e yapılan faul, topun durup durmadığı ve Fernandao’nun ofsaytta olup olmadığı konusu... Lens’e faulü yardımcı hakem verdiğine göre, orta çizgiye koşmama sebebi ‘topun durmadığını düşünmesi’ olmalı. Ancak tekrarları dikkatlice izledim: Top duruyor. Fernandao ofsayt değil. Gol nizami.

Reklam
Reklam

KESTİRME YOL (RÜŞTÜ REÇBER)

Fenerbahçe, kendisi için Avrupa kupalarına katılmanın en kestirme yolunun Türkiye Kupası olduğunu dün sahaya çıkan takım ve futbol zihniyetiyle bizlere gösterdi. Buna karşın Kayserispor her ne kadar Türkiye Kupası’nda iyi gitse de, öncelikli hedefi Süper Lig’di. Dün bu durumun etkisini sahada fazlasıyla hissettirdiler. Sarı kırmızılılar, Sergen Yalçın’ın gelişinden sonra alışık olduğumuz mücadelede, istek ve coşkudan uzaktı.

MESAJI İLETTİ

Fernandao son maçlarda hep kulübedeydi. Dün sahada kurtarıcı rolünü iyi oynadı. Tabii bunda en önemli etken hızlı çıkılan ataklarda topların Fernandao’nun olduğu bölgeye ulaştırılması idi. Bunların ikisini gole çeviren Fernandao da, Advocaat’a, “Neden ben oynatılmıyorum” mesajını iletmiş oldu. Fenerbahçe buradan aldığı 3-0’lık skorla Nisan’daki rövanşa hiçbir iş bırakmadı. Artık, sarı lacivertliler bu süre zarfında oynayacakları lig maçlarına odaklanıp, hedefi olan ikinciliğe daha rahat şartlarda ulaşabilir.

Reklam
Reklam

BİRLİK MESAJI

Kötü giden sezonda bu maç öncesi oluşturulan kenetlenme dün Kayseri çıkarmasıyla meyvesini verdi. Yönetimin ve bütün futbolcuların bir arada olması ‘şartlar ne olursa olsun her daim birlik ve beraberlik içindeyiz’ mesajının en güzel göstergesi oldu. Ve bu mesaj dün Kayseri’de amacına ulaştı.

NASIL KAZANDIN? (GÜRCAN BİLGİÇ)

Bu maç sonrasında bu sezonun Fenerbahçe'si için net bir cümle kurabiliriz; "Önemli maçların, kazanan takımı..." Ne zaman "yumurta kapıya gelse" o karşılaşmayı kendileri için istenen skorla bitirmeyi başardılar. Beş maçtır kazanamayan takımı şikayet ederken, "Manchester'ı, Feyenoord'u, Galatasaray'ı, Beşiktaş'ı yenen bunlar değil miydi?" diyerek, ikilemi vurguladık. Advocaat "yetersiz" dedikçe, "O zaman, o maçları nasıl kazandın?" diye de karşısına çıktık.

ÖLÜ TOPRAĞINI ATTILAR

İlk dakikadan itibaren istekli bir baskı kurdular, mümkün olduğunca tempoyu zorladılar. Kayseri'ye pozisyon vermeden golü arıyorlardı; yine Lens'in çabuk düşünmesiyle Fernandao'nun ilk golü geldi. İkinci yarıda bekleyen Fenerbahçe çıktı ortaya. Bu kez skoru cebine koyup, fırsat kollayan bir akılla sürdüler maçı. Rakibin gardını düşüren golü de Fernandao hazırladı. Topu kaptı, pası attı, sonra da golü. İstanbul'a net bir skorla dönüyorlar. Sadece yarı final için bir bilet yok ellerinde, beş maçlık galibiyetsizliğin ölü toprağını attılar üstlerinden.

Reklam
Reklam

CANKURTARAN OLARAK

Bu sevince hem takımın, hem de taraftarların çok ihtiyacı vardı. Aziz Yıldırım küçümsediği, beğenmediği, şikayet ettiği Ziraat Türkiye Kupası'na cankurtaran olarak bakıyor artık. Gün değişiyor, devran dönüyor. Büyüklerimiz söylemiş zaten; "Büyük lokma ye, büyük laf etme..."

ÖZGÜVEN SAĞLADI (OKTAY DERELİOĞLU)

Lige havlu atan Fenerbahçe Türkiye Kupası'na dört elle tutundu. Kayserispor karşısında ortaya konan futbol atılan goller de bunun göstergesi oldu. Sarı-Lacivertli ekip baştan sona kadar ne istediğini bilen ve oyunu kontrolünde tutmayı başaran takım oldu. Kayserispor karşısında alınan galibiyet hem yarı final için dev bir adım oldu. Hem de Sarı-Lacivertli futbolcuların bundan sonrasında kendilerine olan özgüvenlerini kazanmalarını sağladı. Lens'in ilk yarının sonlarında doğru akıllıca ortasından kazanılan gol maçın tüm gidişatını değiştirdi..

ÇOK ÇALIŞTI

İlk yarıda savunma güvenliğini ön plana alan bir futbol sergileyen Fenerbahçe, Lens-Fernandao işbirliği ile gelen gol ile rahatladı. Fenerbahçe ligde 4 gol yediği rakibini ikinci yarıdaki futboluyla adeta sahadan sildi. Bu maç özellikle Brezilyalı golcü Ferannado'nun kendisini bulması için iyi oldu. Çok çalıştı ve futbolunu iki golle süsledi..

Reklam
Reklam

BÜYÜK AVANTAJ

Fenerbahçe Kayseri'den son derece avantajlı bir skorla dönüyor. Futbolda her şey olabilir. Ama bu sonuç Fenerbahçe turu Kayseri'de kaptı. Şimdi kupadaki bu moralin lige yansıması gerekiyor. Fenerbahçe'nin kötü günleri atlatabilmesi için hem kupayı kazanması hem de ligde kalan tüm maçlarını kayıpsız atlatıp taraftarına moral vermesi şart..

LENS'İN ZEKASI.. (İLKER YAĞCIOĞLU)

Son derece kısır geçen ilk devrenin son anlarında Lens'in zekası sonrası gelen gol Fenerbahçeli oyuncuların özgüvenini çok artırdı. İkinci yarıda Mehmet Topal'ın ön libero pozisyonundaki Mehmet Topal'ın hazırladığı pozisyon sonrası Fernandao'nun golü maçı da turu da bitirmiş oldu..

PASTANIN KREMASI

Üçüncü gol ise pastanın kreması gibi oldu. Artık bundan sonra lig için Fenerbahçeli oyuncuların kendilerine şu hedefi koyması lazım: Kalan bütün maçları kazanmak. Bunu yapabilirlerse taraftarın gönlünü almayı başarır..

DAHA ŞIK OLURDU (DENİZ ÇOBAN)

Dünkü maçta Fenerbahçe’nin kazandığı ilk gol çok fazla tartışıldı. Bu pozisyonda en önemli yanlışlardan birini bana göre yardımcı hakem Kerem Ersoy yaptı. Lens’in dahi faul beklemediği ve taç atmaya çalıştığı pozisyona faul bayrağı kaldırdı. Hatta pozisyonun öncesi dikkatli izlendiğinde Lens’in topa elle temas ettiğini de göreceksiniz. Elle oynama kararı verilse daha şık olurdu diye de düşünüyorum.

Reklam
Reklam

KRİTERLER DİYOR Kİ...

Kriterler diyor ki... Hakem için ise sorun daha büyüktü. Hakemler için UEFA’nın teknik tavsiyelerinde; ‘Hızlı Serbest Vuruş’ kıstasları şu şekilde sıralanmış: *Disiplin cezası olmayacak. *Hemen kullanılacak. *Top ihlal noktasında sabit olacak. *Hakem yönetimine gereksinim olmayacak. *Hakem baraj kontrolüne başlanmamış olacak. *Sakat bir oyuncu olmayacak.

TEKRAR ETTİRMESİ GEREKİRDİ

Bu pozisyonda altı maddenin, beşi gerçekleşmiş ancak ‘Top ihlal noktasında sabit olacak.’ maddesi tartışmalardan uzak bir şekilde gerçekleşmemiş. Topun hareketi durmaya yakın Lens vuruşu kullanıyor. Tabi ki bu ince ayrıntıyı maç içerisinde tespit etmek kolay değil. O yüzden hakemin bu serbest vuruşa izin vermemesi ve atışı tekrar ettirmesi yapılacak en doğru uygulama olurdu. Ayrıca hakem yardımcısının yerinde olmamasını da göz önünde bulundurmalıydı. Her şeye rağmen eğer bu ‘Hızlı serbest vuruşa’ izin vermişse düdük çalmasına gerek olmadığını da belirtelim.

Reklam
Reklam