Bir alanın, bölgenin, eserin, vs. Dünya Miras Listesi’ne dahil edilebilmesi için Dünya Miras Komitesi tarafından belirlenen olağanüstü evrensel değerini ölçen 6 kültürel ve 4 doğal kriterden en az birini karşılaması gerekmektedir. Bazı alanlar insan dehasının eşsiz bir ürünü olarak listede yer alırken, bazı alanlar ilham verici doğal güzellik olarak listede kendisine yer buluyor.
Son yıllarda UNESCO, listeyi içinde daha fazla geleneksel kültürel öğelere yer verecek şekilde genişletti. Mevcut listeyi muhafaza ederek kültürel öğelerin hayat bulduğu bölgelere ve ekosistemlere daha çok dikkat çekmeye başladı. Sizler için Dünya Mirası listesinde yer alan, az bilinen harika yerleri derledik. Fırsatını bulduğunuzda mutlaka gitmeniz gereken bu doğa harikalarını not etseniz iyi edersiniz.
İtalya denince herkesin aklına hemen Roma, Floransa, Venedik, Amalfi Sahilleri, Portofino, vb. güzellikler geliyor. Ancak İtalya’nın güzellikleri elbette bunlarla sınırla değil, ülkenin biraz daha kuzeyine gittiğinizde Alp eteklerinde huzurlu, sakin ve harika bir doğa sizi bekliyor. Kimisi 3 bin metreden daha yüksek olan 18 zirveye sahip Dolomit Dağları 2009 yılında Dünya Mirası listesine girmiş. Kışın önemli bir kayak merkezi, diğer mevsimlerde de dağcılık, kaya tırmanışı, serbest atlama, paragliding, yamaç paraşütü gibi sporların önemli merkezleri arasında yer alan bu Dünya Mirasını mutlaka görmelisiniz.
Avustralya’daki Uluru-Kata Tjuta Milli Parkı sanki Mars yüzeyinde yer alan bir toprak parçasıymış gibi görünüyor. Dünya üzerinde yer alan en ilginç arazi parçalarından biri burası. Parkta bulunan kaya formasyonlarının dünya tarihindeki en eski insan topluluklarından bazılarına ait oldukları düşünülüyor. 1958 yılında kurulmuş olan parkı her yıl 200 binden fazla insan ziyaret ediyor.
Iguazu Milli Parkı, Iguazu Nehri’nin kollara ayrıldığı ve ortaya çıkan eşsiz sis bulutuyla etrafındaki orman yaşamını beslediği Brezilya-Arjantin sınırının arasında yer alıyor. Yerli Guarani dilinde “Büyük sular” anlamına gelen Iguazu, dünyanın en muhteşem görüntülerinden birini sunan bir şelaleler topluluğudur. Iguazu Nehri’nin karşısında Brezilya’nın Iguazu’ya benzer bir milli park olan Iguaçu Milli Parkı yer almaktadır.
Shirakawa-go ve Gokayama Tarihi Köyleri, Japonya’nın orta kesimindeki Gifu ve Toyama prefektörlüklerinin sınırında uzanan Shogawa Nehri vadisinde bulunan tarihi köylerdir.
Japonya’nın yerleşim birimlerine uzak, dağlık bölgelerinde böylesine geleneksel Japon köyleri varlıklarını sürdürmektedir. Yüzyıllar içerisinde çevresiyle uyumlu hale gelmiş olan bu yerleşim bölgelerinde Gassho stilinde köy evleri dikkat çekmektedir.
Dikkat çekici Copan harabeleri Maya İmparatorluğunun büyüklüğünü ve gizemini daha da arttırmıştır. İçerisinde Mayalara özgü basamaklı piramitler ve hiyeroglifler bulunmaktadır. Honduras’ın en çok ziyaret edilen bu tarihi bölgesi mutlaka gezi listenizde yer alması gereken bir yer. Zamanında Mayaların bilim merkezi olan Copan’da astronomi çalışmaları bir hayli ileri düzeydeymiş, astronomiye dair birçok hesaplama bu bölgede tam olarak yapılabiliyormuş.
Arnavutluk’un en eski yerleşim yerlerinden biri olan Berat, kalenin eteğinde sıralanmış Safranbolu evlerinin ikizi gibi duran kiremit çatılı, çok pencereli beyaz boyalı evleri nedeniyle “Bin Pencereli Şehir” ve “Beyaz Şehir” olarak biliniyor. Beeat’ın Mangalem olarak da bilinen eski kent merkezi 2008 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine dahil edildi.
“Alçalan Ejderha” anlamına gelen Ha Long Koyu, Vietnam’ın Quảng Ninh ili sınırları içinde yer alan bir bölgedir. Doğu Asya’nın bu önde gelen tatil merkezlerinden biri olan koy UNESCO Dünya Mirasları listesine 1994 yılında alınmıştır. Ha Long Koyu, Tonkin Körfezi ekseriyeti vahşi ve el değmemiş olan 1600’den fazla ada ve adacıktan oluşmuştur. Adaları ve kireçtaşından oluşmuş sütunları görmek için en uygun yol tekne ile yapılan bir gezidir.
Jamaika’nın kara yüzeyinin %4.5’unu oluşturan ormanlarla kaplı bu dağ sadece doğal güzellikleri ve biyoçeşitliliği ile değil, aynı zamanda köleleştirilen Taino halkı, sonrasında da Afrika’dan kaçıp gelen insanlar için bir kurtuluş yeri olmuştur. Bu milli park, Batı Yarıküre’deki en büyük kelebek olan Papilio homerus’un son iki yaşam alanından da birisidir. Bölge ancak 2015 yılında dünya mirası listesine alınmıştır.
Büyük Rift Vadisi esasen yaklaşık 6.000 kilometre uzunluğunda, Suriye’nin kuzeyinden başlayıp Afrika’nın doğusunda Mozambik’in ortalarına kadar uzanan bir yapı. Bugünün Afrika’sında Büyük Rift Vadisi Kenya’dan kuzeye, Etiyopya’ya doğru uzanırken, muhteşem Turkana Gölü havzasını oluşturuyor. Burayı muhteşem kılan sadece gölün çarpıcı güzelliği ve çevresinin etkileyici çıplaklığı değil, aynı zamanda güney kıyılarındaki tortul katmanlarında gömülü insansı fosil hazinesi. Kenya’nın Büyük Rift Vadisi’nde yer alan sığ göller, flamingolar, pelikanlar, siyah gergedanlar, zürafalar, aslanlar, çitalar ve vahşi köpekler için sıra dışı bir buluşma noktasıdır. Uygulanan etkili ekosistem koruma çalışmaları sayesinde parkın uzun süre Dünya Mirası listesinde olacağına kesin gözüyle bakılıyor.
UNESCO, dünyanın 7 farklı ülkesinde bulunan İsviçre asıllı Fransız mimar Le Corbusier imzalı 17 eseri Dünya Mirası Listesi’ne dahil etti. Bu eserler arasında modernist mimarın Unité d’Habitation, Paris’te yer alan Maison La-Roche, Hindistan’da bulunan Chandigarh Complex gibi eserleri bulunuyor. Listeye alınan 17 yapının tamamı son 50 yıl içinde inşa edildi ve Le Corbusier’in, modernist hareketin en beğenilen ve tartışmalı isimlerinden biri haline gelmesinde büyük katkıları oldu. Kültürel ve fiziksel nitelikleri göz önüne alındığında, bu yapıların UNESCO tarafından tescillenmesi gelecek nesillere ulaşması konusunda büyük yardımı olacak.
Antequera Dolmen Sitleri, Dolmen de Menga, Dolmen de Viera ve El Romeral’daki Beehive mezarı’ndan oluşan 3 kültürel anıt ile Peña de los Enamorados ve El Torcal’dan oluşan iki doğal anıttan oluşmaktadır. İspanya’nın Endülüs Eyaleti’nin kalbinde, Antequera kentinde yer almaktadır. UNESCO Dünya Mirası listesine 2016 yılında dahil edilmiştir.
Jawor ve Świdnica’da yer alan Barış Kiliseleri Avrupa’da ibadet için yapılmış olan en büyük ahşap çerçeveli yapılardır. Bu yapılan 17. Yüzyıldan beri varlığını korumaktadır. Bu inanılmaz ahşap yapılar Katolik Habusburg imparatorunun Protestan Polonya halkına kendi kiliselerini yapma izni vermesi üzerine inşa edilmişlerdir. Aslında bu kiliseler 3 adettir ancak Glagow’daki kilise 1758 yılında yanmıştır. Jawor ve Świdnica’da bulunan kiliseler ise restore edilerek günümüze kadar ulaşabilmiştir. Kiliseler 2001 yılında Dünya Mirası Listesi’ne girmiştir.
Al Hijr Suudi Arabistan’da Dünya Mirası Listesi’ne giren ilk yerdir. Bu bölgede MÖ 3. Yüzyılda hüküm sürmüş olan Nebati Krallığı’ndan kalıntılar bulunmaktadır. Başkenti Petra olan bu krallığın Al Hijr kazı alanında İslam öncesine ait büyük anıtsal yapılar ve doğal kumtaşı formasyonları bulunmaktadır. Barındırdığı 111 anıtsal mezar ve su kuyularıyla Al Hijr, Nebati krallığının mimari başarılarının ve su konusundaki yeteneklerinin benzersiz örneklerini sunmaktadır.
Crespi d’Adda, İtalya’nın Lombardiya Bölgesindeki Capriate San Gervasio’nun kuzeyinde yer alan bir köyüdür. Avrupa ve Kuzey Amerika’da kültürlü sanayiciler tarafından işçilerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere inşa edilen şirket kasabalarına mükemmel bir örnektir. Ekonomik ve sosyal koşulların değişmesine rağmen site halen ayaktadır ve kısmen endüstriyel amaçlar için kullanılmaktadır. 1995’ten beri UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır.
Gammelstad, kuzey İskandinavya genelinde yaygın olarak rastlanan “kilise kasabası” türünün en iyi korunmuş örneğidir. Köyde 15. yüzyıl başlarında inşa edilen bir taş kilise ve onun etrafında inşa edilmiş 424 ahşap ev bulunmaktadır. Gammelstad Kilise Köyü,1996 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine alınmıştır.