Burdur’da sahur vaktinin heyecanı bu sabaha kadar yaşandı. Onbir ayın sultanı Mübarek Ramazan ayının gelmesi ile birlikte Burdur'da camiler dolduruldu ve ilk teravih eda edildi. Teravih namazından sonra sahur ve imsak vakti merak ediliyordu. Şimdi ise Burdur'da ilk iftar vakti saat kaçta, iftara ne kadar kaldı araştırılıyor. Peki bugün Burdur iftar vakti saat kaçta? Burdur’da iftara ne kadar kaldı? Burdur sahura ne zaman kalkacak? Aşağıdaki linke tıklayarak il il 2017 Ramazan imsakiyesi ve iftara ne kadar kaldığını öğrenebilirsiniz.
BURDUR RAMAZAN İMSAKİYESİ İÇİN TIKLAYINIZ
İFTAR'DA SAĞLIKLI BESLENME
Ramazanda uzun süreli açlık, sıvı kaybı, tansiyon ve kan şekerinde düşüklüğe bağlı olarak yorgunluğa neden olabilir.
İftar vakti geldiğinde aniden ağır yemeklere yönelmek, sahura kalkmadan oruç tutmak, bayramın ilk gününde birden aşırı yemek yemek gibi beslenme hataları ramazan ayında ve bayramda size zor anlar yaşatabilir. Memorial Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Duygu İbrişim, ramazan ve bayram süresince mide sağlığınızı korumak için yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi. Oruç tutarken sık karşılaşılan problemler, iftarda ve sahurda birden, aşırı miktarda yemek yenilmesi ve buna bağlı sindirim sorunlarıdır. Uzun süreli açlık, sıvı kaybı, tansiyon ve kan şekerinde düşüklüğe bağlı olarak yorgunluğa neden olabilir. Midede ağrı, yanma ve kabızlık bu dönemde en sık yaşanan şikayetlerdir.
Ara vererek yemek yiyin
Yemeğe bir bardak su ve bir kase çorba ile başlamak en iyi yöntemdir. Sulu yumuşak gıdalar oruç sonrası sıvı ihtiyacını karşılar ve mideyi rahatlatır. Çorbadan sonra yemeğe birkaç dakika ara vermek açlık ve yorgunluk duygusunu azaltır. O zaman da her şeyden hızlıca ve bol miktarda yeme isteğini baskılamak kolay olacaktır.
İftar sofrası çok çeşitli olmasın
Çorba sonrasında etli veya zeytinyağlı bir sebze yemeği ya da haşlama, buğulama veya ızgara et (kırmızı et, beyaz et veya balık) yanında haşlama sebzeler yenilebilir. Ekmek çok fazla miktarda olmadıkça hem doyurucu hem de hazmı kolaylaştırıcıdır. Makarna, pilav ve hamur işlerini az miktarda tüketin ve her iftarda masada bulundurmayın. Kompostolar, mevsim salataları, yoğurt, ayran ve cacık iftar sofralarının çok sağlıklı tamamlayıcılarıdır. Yemeklerin yavaş yenmesi ve iyi çiğnenmesi hem doymanızı kolaylaştırır, hem de sonrasında midede dolgunluk, ağrı, şişkinlik sorunlarını önler.
Yemek planını tokken yapın
İftar alışverişini günün sonunda iyice aç olduğunuz bir zamanda yapmayın. Bu, her şeye daha çok özenmenize ve iştahınızın iyice açılmasına neden olur. Bir sonraki günün yemek planını bugünkü iftardan sonra yani karnınız tokken yapın.
ORUCUN MAHİYETİ VE ÖNEMİ
Oruç; İslam'ın beş ana temelinden biridir. Ve müslüman, ergin, akıllı ve sağlıklı olan herkese farzdır. Allah Teâlâ, orucu, hikmeti gereği en mükemmel bir şekilde farz kılmıştır. Bunun içindir ki oruçlu kimseye, mutedil olarak orucunu tutmasını, oruçla kendisine zarar vermemesini ve oruca aykırı olan şeyleri de yiyip içmemesini emretmiştir.
Neden oruç tutmalıyız?
Mümin, herhangi bir menfaat düşüncesi ile değil yalnız Allah"ın emri olduğu için ve onun rızasını kazanmak maksadıyla oruç tutmalıdır Orucunu bedene, topluma kazandırdığı hususların bulunması ile beraber, insan orucu bunlar için değil sadece Allah emrettiği için tutmalıdır.
Oruc tutmanın farz olmadığı durumlar nelerdir?
1- Yolculuk
2- Hastalık
3- Gebelik ve çocuk emzirmek
4- Yaşlılık
5- Aşırı açlık ve susuzluk
6- İkrah
Orucun temel şartları nelerdir?
Oruç tutmak için niyet etmek, niyetin başlama ve bitme zamanını bilmek, tan ağarmaya başlamasından güneş batıncaya kadar orucu bozan şeylerden sakınmak gerekir.
Oruca niyet nasıl edilir?
Oruç tutmak için niyet şarttır. Niyet, akşam ya da sahurda yemek yedikten sonra "Allah rızası için ramazan orucunu tutmaya niyet ettim" diyerek edilir. Mutlaka bu cümleyi söylemek şart değildir. Zihinden geçirmekle de niyet olur. Sahura kalkmak da ayrıca bir niyettir.
BURDUR’UN TARİHİ CAMİLERİ
SELİMZADE CAMİSİ : Kentin doğusundadır. Yapım tarihi bilinmemekle birlikte 1889’da yapılan türbeden daha eski olduğu sanılmaktadır. Duvarlar moloz taştandır. Alt sıradaki pencereler yuvarlak taş kemerlidir. Yapının kuzeyinde ahşap direkler üzerinde son cemaat yeri bulunmaktadır. İzlerden önceleri burada sundurmalı bir son cemaat yeri bulunduğu anlaşılmaktadır. Minare tabanı taştandır. Taş gövde 1914 depreminde yıkılınca yeniden ahşap olarak yapılmıştır.
Caminin kuzeyindeki son cemaat yerine açılan taçkapı taştandır. Dar ve yuvarlak kemerli, tek kanatlı ve dikdörtgen çerçeve içinde oluşu bu kapının önemli özelliğidir. Kapı kemerinin yanlarındaki iki küçük rozet de yapıya gerçek bir görünüm kazandırmaktadır.
TEPE CAMİSİ : Tepe mahallesindedir. Mescitken sonradan camiye dönüştürülmüş bir karkas yapıdır. Üstü oluklu çinkoyla örtülüdür. Minaresi ve yazıtı yoktur.
KAYIŞOĞLU CAMİSİ : Burdur’un en eski yerleşme yerlerinden Kuyu mahallesindedir. Taş temel üstünde yükselen ahşap bir minaresi vardır. Yapının 1872’de onarıldığı bilinmektedir. Kapıdaki yazıtında Kınalızade Emin Bey adı geçmektedir.
MUSTAFA HOCA CAMİSİ : “Kuyu Camisi” adıyla da anılmaktadır. Çatısı kiremitle örtülüdür. Caminin kubbemsi tavanının ortası süslemelidir. Ahşap gövdeli minaresi saçla kaplanmıştır.
HECİN CAMİSİ : Eski yazıtına göre 1875 yılında yapılmış, 1914 depreminde yıkılmış, 1930’da yeniden yapılmıştır. Ahşap ve karkas caminin üstü oluklu çinko ile örtülüdür. İlk yapımında ahşap olan minaresini, yıkıldıktan sonra 1900’de Hacı Hacer yeniletmiştir.
SELİMOĞLU CAMİSİ : Yazıtına göre Arap Selimoğlu yaptırmıştır. 1914 depreminde yıkılmış, Kahya oğlu Hacı Osman ve kardeşi Hacı Hüseyin’ce yeniden yaptırılmıştır. Bağdadi karkas biçimli olan yapı, sıvalıdır. Üstü oluklu çinko ile örtülüdür. Minaresi, eski taş temeli üstüne, Kağıtçı Hacı Süleyman Efendi tarafından yeniden ahşap olarak yaptırılmıştır.
GAZİ CAMİSİ : Gazi Caddesindedir. 1914 depreminde yıkılmış, yeniden yaptırılmıştır. Taş temel üstünde, ahşap karkasdır. Kiremitle örtülüdür. Minaresi yerli ustalarca kesme Burdur taşından yapılmıştır.
ÇEŞMEDAMI CAMİSİ : Çeşmedamı mahallesindedir. 1842 tarihli bir vakıfnamede camiden “Muallimhane” olarak söz edilmektedir. 1914 yılında yıkılmayan birkaç yapıdan biridir. Üstü kiremitle örtülüdür. Minaresi, yazısı ve kadınlar bölümü yoktur.
NURCAMİ : Eski Hıristiyan mahallesindedir. 1953’de hayırseverlerce yaptırılmıştır. İç duvarları betonarme, dış kaplamaysa kesme Burdur taşındandır. Burdur’un tek kubbeli camisidir. Minaresi yerli ustalarca ve Burdur taşından işlemeli biçimde yapılmıştır. Özellikle tekniği açısından başarılıdır.
TAŞCAMİ (TAŞDEMİR CAMİSİ) : Yenice mahallesindedir. 1782’de Hacı Molla yaptırmıştır. 1914’deki depremde yıkılmış, ahşap olarak yeniden yapılmıştır. 1971 depreminden sonra onarılmıştır. Yıkılan minaresi yeniden kesme taştan yapılmıştır.
DİVANBABA CAMİSİ : Değirmenler mahallesindedir. Yapım tarihi bilinmemektedir. Ancak, minarenin yazıtında 1775’de Tilurizade Hacı Süleyman’ca yaptırıldığı belirtilmektedir. 1971 depreminden sonra onarılmıştır.
ŞEYH SİNAN CAMİSİ : Sinan mahallesindedir. 1776’da Çelik Mehmet Paşa tarafından medreseyle birlikte yaptırılmıştır. Burdur kesme taşından ince görünümlü minaresi 1914 depreminde yıkılmıştır.
ULUCAMİ : Pazar mahallesindeki Pazar düzlüğünde, yüksek bir tepededir. Vakıf kayıtlarına göre Hamit Oğlu Dündar Bey yaptırmıştır. 1914 depreminde yıkılan minaresinin yazıtında 1300’de yaptırıldığı yazılıdır. Çelik Mehmet Paşa 1749’da onartmıştır. Depremden sonra 1919’da ahşap karkas olarak yapılmıştır.
Doğu kuzey ve batısında üç kapısı vardır. İçten yarım kubbelidir. Kuzey kapısı yönündeki ikinci cemaat yerini, üç kubbe örtmektedir. 1971 depreminde zarar görmüşse de Vakıflar İdaresince onartılmıştır.