Burgazadada'ki koya ismini veren kadın Madam Martha'nın trajik hikayesi...

Burgazada'daki Madam Martha koyu'nun ismi nereden geliyor hiç merak ettiniz mi? Meğer Burgazada'daki o güzeller güzeli koyun isminin hüzünlü mü hüzünlü bir hikayesi varmış. İşte o yürek burkan hikaye...

Burgazada'da bugün Madam Martha Koyu olarak bilinen koyun eski adı Halikya Koyu idi. Peki, bu koyun ismi nasıl Madam Martha Koyu oldu?

İşte o trajik hikaye...

Burgazada'da kalpazan kaya üzerinde denize girilebilecek sakin koya ismini veren kişidir Madam Martha. Kızlık soyadı ile Martha Arat, lübnanlı katolik bir Ermeniydi. Balerin olmakla birlikte alımlı, gösterişli ve tek kelime ile güzel bir kadındı.

Avrupalı bir kadın gibi özgür yetişmişti ne var ki davranış biçimi olarak klasik İstanbul Ermeni Cemaati'nden farklı bir yapısı vardı. Kendi halinde bir İstanbul Ermenisi olan Berç Kazar ile tanışıp evlendikten sonra Burgazada'da yaz kış yaşamaya başladı.

Reklam
Reklam

Martha, burada 12 ay boyunca denize çıplak vaziyette giren denizden topladığı taşlardan takılar yapıp çocuklara hediye eden farklı ve neşe dolu bir kadındı. Tek kelimeyle doğaya aşıktı. Tek başına uzun yürüyüşlere çıkardı.

Yağmur sularını da biriktiren Madam Martha, bazen bu biriktirdiklerini kast ederek ‘’Biraz Allah suyuyla yıkanayım’’ deyip evin yolunu tutardı. Doğum sancısını dahi koyda yüzerken yaşayan Martha, her akşam kocaman küpeleri, ayak bileklerinde halhalları, renkli elbiseleri ve pareolarıyla iskeleye inip eşini karşılardı.

Bu renk cümbüşüyle bezenmiş kadının tüm samimiyeti ve canlılığına rağmen adada dedikodular başladı. Bir gün bu laflar onun da kulağına geldi. Dedikoduların ardı arkası kesilmeyince hakkında söylenenlere daha fazla katlanamayan Madam, 1980’lerin başında ardında ‘’Artık rahat edersiniz’’ notunu bırakarak intihar etti.

Ada halkı da Halikya olarak bilinen koya o günden sonra Madam Martha Koyu demeye başladı. Bu koy, Burgazada İskelesi’nden inip sağdaki yolu 20 dakika kadar takip ettiğinizde karşınıza çıkar ve Yassıada’nın tam karşısında 1 km’lik bir alanı kaplar.

Reklam
Reklam

Yazar Bercuhi Berberyan ‘’Burgazada, Sevgilim’’ kitabında Martha’dan şöyle bahseder: “…Deniz onun canıydı… İbadet eder gibi yüzerdi, meditasyon yapar gibi… Çocuğunun doğum sancısı bile denizdeyken gelmiş, bıraksalar suda doğururdu belki de…”