Bursa Barosu: İş uyuşmazlıklarında anlaşma oranı yüzde 20

BURSA Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Komisyonu Başkanı Avukat İsmail İşel, işçilik alacakları ve işe iade konulu uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk uygulamasını değerlendirdi.

Halil ÖZÇOBAN/BURSA,(DHA)- BURSA Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Komisyonu Başkanı Avukat İsmail İşel, işçilik alacakları ve işe iade konulu uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk uygulamasını değerlendirdi. İşel, Bursa’daki uygulamalarda anlaşma oranının yüzde 20’lerde kaldığını söyledi.
Bursa Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Komisyonu Başkanı Avukat İsmail İşel, 1 Ocak 2018 tarihinde yürürlüğe giren 'işçilik alacakları ve işe iade konulu uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk uygulamasının' bir yılını değerlendirdi. İşel, uygulamada anlaşma oranının Bursa’da yüzde 20’lerde kaldığını, açılan davaların da belli bir oranda azalmış olmasının olumlu düşünmeye yetmeyeceğini belirterek, “Hak ve hürriyetlere sınırlama getirdiği Anayasa Mahkemesi tarafından da kabul edilmiş olan, taraflara, Hazine'ye ve topluma ağır maddi külfetler yükleyen zorunlu arabuluculuk uygulamasından dönülerek, 7036 Sayılı Kanun'dan önce olduğu gibi arabuluculuk başvurusunun ihtiyari şekilde devam etmesi gerekmektedir” dedi.
Bursa Barosu Başkanı Avukat Gürkan Altun, yönetim kurulu üyeleri ile Bursa Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Komisyonu üyesi avukatların katıldığı basın toplantısında konuşan İsmail İşel, resmi kaynaklara dayanılan haberlere göre; 31 Aralık 2018 tarihi itibariyle bir yılda toplam 354 bin 333 arabuluculuk başvurusu yapıldığı, bunun 234 bin 327’sinin anlaşmayla sonuçlandığı, 104 bin 272’sinde ise anlaşma sağlanmadığı, 15 bin 734 başvurunun ise halen müzakere masasında olduğunun açıklandığını ifade etti. İşel, yine aynı haber içeriklerinde 2017 yılında iş mahkemelerinde 210 bin dava açılmasına karşın 2018 yılında açılan dava sayısının sadece 92 bin 482 olduğunun açıklandığını belirterek, “Bu verilere göre her 10 işçi, işveren uyuşmazlığından neredeyse 7’sinin anlaşmayla bitmiş olduğu anlamı çıkmaktadır ki, bu oran gerçekten de oldukça yüksek ve bizim için bir o kadar da şaşırtıcıdır. Yine açılan dava sayılarına ilişkin haberdeki veriler de oldukça iddialı olup, tartışılmaya da muhtaçtır” diye konuştu.
ANLAŞMA ORANI YÜZDE 20’LERDE
İşel, Bursa’ya ilişkin veriler hakkında da şunları söyledi:
“Bursa iş mahkemelerine açılmış dava sayısı 2016 yılında 7 bin 669, 2017 yılında ise 7 bin 723 iken, 2018 yılında 6 bin 152 olmuştur. Ancak 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren arabuluculuk müzakereleri nedeniyle davaların bir ay kadar geç açılabildiği dikkate alındığında, 2018 yılına dair uyuşmazlıkların yüzde 10’luk kısmının Ocak 2019 ayında davaya dönüşeceği malumdur. Bu durum dikkate alındığında Bursa’da 2018 yılında açılan iş davaları sayısında önceki yıllara göre sadece yüzde 13 civarında düşüş olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Daha geçen ay iş yoğunluğundan dolayı 3 ayrı iş hakiminin, Bursa’da görev yapmaya başlamış olması da iş yoğunluğunun geçmiş yıllara göre azalmadığının aksine arttığının önemli göstergelerinden biridir. 2018 yılı içinde Bursa Arabuluculuk Bürosu’na yapılan başvuru sayısı 12 bin civarında olmuş ve bunlardan sadece 2 bin 800’ü anlaşma ile sonuçlanmıştır. Buna göre Bursa’daki arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma oranı yüzde 20’lerde kalmıştır. Bursa’ya ilişkin somut verilerden anlaşıldığı üzere, zorunlu arabuluculuk kapsamındaki anlaşma oranı yüzde 20’ler seviyesinde kalmış, açılan dava sayıları açısından ise sadece yüzde 13 civarında bir düşüş ortaya çıkmıştır.”
Avukat İsmail İşel, “7036 Sayılı Kanunun temel amacı, iş mahkemelerinde açılan dava sayısını azaltmaktı. Bu yönde amaç hedef gütmenin elbette anlaşılabilir bir yanı vardır. Fakat açılan dava sayılarını azaltmak için belirlenmiş yöntemlerin adaleti zedeleyici, hakka ulaşmayı zorlaştırıcı olmaması elzemdir. Hukukçular olarak bizlerin talep ve beklentisi; açılan dava sayılarını azaltmak için dava açma koşullarını zorlaştırıcı kanuni düzenlemeler yerine, mağdur tarafın dava açma gereği duymadan da hakkını almasını sağlayıcı/kolaylaştırıcı düzenlemeler yapılması yönündedir. Taraflara hak kayıpları yaşatmadan ve adalete erişimi de zorlaştırmadan dava sayılarını azaltacak birçok başka çözüm yolları vardır. Ancak bu tür çözüm yolları benimsenmesi yerine 7036 Sayılı Kanun'la alternatif çözüm yolu denilerek, zorunlu arabuluculuk yöntemi benimsenmiştir. Hak ve hürriyetlere sınırlama getirdiği yüksek mahkeme tarafından da kabul edilmiş olan ve taraflara, Hazine'ye, topluma ağır maddi külfetler yükleyen zorunlu arabuluculuk uygulamasından dönülerek, kanundan önce olduğu gibi arabuluculuk başvurusunun ihtiyari şekilde devam etmesini istiyoruz” dedi.

Reklam
Reklam

FOTOĞRAFLI