Buram Buram Franz Kafka Kokan Şehir Prag'da Edebi Bir Gezintiye Var Mısınız?

Modern dünya edebiyatının önemli yazarlarından Franz Kafka'nın 132. yaş gününde sizi doğduğu şehirde kısa bir kültür turuna çıkarıyoruz.

Kafka'nın doğduğu evi ziyaret edin!

Dava, Dönüşüm ve Ceza Sömürgesi gibi eserleri birçok dile çevrilen ikonik yazar Franz Kafka her ne kadar kitaplarını Almanca yazsa da asıl doğduğu yer Prag'tır. Kafka’nın Doğum Yeri St Nicholas Kilisesi’nin (Eski Şehir) hemen yanında bulunan ve yanarak büyük bir bölümünü kaybeden evinin muhteşem antresini görebilirsiniz.

Evin yan tarafında bulunan tabelada; ''FRANK KAFKA 3 Temmuz 1883’te BURADA DOĞDU'' yazmaktadır.

Café Arco

Günümüzde bir zamanlar oldukça görkemli olan ve 20. Yüzyılın ilk yıllarında Alman-Yahudi entelektüel yaşamının merkezi olan bu kafeteryadan geriye pek bir şey kalmamıştır ve genellikle polis memurlarına hizmet vermektedir. Bu kafeterya zamanında Kafka’nın en iyi arkadaşı ve ölümünden sonraki ününü kazanmasını sağlayan Max Brod’un buluşma yeridir.

Reklam
Reklam

Café Louvre

Prag Kalesi (Altın Yol)

Altın Yol’u geçince, Franz Kafka’nın kısa bir süre kız kardeşiyle birlikte yaşadığı 22 numaralı evi ziyaret edin. Yazar en iyi eserlerinden bazılarını burada, kız kardeşinin kale duvarları arasında kalmış taş kulübesinde yazmıştır.

Kafka Müzesi

Müze Kafka’nı eserlerini fotoğraflar, el yazıları ve günlüklerle göstermekle birlikte, görsel-işitsel gösteriler de düzenlemektedir.

www.kafkamuseum.cz

Yeni Yahudi Mezarlığı (Olšany Cemeteries)

Şehir merkezinin dışında bulunan bu mezarlık Franz Kafka’nın mezarını içinde bulundurmaktadır. İşaretleri takip ederek Kafka’nın mezar taşının bulunduğu 21. sektöre ulaşabilirsiniz. Kafka, anne ve babası Hermann ve Julie Kafka ile basit beyaz bir mezar taşının altında yatmaktadır. Altındaki küçük levha ise, Kafka’nın 2 Dünya Savaşı esnasında Nazi toplama kamplarında hayatlarını kaybeden üç kız kardeşine adanmıştır.

Franz Kafka ve en iyi arkadaşı Max Brod keyifle gülümsüyorlar...

Kafka kardeşler bir arada...

Kafka ve büyük aşkı Milena...

Milena, çok genç yaşta bir Yahudi-Alman'a aşık olur ve babasının şiddetle karşı çıkmasına rağmen bu tutkulu aşkından vazgeçmez. Bunun üzerine öz babası tarafından, hayatında çok büyük sarsıntılar yaşamasına sebep olan bir sinir kliniğine kapatılır. Burada bir yıl kalır ve çıktığında, dibe vurmuş, karanlığa gömülmüş bir ruhla baş başa bulur kendini. Milena bu ağır buhranlardan kurtulmak için zaman zaman uyuşturucu maddelere başvurur ve bu dönemi hayatının en karanlık zaman dilimleri olarak ifade eder. Tam da bu sırada babasıyla olan tüm bağını koparır ve para kazanmak için çeviriler yapmaya başlar. İşte Kafka'yla olan ilişkisi de bu çevirilerle hayat bulur...

Reklam
Reklam