Mesut MADAN/BURDUR, Su kapasitesinin 3'te 1'ini son 35 yılda kaybeden ve her yıl milyonlarca ton suyun yok olduğu Burdur Gölü'nde su seviyesi geçen yıl daha da azaldı. Korunması amacıyla Türkiye'de ses getiren etkinliklerin yapıldığı Burdur Gölü'ndeki su seviyesi DSİ 182'nci Şube Müdürlüğü verilerine göre 34 santim daha düştü. DSİ'nin her ay yaptığı ölçümlere göre Ocak 2014'te gölün kotu 'BUHARLAŞA BUHARLAŞA ÇÖL OLUR'
Burdur Gölü'yle ilgili 5 yıldır çalışma yapan MAKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi hidrobiyolog Doç. Dr. İskender Gülle, göldeki çekilmenin 1970'li yıllardan bu yana devam ettiğini söyledi. Yıllık su kaybının 50 milyon tonun üzerinde olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Gülle, bunun da yaklaşık 40 santime denk geldiğini aktardı. Yaşanan durumun 'buharlaşa buharlaşa çöl olur' diye özetlenebileceğini kaydeden Doç. Dr. Gülle, su miktarındaki azalmanın mevcut durumda ekosistem üzerinde çok fazla etkisini göstermediğini, ancak gelecekte Burdur Gölü'nü ölümcül bir tehlikenin beklediğine dikkati çekti.
'BURDURİCUS TUZA DAYANAMAYABİLİR'
Su miktarındaki azalmanın karşısında göldeki tuzluluk oranının arttığını kaydeden Doç. Dr. Gülle, "Burdur Gölü'ndeki tuzluluk oranı şu anda 20 gram/litre seviyesinde. Bu tuzluluk 30 gram/litre seviyesine ulaşırsa göldeki tatlı suya orjinli canlılar üzerinde çok önemli yıkıcı etkisi olacaktır. Keza göldeki yegane endemik balık türü olan Aphanius Burduricus'un 35 gram/litre üzerindeki tuzluluk oranına dayanabileceği konusunda şüphelerim var. Bunların deniz suyuna dayanan tek türü var. Burdur ve Salda Gölü'ndeki türdeşleri ise tatlı su balıklarıdır" dedi.
'TUZLULUK ORANI DENİZDEKİ DEĞERE ULAŞACAK'
Burdur Gölü'ndeki su miktarının 5- 10 metre daha düşmesi halinde tuzluluk oranının 35 gram/litreye çıkacağına işaret eden Doç. Dr. Gülle, şöyle dedi:
"Göldeki suyun azalması bu şekilde devam ederse önümüzdeki 20 yıl içerisinde Burdur Gölü'nün tuzluluk değeri kesinlikle deniz suyunun tuzluluk değerine ulaşacaktır. Bununla birlikte göldeki bazı bitkisel organizmaların gelişimleri duracak, çiçekli bitkiler var göl suyu içerisinde, muhtemelen bunların tuza dayanımları da sona erecek ve gölün altındaki çiçekli su bitkileri kuruduktan sonra bunlarla beslenen çok sayıda ördek, dikkuyruk, sakar mekeler besin yetersizliğinden dolayı büyük ihtimalle başka bölgelere göçmek zorunda kalacaktır."
'DAMLAMA SULAMAYA GEÇİLMELİ'
Göl kenarındaki Lisinia Yaban Hayatı Rehabilitasyon Merkezi sorumlusu veteriner hekim Öztürk Sarıca ise bu yılki yağış miktarı artmış olmasına rağmen göldeki çekilmenin sürdüğünü kaydetti. Bazı dönemlerde 1 metreyi bulan çekilmeler yaşandığına işaret eden Sarıca, "Bu da su tüketiminin azaltılmış olmasına rağmen buharlaşmayla su kaybedildiğini gösteriyor. Artık kritik noktalara gelinmeden bir an evvel su tüketimi konusunda damlama sulama sistemlerine ve su tüketmeyen bitkilere geçilmesi gerektiğini gösteriyor. Kritik noktalara ulaştığımızda göl için özellikle 830 metrelere indiğimizde artık suyun çekildiği alanlarda kimyasal tozların ve kimyasal çamurların insan sağlığını tehdit eder boyuta geldiğini görmeye başlayacağız. O noktalara gelinmeden tedbir alınması gerekli" diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz